KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Suriye’de çözüm mümkün mü?

Suriye’de çözüm mümkün mü?

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 5 dk okuma süresi
355 0

Suriye’de çözüm mümkün mü?

Suriye’yi kasıp kavuran savaşın taraflarından birçoğu geçtiğimiz ayın sonunda Birleşmiş Milletler himayesindeki görüşmeler için Cenevre’de bir araya geldi.

Güncel koşullar ve güç ilişkilerine bakarsak bu görüşmelerin başarı şansı var. Çözüm bulma zorluğu siyasi ve askeri düzeylerin iç içe geçmiş olmasından kaynaklanıyor. Kuşkusuz Suriye’de vekaletle yürütülen bir savaşın yaşanmasından, bölgesel ve uluslararası güçleri karşıt bir halde duruma dahil olmalarından dolayı durum son derece karışık.

Siyasi düzeyde durum Esad karşıtları için parlak değil. Esad rejimi belirgin bir biçimde zayıflamış olsa da yararlı Suriye denilen bölgeyi kontrol altında tutmayı sürdürüyor. Rejim sonuçta az bir aşınma yaşadı. Daha iyi bir hale gelen askeri güç ve destek dengelerinden faydalanarak artık yenilmezlik safhasında. Rusya ve İran desteğiyle rejimin temsilcilerinin görüşmelerdeki konumu güçlü görünüyor. Diğer yandan Suudi Arabistan tarafından desteklendiği için Riyad adı verilen grubun içinde yüz kadar temsilciden oluşan muhalefet güçleri ise zayıfladı. Grup, Cenevre görüşmelerine katılmayı reddettikten sonra gelmeyi kabul etti. Bu durum kendi aralarındaki bölünmelerin ve siyasi açıdan zayıflamalarının işareti.

Belli başlı zorluklardan biri de 18 Aralık 2015’te BM Güvenlik Konseyi tarafından oybirliği ile kabul edilen metnin yorumundan kaynaklanıyor. Bir ateşkesin sağlanamaması durumunda ise devlet kurumlarını koruyacak; güvenilir, kapsayıcı, inançsal kimliklere göre hazırlanacak yeni anayasaya ile bir yönetim kurulmak zorunda. Serbest seçimler ise BM gözetimi altında 18 ay sonra gerçekleşecektir.

Cenevre’ye katılımlarına ilişkin kararsızlıklarına gelince; bunlar da görüşmelerin gerçek anlamda başlaması için ön koşul olarak ivedi insancıl “güven tedbirlerini”nin yürürlüğe konmasını dayatan HCN (Yüksek Görüşme Konseyi) tarafından meşrulaştırılmaktadır. Hava bombardımanlarının durması ve Suriye rejimi güçleri tarafından tam abluka altına alınmış bazı kentlerdeki kuşatmanın kaldırılması önkoşul olarak ileri sürülmektedir. HCN’in bakış açısıyla Esad, 6 ay içinde, 2012 I. Cenevre görüşmeleri kararlarına uygun olarak iktidarı tam yürütme erkine sahip bir geçiş hükümetine terk etmeli. Hükümet taraftarları ise milli birlik hükümetinin 6 ay içinde oluşturulması ve Esad’ın kaderinin 18 ay içinde gerçekleştirilmesi öngörülen seçimlerin sonunda kararlaştırılması gerektiğini düşünüyorlar. Yaklaşımlar son derece farklı.

Uluslararası düzeyde de durum karmaşık. Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye hâlâ önceliği Esad’ın devrilmesine verdiklerinden isyancıları desteklemeyi sürdürüyor. Bunun dışında, Türkiye, PYD’yi PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak gördüğünden Cenevre zirvesine çağrılmasını engellemek için görüşmelere katılmama tehdidiyle bu konuda ısrar etti. Bu, PYD’nin silahlı kanadı şu anda ABD desteğiyle IŞİD’e karşı mücadele edip onu yenen tek grup olduğu için üzüntü verici bir şantajdır. Rusya ve İran ise tam aksine isyancı güçlerin iktidara gelmesini engellemeye önem veriyorlar. ABD ve daha az düzeyde de Fransa’nın tutumundaki gelişmeler ise daha da önemli. ABD’nin tek hedefi IŞİD’i yok etmek. Bu nedenle, uygunsuz bir güç ilişkisi olmasına rağmen, Cenevre görüşmelerine katılmaları için HCN üzerinde baskı yaptı.

Yukarıda sıraladığımız birçok nedenden ötürü Cenevre’de hemen bir uzlaşma sağlanması pek mümkün görünmüyor. Tüm tarafların birbirlerine doğru adım atmayı kabul etmeleri gerekiyor.

DIDIER BILLION, Paris Uluslararası ve Stratejik İlişkiler Enstitüsü Müdürü

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir