KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. İran
  4. »
  5. Suriye’de: Rusya-İran Anlaşmazlığı

Suriye’de: Rusya-İran Anlaşmazlığı

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 12 dk okuma süresi
273 0

“Rusya Suriye’de kendi çıkarlarını güdüyor. Biz Beşşar Esad’ın yerine birilerinin, gelmesini düşünmüyoruz. Ancak olabilir ki, Rusya İran’dan farklı olarak, Esad’ın iktidarda kalmasında ilgili olmasın”.
Bu fikirler Devrim Muhafızları Kolordu Generalı Muhammed Ali Caferi’ne aittir. Onun söylediği bu cümle, aslında Moskova ve Tahran arasındaki Suriye soğukluğuna dair küçük bir işarettir. Suriye sorunu başladığı günden itibaren birlikte olan İran ve Rusya arasında Suriye’deki son jeostratejik değişikliklerle ilgili bazı anlaşmazlıklar gözlemlenmektedir. Şüphesiz ki, taraflar arasındaki soğukluk ihtilaf şeklinde kendini göstermese de, ancak anlaşmazlıklar altsafada yaygınlaşmaktadır. Moskova ile Tahran arasındaki tezatlar özellikle Suriye konusunda giderek belirgin şekilde ortaya çıkmaya başladı. Suriye’nin siyasi yapısı, de-facto federallaşmaya doğru gitmesi, ayrıca Beşşar Esad’ın geleceğiyle ilgili görüş ayrılığı İran’la Rusya arasında belli anlaşmazlıklara yol açmıştır. Aslında çelişkilerin ilk nedenlerini İran-ABD-Batı anlaşmasında aramak daha uygun olur. İran’la Batı arasında varılan nükleer anlaşması bir anlamda Rusya’nın hoşnut olmadığı durum idi. Herkes İran’ı tebrik ederken, Rusya’nın buna biraz kayıtsız kalması belli anlaşmazlıkların habercisiydi.
Tüm bunların yanı sıra 2016 yılının Nisan ayında Rusya’nın önemli askeri birliklerinin Suriye’den çıkarması ile ilgili vediyi karar İran için tamamen beklenmedik oldu. Çünkü Rusya bu kararı verirken İran’la müzakere bile etmemişti. İlginçtir ki, İran tarafı Rusya’nın askeri birliklerinin Suriye’den çıkarılması ile ilgili kararını erken atılmış adım saydı, bununla birlikte İran Suriye’nin birkaç bölgesinin DAEŞ, El Nusra gibi terör örgütlerinin elinde kalırken Rusya’nın bölgeden geri çekilmesini hiç de pragmatik saymadı. Beşşar Esad’ın yenilgisi, iktidardan gitmesi İran’ın ulusal çıkarlarına şimdilik cevap vermiyor. Görünen o ki, şu anda Esed’in gitmesi İran’ın planlarına dahil değil. Meselenin bir başka boyutu ise İran’ın geri çekileceği halde, onun Suriye’de savaşan başta generalleri olmak üzere askeri personeli, İslam Kolordu Muhafızları ve Hizbullah üyeleri boşuna ölmüş olacak.
Rusya’nın ABD ile ateşkes konusunda anlaşması İran’la olan ilişkileri daha da zedeledi, çünkü son zamanlarda İran-Rusya askeri güçleri Suriye’de ciddi ilerliyorlardı ve böyle bir sırada bu şekilde bir kararın verilmesi müttefiklerin ortak Suriye stratejisine gölge düşürdü. Rusya kendi hava kuvvetlerini Suriye’den çıkarırken İran’ı ikna etmeye çalışıyordu ki Rusya Suriye’yi tamamen terk etmiyor. Büyük olasılıkla, Rusya’nın İsrail ile ilişkilerinin iyi olması, İran’ı bu konuda biraz da kırgın düşürdü. Bu açıdan yaklaşan İran hesap ediyor ki, Esad’ın gideceği halde, onun yerine geçen her hansı bir şahsın İsrail’le barışacağı riski yüksektir. Bu da İran için o kadar da karlı seçenek değildir.
İşin diğer ilginç bir tarafı ise Beşar Esad’ın İran ziyaretinin gerçekleşmemesidir. 2015 yılında Esad’ın 4 yıl içinde ilk kez gerçekleştirilen Rusya ziyaretinden sonra İran medyası haber yaydı ki, yakında Esad İran’a da resmi ziyarette bulunacak, hatta onun uçağını Rusya’ya ait 4 savaş uçağı koruyacak. Fakat hiç de her şey söylendiği gibi gitmedi. Belli zaman geçtikden sonra ise Beşar Esad’ın İran ziyaretinin gündemde olmadığını vurgulayan İran gazetesi neden olarak, Esad’ın İran’a uçuşunun riskli olduğunu, güvenlik açısından uygun olmadığını belirtti. Bu esnada doğal olarak, belli şüpheler ortaya çıkmaya başladı. Önce belirtildiği gibi, Esad’ın uçağını Rusya koruyacakdısa, sonradan ne oldu da birdenbire verilmiş karar tamamen değiştirildi ?! Böylece, Rusya Esad’ın İran ziyaretinin gerçekleşmesine yardımcı olmadı.
2016 yılının Ağustos ayında Rusya’ya ait savaş uçaklarının İran üzerinden, “Hemedan” askeri üssünden uçuşlar yapacağı ve bu noktadan DAEŞ’i vuracağı açıklandı. İlginçtir ki, ilk olarak İran tarafı – Dışişleri Bakan Sözcüsü Hüseyin Şeyhülislam Rusya’nın üsse ihtiyacı olacağı halde, Hemedan askeri üssünün İran ordusunun kontrol altında verebileceklerini açıklamıştır.Diğer ilginç olay şudur ki, aynı zamanda Rusya’nın Türkiye’den “İncirlik” üssünü istemesi ile ilgili haberlerin yayıldığı bir anda İran “Hemedan”ı kullanıma vereceğini açıklmasıdır.Nitekim bu da kendi içinde İran’ın Moskova-Ankara yakınlaşmasından rahatsız olduğunu gösteriyordu. Ayrıca, ABD’nin “Times” yayını yazıyordu ki, “İncirlik” askeri üssü Rusya için DAEŞ’i daima ateş altında tutmak için önemli rol oynayabilir. Belirtmek gerekir ki, “Hemedan” askeri üssü 1979 İslam Devrimi’nden bu yana yabancı ülkenin emrine verilen ilk askeri üsstür. Aslında İran anayasası yad ülkeye askeri üssün verilmesini kanunla yasaklamaktadır, fakat İran bunu işbirliği sonucu zafer olarak, dünyaya “yutturmaya” çalışmaktadır.
İlginçtir ki, İran yetkililerinin “Hemedan” askeri üssünde Rusya’nın olmasına birbirinden farklı, hatta birbirlerini inkar edecek derecede görüşler sunmaktalar. Örneğin, İran Meclis Başkanı Ali Laricani söyledi ki, İran askeri üssünü Rusya’nın emrine vermedi. İran parlamentosunun Uluslararası Güvenlik ve Dış Politika Komitesi Başkanı Alaaddin Brucerdi ayrı fikir seslendirerek deyib ki, Rusya askeri savaş uçaklarına “Hemedan” üssü sadece yakıt doldurmak için verildi. İran’ın Savunma Bakanı Hüseyin Dehgan ise “Hemedan” üssünün Suriye hükümetinin isteği, talebi üzerine Rusya’ya verildiğini belirtmektedir. Üstelik İran meclis üyelerinin büyük bir bölümü Rusya’nın “Hemedan” askeri üssüne gelmelerini anayasa ihlalin olduğunu belirtmişler. Tüm bunların gerçekleştiği bir anda Rusya’nın İran üzerinden savaş uçaklarının kullanımı aniden durduruldu. Söylenilen fikirleri dikkatle analiz ederken böyle bir düşünceye gelmek olur ki, Rusya ve İran arasında gerçekten de Suriye sorunu ile ilgili anlaşmazlıklar yaşanmaktadır. Örneğin Ali Laricani başka bir açıklamasında ise diyor ki, “Hemedan” üssünden Rusya’nın kullanımına son verilmemiştir. Ama tam aksine başka bir açıklama ise 1 ay sonra İran Dışişleri Sözcüsü Behram Kasımi tarafından söylenilmiştir. O, bildirmiştir ki, Rusya savaş uçaklarının artık “Hemedan” üssünden uçuşu 2016 yılının 22 Ağustos tarihinden itibaren durdurulmuştur. Türkiye-Rusya yakınlaşması İran tarafından elbette, kıskançlıkla karşılanmaktadır. Nitekim bunun neticesi idi ki, Rusya-Türkiye yakınlaşması yoluna düşer-düşmez Tahran Moskova’nın bölgesel politikasında ana figür rölünu korumaktan dolayı kendi topraklarından (Hemedan) rus savaş uçaklarının kullanımına izin verdi. Belki de İran bu adımı atmakla Rusya’ya “en güvenilen müttefikin benim” mesajını vermeye çalışıyordu. Ancak İranlı milletvekilleri ve halkın itirazından dolayı İran’ın Rusya’nın Türkiye’ye yakınlaşmasını engellemekten dolayı yaptığı “Hemedan jesti” başarısızlıkla sonuçlandı. Bir yandan da Esad’ın akıbeti ile ilgili olası Rus-Türk anlaşması İran’ı rahatsız etmiyor değil.
Halep’in tahliye edilmesinden hemen sonra yerli nüfusun oradan çıkartılmasına başlandı. Bu konuda sorumluluğu Rusya ile anlaşarak Türkiye kendi üzerinde almıştır. Fakat İran bir tür bu süreçten uzak kalmıştı, daha doğrusu bu çalışmada İran Rusya-Türkiye ikilisine muhalefet etmiş. Bu nedenle İran’a bağlı olan ve doğrudan ondan emir alan Şii orduları suriyeli vatandaşları ateşe tuttular ve sonuçta 4 yerli vatandaş öldürüldü. Daha sonra anlaşıldı ki, bu emri İran komutanı verdi. “Reuters” ajansının yaydığı bildiride bildiriliyor ki, İran Türkiye-Rusya ikilisiniden farklı olarak, kendisi ayrıca ateşkes şartlarını iletmiştir. Hiç şaşırtıcı değil ki, İran yetkilileri ve İran’ın tüm medya araçları Halep’in kurtarılmasını ‘zafer’ olarak göstererek, bunu büyük bir zafer şeklinde belirtmişlerdir. Şüphesiz ki, bununla İran daha çok Suriye’nin yanında olduğunu, en önemlisi Halep’in tahliye edilmesinde en önemli taraf olduğunu ön sıraya çıkartmakla Rusya-Türkiye işbirliği çerçevesinde kendisinin siyasi-psikolojik portresini yaratmaya çalışmaktadır. Her ne kadar somut olarak Halep’in tahliye edilmesinden sonra temel, önemli sayılan insani işleri yapan iki aktör var, yani Türkiye ve Rusya. İran ise statüko ile barışa bilmir, kendisini Suriye ile ilgili atılan adımlardan kenar hissediyor. Bunu açık aydın şekilde İran’ın ordugeneralı Yahya Rahim Sefevi’nin söylediği fikirden de anlamak mümküdür. O, diyor ki, “Halep’i İran, Rusya ve Hizbullah’ın oluşturduğu koalisyon tahliye etti ve çok yakında Mosul’u da kurtaracağız”. Onun bu açıklamasında Mosul’a imada bulunması İran’ın bölgede başlıca kurtarıcı ülke olduğu ile ilgili Tahran tarafından yapılan propagandadır. Rusya ve Türkiye’nin barışığından sonra Suriye’deki jeopolitik ve jeostratejik kararların alınmasında kendini uzaklaştırılmış görüyor.
Sonuç olarak, Astana’da yapılması düşünülen görüşten çıkaçak kararların Suriye’de Rusya-İran işbirliğinin geleciği açısından çok önemlidir.
Ehtiram AŞIRLI
Kafkassam Dış Politika Analisti

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir