Türkiye-İran -Rusya arasında yapılan üçlü zirve sonrası, Türkiye’nin Avrupa ve ABD ile olan ilişkilerini yerden yere vuran, Rusya ve İran ile Türkiye’nin önemli bir işbirliği ortaya koyduğunu anlatan ve köşelerinde yazan bir çok isme rastlamaktayız. Özellikle iktidara yakın kalemler, Çin ve Rusya ekseninde yer alan isimler; bu görüşmeden sonra Türkiye’nin artık yeni dostları ile yoluna devam edebileceği üzerine stratejiler çizmektedirler.
Oysa toplantıda imzalanan ortak metinde Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit eden TERÖR ÖRGÜTÜNÜ; PYD/PKK/YPG’yi terör örgütü olarak görmedikleri gibi basın karşısında yaptıkları açıklamalarda; üç lider de farklı tellerden çaldılar. Özellikle İran Cumhurbaşkanı kendi milisleri ile İran ve Suriye topraklarındaki varlığına bakmadan Türkiye’nin Suriye topraklarını boşaltması gerektiğini dile getirdi. Hatta Rusya ve İran; Türkiye’nin Tel Rıfat’a dahi girişine razı olmadıklarını gösterdiler.
Peki ozaman bu ülkelerin Türkiye ile yakınlaşmış görüntü vermelerinin nedeni nedir?
Elbette Jeostratejik anlamda önemli bir ülke olan ve NATO üyesi olan Türkiye üzerinden batıya gol atmak.
Şu unutulmamalıdır; Rusya için ciddi zorlukların başladığı bir döneme girilmektedir.
Rusya artık çok rahat hareket edemeyecek ve çok kısa süre içerisinde İngiltere’nin istediği çizgiye çekilecektir.
İran’nı da çevreleme politikası tamam ancak sorun Farsların İran’.daki etkinliği sona ermeden bu yapılmak isteniyor. Ancak muhalefette Farslar etkili değil. Bu batıyı rahatsız ediyor. Çünkü İran’da yeniden Türklerin etkili olması emperyal ülkeler için ciddi bir problemdir.
Gelelim bize.
Biz eğer tam bağımsızlık ekseninde bir politika ile hareketle batıya mesafe koyarsak bunu biz anlayabiliriz.
Ancak biz seküler yapıdan uzaklaşarak ve otoriterleşerek ihvan formasyonunun etkinliği içerisinde batı ile çatışma içine giriyoruz ve batı ile çatışma içerisinde olan anti demokratik emperyalist ülkelere yaklaşıyoruz.
Bu ciddi bir sorun.
FETÖ’nün etkin olduğu dönem gibi bugün İHVAN etkin olmaya başlamıştır.
Bunun çok tehlikeli bir süreci getireceği kesin.
Lütfen artık bu sefer hata yapmayalım.
Demokratik seküler yapımızdan uzaklaşmak intihardır. Türkiye’ye bu kötülüğü yapmayalım.
Emperyalizmle mücadele ettiğimiz bu dönemde daha dikkatli olmamız gerekmez mi
Prof Dr Selçuk Duman
