Amsterdam ve Ankara ilişkileri görünürde oldukça sorunlu ve iyileşebilir görüntü vermiyor. Ankara büyükelçisini resmi olarak geri çekerek, Türkiye ile diplomatik ilişkilerini askıya alan Hollanda, sözde Ermeni soykırımını da tanımıştı.
İki ülke ilişkileri neden sorun yumağına dönüşmüştü? Hatırlarsanız
Hollanda hükümeti, Türkiye’deki anayasa değişikliği referandumu döneminde, Hollanda’da Türk vatandaşlarıyla bir araya gelerek konuşma yapmayı planlayan Çavuşoğlu’nun uçağına verilen iniş iznini iptal etmişti. 11 Mart 2017’de de Bakan Kaya’nın Rotterdam’daki Türk konsolosluğuna girişine izin vermeyen Hollandalı yetkililer, Kaya’nın korumalarını gözaltına almış ve kendisini de polis eskortuyla Almanya’ya gitmeye zorlamıştı.Çünkü
Hollanda güvenlik güçleri, Kaya’ya destek vermek için gelen binlerce Türk vatandaşına polis köpekleri ve atlı polisleri kullanarak sert şekilde müdahale etmişti. Rotterdam Başkonsolosluğu önünde bekleyen Türk vatandaşlarına yönelik polis şiddetinde, en az 7 kişi yaralanmış ve 12 kişi gözaltına alınmıştı.
Gelişmeler üzerine Türkiye, ülke dışında bulunan Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi’nin dönmesini istememişti. İki ülke, diplomatik temsilini karşılıklı olarak maslahatgüzar düzeyinde tutuyor. Görünürde böyle ama kapalı kapılar arkasında iki ülke yetkililerinin el sıkıştığı ve şeytana külahını ters giydirdikleri anlaşılıyor.
Nereden mi biliyorum? Çünkü Hollanda hükümeti, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye’de birlikte askeri harekat yürüttüğü Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) para ve malzeme desteği verdiği iddialarını yalanlamadı. Kimin eli kimin cebinde belli değil! Tam bir şark masalı. Büyükelçilerini karşılıklı ‘persona non grata’ Latince: “istenmeyen kişi” ilan edebilecek kadar sorun yaşayan iki ülkenin nasıl oluyorda Hollanda’nın Suriye’de Türkiye ile işbirliği yaptığı anlaşılabilir değil!
Hollanda’nın Suriye’deki silahlı hükümet karşıtı örgütlere desteği, iktidar ortağı Hıristiyan Demokrat Parti (CDA) milletvekilleri Pieter Omtzigt ve Martijn van Helvert tarafından gündeme getirildi.
Omtzigt ve Helvert; Başbakan Mark Rutte, Dışişleri Bakanı Stef Blok ve Dış Ticaret Bakanı Sigrid Kaag’ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdiler.Hristiyan Demokrat parlamenterler, hükümete Suriye’de Devlet Başkanı Beşar Esad yönetimine karşı savaşan yerel gruplara, Hollanda tarafından para ve teçhizat desteği verilip verilmediği sorusunu yöneltti.
Önergede, Hollanda tarafından desteklenen gruplar arasında TSK ile birlikte Zeytin Dalı Harekatı’na katılan ÖSO güçlerinin bulunup bulunmadığı sorusuna da yer verildi.
Hükümetten önergeye verilen yanıtta, Hollanda’nın Suriye’deki muhalif güçlere verdiği destek yalanlanmadı.
Hükümet, yanıt metninde 23 Ocak’ta meclise gönderilen, “Suriye’deki silahlı gruplara destek” başlıklı gizli nota atıfta bulundu.
Milletvekillerinin sorularının yanıtlarının, bu gizli notta bulunduğuna işaret edildi.
Hükümet, CDA milletvekillerinin, harekat kapsamında Afrin ve çevresinde işlenen suçlara ilişkin sorusunun da kısa sürede yanıtlanacağını bildirdi.
Hollanda’da muhalefet partileri, Zeytin Dalı harekatı nedeniyle Türkiye’nin kınanmasını istemişti. Hollanda Başbakanı Rutte, Türkiye’nin kınanması konusunda AB ve NATO içinde yeterli desteği elde edemediklerini açıklamıştı. Hollanda dahi Suriye’de Türkiye ile hareket ediyorsa bilinki bu tüccar tayfası kaybedeceği tarafa oynamaz.
Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
