KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. İşid ve seyyah militanlar

İşid ve seyyah militanlar

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 3 dk okuma süresi
371 0

İşid ve onların seyyah militanlarını ben ortaçağdaki paralı İsviçreli askerlere ya da savaş tarikatlarına benzetiyorum. Uzun yıllar Avrupa’da krallar, kontlar, dükler ve ülkeler için savaşan gruplar kimden ihale alırlarsa onun tarafında savaşırlardı. İşid’i de ortaçağın savaş kumpanyalarının ya da savaş tarikatlarının yerine koyduğumuzda aslında karşımıza yabancı olmayan bir durum ortaya çıkmakta. İşid’in ve onların paralı militanlarının Irak ve Suriye’de işleri bittiğini ifade edebiliriz. Bu cihadcı kutsal değerler için savaşan profesyonellerin çoğunluğu işleri bitince buharlaşmaya başladılar.
Buharlaşan su misali bu kişiler ne zaman ve nerde yağmur misali tekrar yağmaya başta biz sıradan Müslümanlar olmak üzere insanlığı rahatsız etmeye başlayacaklar? Bu garip grup muhtemelen İran’ı çevreleyen ülkelerde ortaya çıkarlarsa şaşırmayalım. Bu ülkeler Pakistan, Afganistan, hatta Türkmenistan ve Azerbaycan olabilir. Bakarsınız Kandil bu grubun İran’lı Şiilere karşı üslendiği yeni Rakka olur? PKK düz ovada siyaset –devletçilik- yapacak onun yerine dağlar bu arkadaşlara bırakılacak. Bölgemizde olmaz olmaz dememek lazım. Bu savaş tarikatının yeni aldıkları iş doğrultusunda hazırlıklarına başladıklarının emareleri de gelmeye başladı.
Rakka operasyonu ise başlamadan bitti sayılır. Dünya kamuoyunun iknası için bir kaç ay sürecek sonrasında büyük zafer çığlıkları arasında Rakka işgal edilecek. İran’a yapılacak kuşatmayı reddeden bunun bedelini ödeyecektir. Körfez bölgesinde yaşanan değişim ve hareketlenmeler bize bölgemizde eksik olmayan kargaşa ve bunalımın en az bir dört yıl daha devam edeceğini göstermekte. Ben şahsi olarak İran’ın Obama döneminde tırnak içinde Türk milletine karşı Suriye ve Irak’ta göstermiş olduğu nankörlüğe karşın cezalandırılması taraftarıyım. Tabi bu süreçte İran’da eli kolu bağlı olmayacak o da savaşını ilkin İran dışında verecektir. Türkiye’de İslamcılığın İran ekolü ile Suud ekolünün çarpışmasından ne gibi faydalar çıkar kırk yıllık siyasi ve zihni alt yapımızda müspet değişimlere sebep olur mu onu da hep beraber yaşayıp göreceğimiz.
Türkiye yeni bir jeopolitik kaymanın kıyısında olaya akli ve seküler bakarsa kazançlı çıkar. Yok klasik alışkanlıklarımızı gösterir duygusala bağlarsak yine kaybeden biz oluruz. Özellikle dış politikaya Müslümanının Müslümanın kardeşi olduğu tarihin hiçbir döneminde var olmayan bakış açısından bakarsak yine hüsrana uğrarız. Sahi 20 bin İşid’li nereye kayboldu. Oğuzhan Alpaslan

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir