KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Uzun vadeli hedefimiz Türkmen Devletidir”

Uzun vadeli hedefimiz Türkmen Devletidir”

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 31 dk okuma süresi
280 0

Türkmenlerin ve Kerkük’ün geleceğini birinci muhatabıyla konuştuk. Mülakat gerçekleştirdiğimiz ITC lideri Erşat Salihi, tüm sorularmıza samimiyetle ve gerçekleri ortaya dökerek cevap verdi. Uzun vadede Irak ve Suriye Türkmenleri’nden oluşacak Türkmen Devleti projelerinin olduğunu açıklarken, bütün ihtimalleri değerlendirdi. Tercihlerinin, kendi çıkarları için de uygun olan Irak toprak bütünlüğünden yana olduğunu da dile getirirken, olası bir Türkmen-Kürt ortak devletinin de nasıl gerçekleşebileceğinin şartlarını sıraladı.

Bölücü terör örgütünün Türkmen coğrafyasındaki etkinliğinde İran’ın parmağı olduğunu dile getiren Salihi ayrıca, FETÖ’nün Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, daha önce hiç bir yerden duymadığınız, Kerkük’te nasıl bir Türkmen katliamı planlandığını açıkladı. FETÖ darbe girişimin sadece Türkiye’ye değil, bütün Türk dünyasına yönelik olduğuna dikkat çeken ITC lideri, “Bizi yalnız koruyan Türk varlığıdır, Türk Milliyetçiliğidir ve Türk dilidir” diye konuştu.

İşte Kurultay gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aydın Taş’ın, Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi ile gerçekleştirdiği mülakatın tamamı:

Aydın Taş: İlk sorum, Türkmenlerin Irak’ta bir geleceğini görüyor musunuz?

Erşat Salihi: Bir Türkmen coğrafyasından bahsettiğiniz zaman tek Irak’ta olan coğrafya değil, Ortadoğuda’ki Türkmen coğrafyası, özellikle Suriye’de olan Türkmen coğrafyasını da konuşmak gerekiyor. Malesef zaman içinde haksızlığa mağruz kalan Türkmen milleti coğrafyada çok kayıplar etmiştir, hele özellikle Suriye Türkmenleri çok kayıplar etmiştir ve coğrafya olarak etnik temizleme yaşamışlardır. Irak Türkmenleri ise, coğrafyaları üzerinde hala biraz durmuşlardır ama neler olacaktır? Bu IŞİD projesinden sonra şimdi artık taşlar yerinden oynadı. Bunun neticesinde Türkmenlerin geleceği Irak içersinde büyük bir tehlike içerisinde görülüyor. Yakında ve halen Telafer’de göçe maruz kalan Türkmenler var; kimi Güney Irak’a gitmiştir, kimi Türkiye’ye gitmiştir. Bunun neticesinde bir de Erbil’deki Türkmenler asimilasyona maruz gittiler.

KERKÜK’TE PETROL OYUNU VAR!
Uygulanan politikanın neticesinde bir de Kerkük’ün üzerinde oynanan büyük bir oyun var. Bir petrol oyunu. İki kürt partisinin baskısı altında kalan Türkmen coğrafyası var. KDP’nin ve KYB’nin hakimiyeti altında. Uzanan şeritte Tuzhurmatu’da yaşanan gerginlik, Kürt insanlarının Türkmenler ile yaşadığı gerginlikler. Daha yukarı çıktığımız zaman Diyala üzerinde olan Türkmen aşiretleri. Orada büyük bir coğrafyaya sahip olan kimseleriz. Adından da bellidir Tartöken, Aştıran, Adana yani bu gibi isimler, sonra Kızlarbat, Şahbaran bunların hepsi Diyala’da olan Türkmen isimleri. Maalesef bunların hepsi tehlike altına giriyor ve geleceğimiz daha büyük tehlike altına giriyor. Başta Kerkük olmak şartıyla.

Aydın Taş: Kerkük’te güvenliği Peşmerge sağlıyor, kontrol onlara geçti ama Peşmerge de ikiye ayrılıyor… Bir Barzani’ye bağlı olanlar, bir de Talabani’ye bağlı olanlar… Bunlar kendi aralarında anlaşabiliyor mu? Bu birinci soru. Bir de Kerkük’te zaman zaman karşı durmalar oluyor. Bu hangi tarafla alakalı Barzani mi, Talabani mi ? Bu Türkiye’de pek ayırt edilemiyor ve bilinmiyor da…

Erşat Salihi: Şimdi belli olan, Kerkük’te özellikle KYB’liler, yani Talabani grupları orada daha çok etkilidiler. Hem Kerkük, hem Tuzhurmatu, hem Bava Nur bölgesinde. Barzani’nin buralarda o kadar etkisi yoktur. Kerkük konusunda yalnız KYB ile onların rekabeti petrolun kimin üzerinde olacağıdır. Kimin üzerinden ne kadar petrol satılsın ve kim ne kadar petrol alsın.

KERKÜK PETROLÜ TÜRKMENLERİNDİR
Aydın Taş: Yani Erbil’deki petrol zaten Barzani’nin kontrolünde, Talabani de Kerkük’teki petrolü mü istiyor?

Erşat Salihi: Petrol genelde Kerkük’ten çıkıyor, ancak boru hattı Erbil’den Zaho’dan geçerek, Yumurtalık-Ceyhan’a ulaşıyor. Talabani ise bundan rahatsızdır. Yani o petrol geliri yalnız Barzani üzerinden alınıyor. O yüzden aralarında Kerkük petrolü üzerinde de zaman zaman sorun çıkabilir. Yani sahibi Kerkük Türkmenleri’dir ama maalesef meyvesini başkası yiyor. Başkası yiyor, kendisi bakıyor. Bu da Türkiye’nin üzerine düşen bir görevdir. Yani Türkiye bunun üzerinde vakıf olması lazımdır. Türkmenler bugün ekonomik durumu en zayıf olan millettir. Bizim Kerkük’ün petrolünü sadece KDP ve KYB götürmemeli. Merkezi hükümet de yararlansın. Türkmenlerin buradan bir şey görmemeleri büyük bir zulümdür.

PKK’NIN O BÖLGEDE OLMASININ ARKASINDA İRAN VAR
Aydın Taş: Son zamanlarda özellikle de son bir senedir PKK etkinliği var. Tuzhurmatu’daki bazı çatışmalarda PKK’nın rolü olduğu sizin tarafınızdan da dile getirilmişti. Herhalde Talabani ile bir birliktelikleri var. Tuzhurmatu’yu biz Türkmen kenti olarak biliyorduk. Ne olduda Tuzhurmatu’da böyle çatışmalar çıkmaya başladı?

Erşat Salihi: Tuzhurmatu’nun da hassasiyeti, bir Kerkük gibi hassasiyettir. Ora da yüzde yüz Türkmen bir ilçedir ama Talabani yandaşları o bölgenin hakimiyetini yine kendileri ele almışlardır. Bunun neticesinde Türkmenler ile Kürt peşmergeler bir çatışmaya girdiler ama ne yazık ki, Avrupa ülkelerinden verilen silahlar Kürt peşmergesine, onlardan da PKK’ya verildi. O bölgede PKK, bizleri daha çok vurmaya başladı. Kendileri de söylediler. Şu anda bizim kayıp insanlarımız var, altı aydan beri haber alınamıyor. O olaylar sırasında kaçırılanlar var. Özellikle Irak Türkmen Cephesi’nin Enformasyon Sorumlusu Tuzhurmatu’dan Cevdet Kazıoğlu kaçırıldı. Şu ana kadar kimin nerde olduğunu bilmedik, öğrenemedik. Tabi PKK’nın orada oluşumu öyle sıradan bir olay değil. Bunun ardında kesinlikle İran’da olabilir. Bunları desteklemeleri de çok enterasandır.

Aydın Taş: PKK orada ne yapmaya çalışıyor? PKK Türkiye’ye yönelikti. Bu terör örgütünün orada ne gibi bir rolü var ya da ne gibi bir rol verildi?

Erşat Salihli: Zaten soru işareti de bu. Bugün PKK’nın nesi var Tuzhurmatu ‘da? Ne işi var Kerkük’ün güneyindeki Türkmen Tavuk ilçesinde? 1000 kişiye yakın orda PKK’nın orda karargahı bile vardır. Ondan sonra Sincar’da da bulunmuşlardı. Malasef Irak Hükümeti buna gözünü yumuyor ve özellikle Talabani partisi de göz yumuyor. Bunu sürekli söylüyoruz, PKK oluşumu Kürt-Türkmen dostluğuna, kardeşliğine zarar verir. Kürtler de elleriyle elde ettikleri imkaniyeti belki de gelecekte PKK yüzünden kaybedebilirler.

KÜRT PARTİLERİ ZİYARETİNDEN BEKLENTİ NE?

Aydın Taş: Siz Yakın zamanda Kürt Partilerinin orada liderleri ile görüştünüz. Bu basında pek yer almadı ama biz Kurultay’da bunları yazdık. O da sadece görüştüğünüzü yazdık, fazla bir enformasyon alamadık. Hatta Barzani’nin kendisiyle görüştünüz. Talabani’nin partisinin Başkanı ile görüştünüz. Goran hareketi ile görüştünüz. Kürt İslam Partisi İle görüştünüz. Bu görüşmelerinizde ki temel amaç neydi?

Erşat Salihi: Kürt Kamuoyunu, sürekli Irak Türkmen Cephesi’ni Kürt-Türkmen yaklaşımını engelleyen, barışı ve istikrarı sağlamamakla bir taraf olarak görüyor ve sanki biz her zaman sebebiz ama biz net bir şekilde gittik, onlara Türkmenlerle ilgili yapılan icraatler hakkında onlara hassasiyetlerimizi anlattık.

Türkmen bölgelerindeki yapılan icraatler ve yönetimin ellerindedir. İdare ve güvenlik herşey kendi ellerindedir. O yüzden her ne yanlışlık yapılırsa kendileri sorumludur. Güvenlik ellerindedir. Peki Türkmenleri kim öldürüyor? Söyledik kendilerine, “Türkmenlerin yöneticilerine kimler suikastler yapıyor?” diye sorduk. Kimdir? Güvenlik sizin elinizdedir, asayiş sizin elinizdedir. Diğer bir büyük polis teşkilatının parçası kendi ellerindedir. Orada bizim İlçe Meclis Başkanımız, hemde Irak Türkmen Cephesi’nin siyasi idarecisini bir yıl önce öldürdüler. Ondan sonra birkaç tane subaylarımız öldürüldü. Biz yine Kürt partilerine, kamuoyuna yavaş yavaş bunları söyleyeceğiz. Biz geldik ve niyetimizin temiz olduğunu da söylüyoruz. Zayıf durumda değiliz. Siyasi taraftan her ne kadar hükumet tarafından göz ardı edilmiş olsak da. Biz siyasi taraftan Irak’ın içinde önemli bir faktörüz. Bizsiz de bir şey bölgede yapılamaz. Kürtler de bunu iyice biliyorlar. Bizsiz bir yere varamazlar.

BU MEMLEKETİN SAHİBİ VAR!

Aydın Taş: Neye dayanarak söylüyorsunuz bunu?

Erşat Salihi: Yani bugün biz olmasaydık, bugün kendi başlarına Kürdistan Bölgesini ilhak etmiş olurlardı. Bu güç ellerinde, para ellerinde, peşmerge ellerinde ama niye yapamıyorlar? Orada önemli bir unsur var. Sahibi vardır o memleketin. O yüzden bir emrivaki siyasetiyle yapmış olurlarsa da kesinlikle gelecekte farklı bir direniş hareketi çıkar. Tekrar kanlar dökülür. Bizler ne bir Türkmen gencinin, ne bir Kürt gencinin kanının dökülmesini istemeyiz. Onun için siyasi partilere net bir şekilde mesajımızı verdik. Onlardan da birmükabil görüşlerini bekliyoruz. İşin sonunda Türkmen halkına ve Kürt halkına bir mesajımız olacaktır.

IRAK BÖLÜNÜRSE, TÜRKMENLER NEREDE YER ALACAK?
Aydın Taş: Peki… yarın oldu da Irak parçalandı. Kuzeyde bir Kürt Devleti kuruldu. Türkmenler burada nerede yer alacaklar? Kürtlerle beraber mi? Türkmenlerin bölgesi Kürtlerin kontrolündeyken, merkezi Irak Hükümeti ile mi olacaklar? Ki, merkezin şu an ki yaklaşımını da biliyoruz. Yoksa daha önce dile getirdiniz. Türkmen Devletini mi ilan edecekesiniz? Bunu başarma imkanınız var mı?

Erşat Salihi: Biz bugün Irak’ın toprak bütünlüğünü herkesten fazla savunduk ve savunmaya da devam edeceğiz. Çünkü çıkarımız Irak’ın toprak bütünlüğündedir ama eğer Irak muhtelif federallere gitmiş olursa; Şii bölgesi, Sünni bölgesi ve Sünniler ile Kürtler arasında olan Türkmen bölgesi’de meydana çıkmış olursa, Türkmen Devleti bizim için en iyi çözümdür. Irak bütünlüğünü koruyamazsa uzun vadeli hedefimiz, Türkmen coğrafyasını birleştirmektir.

UZUN VADELİ HEDEFİMİZ TÜRKMEN DEVLETİDİR!
Aydın Taş: Yani Türkmen Coğrafyası derken, Suriye’ye kadar uzanan mı?

Erşat Salihi: Şimdilik mevcut Irak Türkmenleri için bölgede muhtelif projeler ortaya atılmış olsa da; evet, bizim uzun vadeli hedefimiz Suriye ve Irak Türkmenleri ile bir araya gelip, Türkmen Devleti’ni kurmamız lazımdır.

Eğer bugün burada bir Kürt Devleti kurulursa bir Türkmen Devleti kurulmasında da bir sakınca yoktur.

Herkes kendi devletini kursun, kendi coğrafyasında kendisini idare etsin. Bunda bir şey yoktur. Öbür türlü olursa milletlerin parçalamasına yol açacağını düşünüyoruz. Coğrafyaları ayırmış olur. Üçe bölünmüş Irak, terör örgütlerine, IŞİD gibi, PKK gibi taraflara daha çok fırsat verir. Onun için tavsiye ederiz ki, herkes kendi coğrafyası üzerinde idari ve siyasi hakkını yürütsün. Kürtlerin kendilerine ait bir bölgeleri vardır üç vilayetten teşekkül ediyor. Erbil, Süleymaniye ve Duhok ama onun haricinde olan anlaşmazlıkta olan bölgeler de var. Anayasa’da da yazıldığı gibi orası bir Türkmen Şehri olan Kerkük’tür. Bir gün bir emrivaki siyasetiyle Kürtlere bağlanacaktır. Ya peşmergenin gücüyle ya petrolün satışıyla, bence bu çözüm getiremez.

KERKÜK’ÜN DURUMU NE OLACAK?
Aydın Taş: Nasıl çözülür peki Kerkük Sorunu?

Erşat Salihi: Bir tek Kerkük değil, bu anlaşmazlık denilen bölgelerde, Tuzhurmatu olsun, Diyala olsun, Kerkük olsun… Bunlar karışık olan bölgelerdir. Karışık olan bölgeler bir tarafın yönetilmesi ile idare edilmemesi lazımdır. Bakınız Musul’daki olaylar da aynen bir taraftan idare edildiği için sonucu böyle oldu. Musul’da Türkmenler var, Sunniler var, Kürtler var, Yezidiler var, Şebekler var ve hele daha 6-7 milletten oluşan kimseler vardır. Kerkük’te aynısıdır. Türkmenler, Araplar, Kürtler vardır. Onun için anlaşmazlık denilen bölgeler, karışık olan bölgeler her zaman özel federallere çevrilmesi lazımdır. Özel federal şartı altında hiçbir yere ilhak edilemez. Kendi kendisini idare eden federaller olur. Hiçbir federeye de bağlanmaz.

TÜRKMEN DEVLETİ’NİN HARİTASI ORTAYA KONULMALI
Aydın Taş: Ama bu şekilde olursa, Kürtlerin sahip olduğu bir bölge gibi Türkmenlerin hiçbir bölgesi olmamış olur. Sadece Türkmenler’den oluşan bir bölge olmamış oluyor. Türkmenlerin bölgesi hep karışık.

Erşat Salihi: Türkmen bölgeleri coğrafi olarak birbirine bağlı değil şimdilik. Kerkük ile Telafer arasında başka coğrafyalar vardır. Tabi bizim için sorundur. Deminde söyledim, eğer herkes barış yollarını gözetirse, herkes kendi coğrafyası üzerinde hakim olur. Bizim kimsenin coğrafyasında gözümüz yoktur ama başkalarının gözü de bizim coğrafyamız üzerinde olmasın. Uzun vadede Suriye Türkmenleri, Irak Türkmenleri olsun; gözlerinin önüne bir Türkmen Coğrafyası, bir Türkmen Devleti haritasını koyulması lazımdır. Bugün yoksa yarın.

Aydın Taş: Yani yarın öbür gün biz Türkmen Devleti’ni ilan ediyoruz denildiğinde kimse şaşırmasın diyorsunuz…

Erşat Salihi: Herkesin kısa vadeli projesi var. Uzun vadeli projeleri de var. Mevcut olan projelerimiz hem Irak’ın hem Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunmadır ama illaki bu bölgeler değiştirilirse, taşlar yerinden oynarsa her milletin hakkı kendi coğrafyası üzerinde kendi kendini idare etsin.

TÜRKMEN-KÜRT ORTAK DEVLETİ OLUR MU?
Aydın Taş: Kafalarda soru işareti kalmaması için soruyorum… Mesela şöyle bir şey olabilir mi? Kürtlerle Türkmenler ortak bir devlet olabilir mi?

Erşat Salihi: Biz hala daha Kürtlerin iyi niyetli olduğu beklentisindeyiz. Bir bakalım Erbil’de neler verirler Türkmenlere. Süleymaniye’de neler veririler. Bir bakalım deneyelim onları. Ondan sonra gelip masada oturabiliriz. Biz bu bölgenin içinde kardeş bir şekilde, ortak bir şekilde yaşamayı, idareyi kabul edebiliriz. Bir Türkmen, bir Kürt beraber olmasını kimse reddetmez ama ortak. Ortak bir coğrafyanın içinde ortak olarak her iki taraf. Bunu ne onlar reddebilirler, ne de Türkmenler reddebilirler.

MUSUL OPERASYONU NEDEN GERÇEKLEŞMİYOR?
Aydın Taş: Musul operasyonu konuşuluyor. Musul operasyonunda Türkmenler’de yer almak istiyor. Bunu sizde dile getirdiniz. Merkez Irak Hükümeti’nin buraya bir operasyon yapılacağı uzun zaman önce açıkladı, halen bir hareket olmasa da operasyon bekleniyor… Barzani’nin biraz hareketli, istekli olduğunu görüyoruz. Musul operasyonuna Türkiye’nin katılacağıda konuşuluyor. Musul kurtarılmak için neyi bekliyor ve Türkmenler bunun içinde yer alabilecek mi?

Erşat Salihi: Bugün Irak’ın özellikle geleceği siyasi istikrarı bence Musul’dan başlayacaktır. Bundan önce Kerkük sorundu. Şu an Kerkük ikinci plandadır. Birinci planda olan Musul’dur. Şu an Musul’un geleceği ne olacaktır? Merkezi bir iklim haline gelecektir. Bir il haline gelecektir. Musul etrafında ki Sincar ne olacaktır? PKK oradan çıkacak mı, çıkmayacak mı? Orası bir vilayet haline gelecek midir? Yezidiler için Neylia düzlüğü, hristiyanların, Şebeklerin bölgeleri… Onlar bir vilayet haline mi gelir? Telafer tek başına bir vilayet haline mi gelir ? Bunların hepsi düşünülen bir projelerdir. Bunların hepsi parça parça vilayet olup, Musul’a mı bağlı olacaklar? Tekrar Bağdat’a mı bağlı olacaklar? Bunlar hala soru işaretidir.

TÜRKİYE MUSUL OPERASYONUNDA OLMALIDIR
Bizim uygun gördüğümüz, Musul operasyonu ile ilgili olan Türkiye’nin orada varlığıdır. Türkiye’nin milli güvenliğini korumak, birinci etapta geliyor. Özellikle terör örgütlerinin o bölgede daha çok aktif olmaları kesinlikle durumlarını etkileyecek. Bir de Türkiye’nin sınırlarına yakın olan bir bölge olan komşu ülke olduğu için attığı adımlar oldu. Belki Türkiye Suriye’nin içine bundan önce girmiş olsaydı, Esad rejimi 600 bin kişiyi öldürmemiş olurdu. Şimdi Türkiye o bölgede olmasa, belki IŞİD Telafer’de, belki PKK orada insanlara daha çok eziyet vereceklerdir. Onun için Türkiye’nin Musul’da olmasından hassasiyet olmaması lazımdır. Türkiye’nin orada olması istenmiyorsa, o zaman orada ki güvenliği en iyi şekilde Irak Hükümeti sağlasın. Türkiye’nin nesi var orda.

SALİH MÜSLİM’İN KERKÜK’TE NE İŞİ VAR? “KERKÜK KÜRTLERİN KUDÜS’ÜDÜR” AÇIKLAMASI BÜYÜK SORUNDUR
Türkiye’de belki gelmeyecektir ama öyle bakılıyor ki bugün PYD-YPG terörünün başı Salih Muslim niye Kerkük’e geliyor? Kerkün valisinin yanında, Kerkük Valilik binasında “Kerkük, Suriye ve Irak Kürtlerinin Kudüs’üdür” diye açıklaması ciddi bir tehlikedir. Onu da herkes görmemezlikten, duymamazlıktan geliyor. O daha kötüdür. Kim olursa olsun, bunu reddetmemesi, bunu daha büyük baş edilmeyen bir mesele haline getirecektir. Vali sıfatı ile görüşüyor ve Irak bayrağının önünde görüşüyor. Bunlar tehlikeli meselelerdir. Nereye gidiyor Kerkük? Neden bu kadar geç kalındı bu iş için? Biz sürekli söylüyoruz geç kalmayalım. Suriye’de geç kalındı, tamam ama bu bölgelerde geç kalınma kabiliyeti yok. Yani Türkmenler Kerkük gibi bir bölgede esirdir, tutsaktır. Onun için Türkmenler’in geleceğini ciddi bir şekilde düşünmek lazımdır.

TÜRKİYE’NİN TARTIŞILAN TÜRKMEN POLİTİKASI VE TÜRKMENLERİN BEKLENTİSİ
Aydın Taş: Peki bu bağlamda şimdi belki zor bir soru olacak ama Türkiye’nin bir Türkmen politikası olduğunu düşünüyor musunuz? Yani bu hep tartışmadır Türkiye’nin Türkmen politikası yok deniliyor…

Erşat Salihi: Türkiye’nin ağır bir süreçten geçtiğini biz biliyoruz. Özelllikle 15 Temmuz sonrası ağır yükler Türkiye’nin üzerindedir. Ne olursa olsun, biz yine de Türkiye’yi yormak istemiyoruz. Eğer dış politikasında Türkmenleri işaret etmişse de etmemişse de o birinci etapta bizim görevimizdir. Biz Irak’ın içinde iyi siyaset yapmış olursak, herkes bizi muhattap alır, herkes bizi dinler ve herkesinde siyasi planında içinde oluruz.

Aydın Taş: Şunu mu demek istiyorsunuz? Türkiye’nin Türkmen politikasından önce Türkmenlerin kendisi önce politikasını belirlemesi lazım…

Erşat Salihi: Kendimizin bir Türkmen politikası olması lazımdır. Mezhepsel projeden uzak. Çünkü ne olursa olsun mezhepsel proje Türkmenleri bitirir. Bu Suriye Türkmenleri içinde gerçekleşen bir meseledir. Orada da Türkmen Ordusu Fatih Sultan Mehmet Ordusu ise Sultan Murat Ordusu ise Türkmen adı altında orada hareket etmeleri lazımdır. Yani bugün orada Türkmenler şehit düşüyor. Suriye topraklarında ölüyorlar.

SURİYE GÖRÜŞMELERİNDE TÜRKMENLERİN ADI BİLE GEÇMİYOR!
Dün muhalefet toplatısında Londra’da 25 sayfalık bir rapor sunuluyor, Suriye’nin muhalefetinde bir tane yerde Türkmenler işaret edilmiyor. Bir kelimeyle işaret edilmiyor. Demek öyle bir görüntü olacaktır gelecekte Suriye yönetiminin içinde kesinlikle Türkmenler olmayacaktır. Bu da büyük bir kayıptır. Türkiye’nin de buna dikkat etmesi lazımdır. Sen bu bölgede bu kadar milyonlarca dolarlar harcıyorsan, ordun askerin herkes orada ama Türkmenler orada yok sayılıyor. Buna Türkiye’nin vakıf olması lazımdır.

FETÖ’NÜN DARBE GİRİŞİMİ TÜRKMENLERİ NASIL ETKİLEDİ?
Aydın Taş: Son bir şey soracağım size Türkiye’de 15 Temmuz’da bir darbe girişimi oldu FETÖ grubu tarafından, bunların bir çok Türk coğrafyasında başta Azerbaycan olmak üzere yapılandıklarını biliyoruz. Acaba Türkmenler içerisinde de bunların bir yapılanması var mı ve ya bazı şeylere bunlar engel oldular mı? Yani bunu daha önce anlamakta görmekte zorlanılabilirdi ama şimdi bir çok şey akla geliyor. Türkmenler içerisinde bunların bir yapılanması var mı?

KERKÜK’TE TÜRKMEN KATLİAMI PLANLANDI!
Erşat Salihi: Tabi bu 15 Temmuz olayları FETÖ terör darbesini biz herkesten önce kınadık. Herkesten önce cesaretle ifade ettik. Birkaç saat süren darbede Kerkükte onlarca tehdit aldık. Sanki Türkiye bitti, işte Türkmenler artık sizin katliamınızın zamanı geldi. O gece silahlarımıza sarıldık kendimizi korumak için, gerçekleşecek bir eylemi bekledik. Bekledik birilerinden.

DARBE BÜTÜN TÜRK DÜNYASINA YAPILMAK İSTENDİ!
Darbe tek Türkiye’ye değil Türk coğrafyasına karşıydı. Çünkü, bugün yapılan bir olay, bu darbe de aynı Osmanlı döneminde Ermenilerin Türkleri içeriden vurmasına benziyor. Bu tür oluşumların çıkması Türkiye’yi içerden yıkma hedefine gelmektedir. Bu defa da, bu darbe de aynısıdır. Bütün Türk coğrafyasını etkileyen bir girişimdir. Bugün bir Türk coğrafyası var ise Türkiye’nin gücüyle vardır, bu darbe neticesiyle onların hepsi etkilenecekti.

Mevcut olan Azerbaycan bile zayıf bir duruma gelirdi gelecekte. Kıbrıs’ta ki Türk tarafı zayıflardı. Kerküklüler zayıf olabilirdi. Çin’deki Uygur Türkleri bile zayıf olabilirdi. Kırım’dakiler de. Bunların hepsi Türkiye’nin gücüyle ayakta durmuşlardır. Bu darbe başarı kaydetmiş olsaydı, bence Türk Dünya’sı büyük bir zarara uğramıştı.

FETÖ, KERKÜK’TE HÜSRANA UĞRADI
Türkmenlerin içinde bu teşkilat var mı, yok mu? Bunların okulları her yerde vardı. Ne yazık ki Kerkükte’de okulları vardır ve bu okulların varlığını üzülerek de söylüyorum. Bazı kişiler istismar ettiler. Bu okulları ve birkaç camide, Kerkük’ün camilerinde bu terör örgütü FETÖ’cüleri barındırmak istediler ama Allah’a şükür onlar hüsrana vardılar.

Aydın Taş: Yani olanlara karşı dikkatlisiniz. O isimlerin kimler olduğunun farkındasınız mı?

Erşat Salihi: Onlar üzerine vakıfız.

Aydın Taş: Bugüne kadar gelen Türkmen politikasında onların bir etkisi oldu mu? Bir yanlış yönlendirmesi oldu mu Türkmenler üzerinde?

Erşat Salihi: Bizim için önemli olan deminde söyledim, yani Türkmenler için önemli olan dini meseleler, Türkmen toplumunun içine mezhepsel meseleler, dini meseleler girmemeli. Bizi yalnız koruyan Türk varlığıdır, Türk Milliyetçiliğidir ve Türk Dili’dir.

Aydın Taş: Sunni-Şii ayrımı oldu bir dönem, bu FETÖ tarafından tetiklemiş olabilir mi?

Erşat Salihi: Şimdi FETÖ terör örgütü kesinlikle Türkmenlerin büyük bir bölümünü alır mezhepsel bir projeye girer. Bizim ona dikkat etmemiz lazımdır. Türkiye’nin de ona dikkat etmesi lazımdır. Yani Türkmenlerin içinde bu gibi fikri hemen hemen bitirmekle herkesin ciddi yaklaşımı olması lazım. Fırsat verilememesi lazımdır.

Aydın Taş: Peki, benim sormadığım ama sizin eklemek istediğiniz son bir şey var mı?

Erşat Salihi: Bunu söylüyoruz biz, bugün Türkiye bu hassas dönemden geçer iken, Türkmen coğrafyasının ne kadar tehlikeli olduğunu maalesef geç bildi. Gönül isterdi bu coğrafyanıın ve insanın üzerinde oynanan oyun bundan daha önce bilinsin ve Türkmenler güçlü bir hale gelmek için, çok güçlü bir orduya ve teşkilata sahip olsun. Malasefe bu olmadı ama önümüzde hala daha zaman vardır.

Aydın Taş: Yani hala, ümit var.

Erşat Salihi: Kesinlike. Ümit her zaman siyasette çalışan insanlarda olmalıdır. Ümitsiz olmaya gerek yok. Son Suriye operasyonları neticesinde biz de ümitli olduk, ümidimiz daha da arttı.
https://www.kurultay.com.tr/haber/turkmen-cephesi-lideri-ersat-salihi-roportaji-uzun-vadeli-planimiz-turkmen-devleti-dir-2016-09-10.html

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir