30 Haziran 2017’de “Yunanistan’a Ege Denizindeki adaları verdik mi?” sorusuna cevap aradığım yazımda; “Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip olan Türkiye, bölgedeki kıta sahanlığının dış sınırlarını BM’de kayda geçirdiği gibi bu bağlamdaki meşru hak ve çıkarlarını korumak için gerekli tedbirleri almış bulunuyor. Bu sebeple Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarlarını dikkate almadan atılacak adımların ne hukuki açıdan bir geçerliliği, ne de bölgede gerginliği artırmak dışında bir işlevi olacaktır. Doğu Akdeniz’e kıyıdaş bazı ülkelerin son dönemde aralarında deniz yetki alanlarının sınırlandırılması hususunda yürütmekte olduğu işbirliği süreçlerine Türkiye aktif şekilde müdahildir. Bir karış vatan toprağını binlerce şehit ve gazinin kanıyla perçinleyen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Ege Denizindeki adaları Yunan egemenliğine devredilmesine ses çıkarmaması kendi varlık sebebini inkâr olmaz mı? Evet, fiili olarak Yunanistan anlaşmaları ihlal etmektedir, ancak Türkiye’nin Egemenlik haklarını korumak için yapacağı her türlü operasyona da yaptığı ihlâl ve haksızlıklarla ortam hazırlamaktadır. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı halen zihinlerde yerini koruyor, palikarya Türk askerinin ne yapabileceğini Beşparmak dağlarına baktığında iyi görüyor. Demek istediğim devletimiz güçlü, dışişleriyle ordusuyla gelişmeleri çok yakından takip ediyor.” bilgisini sizlerle paylaşmıştım.(1)

O günden bugüne Yunanlılar yanlarına uydu Güney Kıbrıs’ı da alarak, Türk karasularını ve hava sahasını ihlal etmeyi sürdürdüğü gibi, 12 adayı silahlandırmaktan geri kalmadılar. Atina ile Ankara arasındaki Ege gerilimi tırmandıran taraf her zamanki gibi Atina oldu.Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocyas, Kardak açıklarında Türk-Yunan botlarının çarpışmasıyla ilgili ”Kırmızı çizgiyi aştı” dedi. Hem Koçyas hem de hükümet sözcüsü, benzer bir olayda Yunan tarafının artık barışçı davranış sergilemeyeceğini söyledi. Yunanistan Hükümet Sözcüsü Dimitris Canakopulos da saldırganlığa eşdeğer yanıt vereceklerini dile getirdi.’ ve ‘Yunan karasularında Türk tarafının bir başka saldırganlık eylemi olursa buna karşılık verilecektir, bizim için bunun başka yolu yoktur” dedi.(2) Yunanlılar gemi azıya aldılar. Hatta Yunanistan Dışişleri eski Bakanı Theodoros Pangalos, “En iyi Türk ölü Türk’tür. Buna inanıyorum çünkü hiç iyi Bir Türk ile karşılaşmadım” şeklinde skandal ifadeler kullanmıştı.(3)Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, agresif olmakla suçladığı Türkiye’yi NATO ve ABD’ye şikayet ettiklerini dile getirdi. Yunanistan’ın toprak bütünlüğüne yönelik hiçbir saldırıyı hoş karşılamayacaklarını belirten Çipras, Yunanistan’ın sınırının aynı zamanda 28 üyeli Avrupa Birliği’nin de sınırı olduğunu hatırlattı ve “Türkiye’nin son dönemlerdeki provokatif davranışlarını NATO ve ABD’ye ilettik.” dedi.(4)
Türkiye ve Yunanistan arasında Kardak ve Güney Kıbrıs Rum yönetiminin Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon faaliyetleri nedeniyle gerginlik neredeyse had safhaya ulaştı. Yunan hükümetinin frene basması için sağduyu açıklamaları yapanda olmadı değil. Kardak bahanesiyle gerilime sebep olan Yunanistan’ı uyaran Yunan haber sitesi Ptisi Diastima, Türkiye’nin Afrin’de yürüttüğü operasyonu değerlendirdi ve Türkiye’nin sahip olduğu teknolojik üstünlüklerden, Bayraktar İnsansız Hava Aracı’ndan, UMTAS Uzun Menzilli Tanksavar Füzesi’nden bahsetti.(5) Bunun anlamı çok açık, “- kaşınmayalım, yoksa Türkler bizi iyi tımar eder!” Türkiye’nin Afrin harekâtını fırsat bilip akılları sıra Ege’de saldırgan eylemler tezgâhlayan palikaryaya cevap gecikmedi. Türkiye’ye ait savaş gemileri Kıbrıs karasularında doğalgaz sondajlarını engelledi.

Bir İtalyan enerji şirketi bu bölgede yoğun bir doğalgaz yatağı bulunduğunu teyit etmişti. Türk medyası Kıbrıs Türklerinin bu kaynaklardaki haklarının savunulması gerektiğini yazarken, Kıbrıslı Rum gazeteciler AB’nin kendilerini yalnız bıraktığı görüşünde. “Türkiye’nin enerji tüketimi giderek artıyor. Ankara bugüne dek doğalgaz sondajı yarışına hiç dahil olmamıştı. Ancak Doğu Akdeniz’e kıyısı olan başka ülkelerin bu yarışa girdiklerini görüyoruz: Leviathan ve Tamar’da doğalgaz yataklarının bulunduğu İsrail, Zohr gaz havzası nedeniyle doğalgaz ithalatını bırakan Mısır gibi. Şimdiyse, Ankara’nın uzun süredir Yunanistan’ın nüfuzundan çıkarmaya çalıştığı Kıbrıs bu kervana katıldı. Günümüzde Kıbrıs hala, Türkiye denetimindeki Kuzey Kıbrıs ile ikiye bölünmüş halde. Karasuları tartışması, mevcut kavganın sadece bir ayağı olsa da, bulunan doğalgaz yatakları nedeniyle daha da ön plana çıkacaktır.(6)

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar; Avrupa ve Amerika’nın şımarık çocuğu Yunanlıların tahrik ötesi açıklama ve eylemlerine Ege’ye çıkartma yaparak ‘-hodri meydan’ dedi. Akar; ”Hem Afrin’de operasyon yapabilecek hem de aynı anda Ege’yi kontrol edebilecek güce sahibiz” açıklamasını yaptı ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’ndeki hak ve menfaatlerinin korunması konusunda kararlı olduğu mesajını verdi.(7)Yunanistan kaşınınca 1. Ordu 5. Kolordu 55. Mekanize Piyade Tugayı Meriç’i aşabileceğini gösterdi! 1. Ordu 5. Kolordu’ya bağlı Kırklareli 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Köprücü Taburu tarafından 197 personel ile 61 askeri aracın katılımıyla gerçekleştirilen “Durgun Sulardan Geçiş” tatbikatı gerçeği aratmadı.
5. Kolordu ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Gürsel Yüz ile 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Albay Cihan Uzun katıldı. Köprücü Taburunda bulunan Tüm General Muhittin Önür Göleti’nde icra edilen tatbikatta senaryo gereği, göletin karşısında bulunan bir ülkeye yapılacak taarruz nedeniyle Mehmetçik fiberglas botlar ile göletten sessiz bir şekilde karşı kıyıya geçti. Daha sonra sis bombaları atılmasının ardından, bölgeye hücum botları ile takviye birlikler geldi. Senaryo gereği çatışmanın yaşandığı bölgeye, hızlı bir şekilde askeri araçların intikali için gölette çalışmalar başlatıldı. Karşı kıyının emniyetinin alınmasının ardından Zırhlı Muhabere Aracı (ZMA) ile Geliştirilmiş Zırhlı Personel Aracı (GZPT) araçları göletten yüzerek bölgeye intikal ettirildi. Gerçeği aratmayan tatbikatta, göletin üç ayrı bölgesine karadan da gitme yeteneğine sahip araç olan Seyyar Yüzücü Hücum Köprü (SAMUR), katlanabilir şerit yüzücü köprü ve sabit köprüler kurularak, tanklar ve tekerlekli askeri araçların karşı kıyıya geçişleri sağlandı.(8)
Tekirdağ’daki 5.Kolordu, Türk Kara Kuvvetlerine bağlı 1. Ordu’nun kolordularından biridir. Kolordu, 1921’de Kurtuluş Savaşı esnasında 5.Süvari Kolordusu ismiyle kuruldu. Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne’yi dış tehditlere karşı korumakla yükümlü. Batı Trakya’da karşımızda İSKEÇE’de konuşlu Yunan 4 ncü Kolordu’su; 2 Mekanize Piyade Tümeni,1 Zırhlı Tümen ve 2 Bağımsız Tugay ve 2 adet 227 mm.lik K/M Paletli Zırhlı araç üzerine monteli M270 MLRS Çok Namlulu Topçu Roket Taburu ile diğer muhtelif Topçu birliklerinden müşekkel devasa her an savaşa hazır bir Kolordu var. “Durgun Sulardan Geçiş” tatbikatına komuta eden Tümgeneral Gürsel Yüz, tamda bu işlerin adamı. Kendisi istihkâmcı. 5. Kolordu Komutanlığına atanmadan önce ‘Milli Savunma Bakanlığı Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu Üyeliği’ ve Genelkurmay Lojistik Daire Başkanlığı görevlerinde bulunmuştu. Yunanistan’ın saldırgan tavrı başına iş açabilir. Yunanlılar bu gidişle kendi başlarını yiyecek gibi görünüyor. Türkiye’ye yönelik saldırı durumunda Türk ordusu Meriç nehrini kısa sürede nasıl aşabileceğini göstererek inceden mesaj verdi. Anlayan anlamıştır!
ABD–İran ilişkileri uzun süredir gergin. ABD’nin İran’a karşı ambargonun ötesinde savaş dahil her türlü yaptırımda bulunması için İsrail ve Suudi Arabistan bastırıyor. Suudiler Yemen’de başa çıkamadıkları Husilere destek sunan İran’ın kendi karizmalarını çizmesinden rahatsız. Ülkelerindeki ve diğer körfez şeyhliklerindeki Şii nüfusun İran’ın kontrolüne girme ihtimali onları çıldırtıyor. Zaten İsrail ‘sevmediği ot burnunun dibinde bitermiş’ hesabı İran’ın Suriye’deki varlığını ulusal güvenliği açısından tehdit kapsamında değerlendiriyor. Bazı gelişmelere bakıldığında ABD ile İran arasında bölgede sınırlı bir savaşın yaşanması söz konusu. Amerikalılar bu savaş için yıllardır hazırlanıyor. Kuzey Irak’ta silah ve mühimmat depoladılar. Sözde Suriye’de PYD/YPG’yi nasıl sözde DEAŞ (IŞİD) ile mücadelede müttefik kara ordusu -gelin biz buna paralı askerler diyelim- kullandılarsa Peşmergeyi de İran ile savaşlarında aynı şekilde kullanmayı planlamışlardı. Şimdi bu plana Rakka’dan tahliye ettikleri DEAŞlı teröristleri kattılar. Muhtemelen bir sonraki aşama PYD/YPG unsurlarının İran’a yönelik operasyonlarda kullanılması. Nitekim NATO savunma bakanları toplantısında, ittifakın Irak’taki askeri eğitim misyonunu genişletmesi kararı alınmıştı. İttifak, Irak silahlı kuvvetleri için yeni okul ve akademiler açılmasına yardımcı olacak. Eğitimin Irak’ın başkenti Bağdat ve diğer kentlerinin yanı sıra Ürdün gibi komşu ülkelerde de verilebilecek.(9) Şimdi NATO’nun Irak’ta işi ne diye sormazlar mı? Bu neyin hazırlığı?
Amerikalı yetkililerin biri gidiyor diğer geliyor. Görüşme trafiği oldukça hızlı. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Ankara’da bir araya geldi. Ana gündem maddesi Suriye ve ABD’nin YPG’ye verdiği destek. Türkiye’nin Suriye’de PYD-YPG yapılanmasına yönelik yaklaşımında değişiklik olmayacağı ABD tarafına yeniden iletildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen haftalarda Washington’u YPG’ye 5 bin TIR ve 2 bin uçak dolusu silah göndermekle suçlamıştı.(10) Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile görüşmek için tercih ettiği tarihi mekân, Amerikalılara verilmek istenen ikonik mesaj açısından oldukça anlamlıydı. Uzun zamandır bu tür programlar için kullanılmayan atıl tutulan Ankara Palas yani Devlet Konukevi ikili görüşmeye tanıklık etti. Ankara Palas’ın karşısında İstiklal Savaşının yürütüldüğü Birinci Meclis yani Gazi Meclis bulunuyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın ikili görüşmesi sonrasında iki ülke ortak deklarasyon yayımladı. ABD-Türkiye ortak deklarasyonunda şu ifadeler yer aldı: “Suriye içinde oldu-bitti ve demografik değişim yaratacak tüm girişimlere yönelik kararlı bir duruş sergileyeceğiz. İki ülke arasındaki sorunların çözümü için en geç Mart ortasına kadar ortak mekanizma kurulması kararlaştırıldı. Türkiye ve ABD, Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve ulusal birliğinin muhafazasına olan bağlılıklarını teyit ederler.” Tillerson’ın; “Cumhurbaşkanı ile yaptığımız görüşmede tekliflerimizi sunduk. (Menbiç-Afrin) Bağımsız demokratik bir Suriye’yi, birleşik bir Suriye’yi istiyoruz. İkimizin de bu konuda görüşleri ortak. Her zaman SDG’ye sağladığımız desteğin kısıtlı olacağını, askeri hedeflerin ileriye taşınmasını engelleyecek bir destek olduğunu söyledik.” ifadesi, Türkiye ile anlaşma zemini aradıklarını gösteriyor.
Bakınız:
1- https://kafkassam.com/yunanistana-ege-denizindeki-adalari-verdik-mi.html
2- https://tr.sputniknews.com/avrupa/201802161032279437-atina-turkiye-ege-gerilimi-barisci-yanit-olmayacak
3- http://www.abhaber.com/eski-yunanistan-disisleri-bakani-theodoros-pangalos-en-iyi-turk-olu-turktur/
4- http://tr.euronews.com/2018/02/15/yunanistan-turkiyenin-egedeki-provokasyonlarini-nato-ve-abdye-ilettik
5- http://www.internethaber.com/yunan-basinindan-cok-konusulacak-turkiye-itirafi-1847406h.htm
6- https://www.eurotopics.net/tr/194337/ankara-kibris-aciklarinda-dogalgaz-sondajini-engelliyor#
7- https://tr.sputniknews.com/turkiye/201802091032187031-akar-hem-afrin-hem-ege-ayni-anda-kontrol-edebilecek-guce-sahibiz/
8- http://www.milliyet.com.tr/kirklareli-nde-afrin-tatbikati-gundem-2610885/
9- https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201802151032267012-irak-askeri-egitim-nato-karakteri/
10- https://www.amerikaninsesi.com/a/tillerson-turkiye-de/4255888.html

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39