KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. İran
  4. »
  5. Sorunlu müttefikler: İran ve Rusya

Sorunlu müttefikler: İran ve Rusya

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 9 dk okuma süresi
293 0

Ülkeler arasındaki ilişkiler zaman zaman insanlar arasındaki ilişkilere benzer. Mesela bir dostun vardır, ondan daha yakın kimse yokmuş gibi gelir. Fakat daha dikkatli baktığında gülümseyen yüzlerin arkasında oldukça gizemli ve bazen dışavurulan sorunlar, karşılıklı suçlamalar ve güvensizlik görülür.

İşte tüm dünyaya ve Türk kamoyunun bir bölümüne müttefik gibi görünen Rusya ve İran böyle “dostlardır”.

İRAN KENDİNİ ‘SÜPER GÜÇ’ OLARAK GÖRÜYOR

Rusya kendini dünya çapında bir süper güç olarak tanımlarken İran ise Orta Doğu’nun bilhassa Fars Körfezi bölgesinin süper gücü olduğu düşüncesinde. Bilmemiz gereken en önemli nokta, böyle ülkeler ne dost, ne de müttefik olamazlar.

Rusya ve komşuları ile olan ilişkilerine bakıldığında, Rusya’nın doğrudan bir müttefikinin olmadığı açıktır.

RUSYA’DAN KOMŞULARINA ŞANTAJ

Örnek vermek gerekirse Beyaz Rusya’nın Batı ile ihtimal olunan işbirliğinin karşısına geçmek için Moskova bu ülkeye karşı doğalgaz ve petrol şantajını uyguluyor. Rusya kendi için “kardeş ülke” olan Ukrayna’nın bir bölümünü doğrudan işgal etti. 2008 yılında ise Gürcistan topraklarının yüzde 20’si yerli isyancılar kullanılarak işgal edilmişti.

Ermenistan, Rusya’nın sözde müttefiki. Ancak gerçekte bu ülke çoktan kendi bağımsızlığını kaybetmiş Rusya’nın gayriresmi sömürgesi haline geldi. Orta Asya’daki Türki devletlerde de durum aşağı yukarı aynı.

RUSYA VE İRAN AŞKI ‘KISA VADELİ’

Durup düşününce, böyle bir ülke neden İran’la müttefik olsun ki? Peki, İran ve onun bölgesel politikası Rusya’nınkinden daha mı iyi? Tabii ki, değil. İran’ın uzun vadede Rusya gibi bir müttefike ihtiyacı yok. Bu iki ülkenin yaşadığı kısa vadeli sözde müttefiklik. Yaşadıkları birliktelik ise kendi kısa vadeli çıkarları doğrultusunda yön bulan bir işbirliği.

İran ve Rusya arasında şiddetle tırmanan sorunlardan biri; iki ülke arasında S-300 hava savunma sisteminin satışına dair anlaşmanın, Rusya tarafından tek taraflı olarak askıya alınması oldu. İran bu meseleyi uluslararası mahkemeye taşıyarak, Rusya’ya tam 4 milyar dolarlık tazminat davası açmıştı.

İRAN’IN SURİYE OYUNU VE RUSYA MÜDAHALESİ

Suriye yıllarca İran için müttefiklik bağları taşıyan tek Arap devleti oldu. Bu doğrultuda Beşşar Esad rejiminin Tahran’a karşı sadık duruşu hep göz önündeydi. 2011’de patlak veren Arap Baharı ile Suriye’de başlayan ayaklanmanın ilk aylarından itibaren, İran yönetimi rejimin yanında olduğunu defalarca vurguladı. Rejime askeri, mali, siyasal ve lojistik destek verdi.

Bu dönemde İran’ın Esad rejimi üzerindeki etkisi durmadan arttı. Şam yönetimi tüm ümitlerini Tahran’a bağladı, İran ise bu durumu kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirdi. İran’ın Suriye üzerinde oynadığı bu oyun 2015 yılının Ağustos ayına kadar sürdü.

Esad rejiminin isteği üzerine Suriye’deki iç savaşa “terörle mücadele” adı altında Rusya’nın müdahil olması İran’ı arka plana taşıdı. Yaşanan gelişmeler Tahran yönetimini oluşturan çevrelerde rahatsızlık uyandırdı. Bu durum, Rusların olaylara tamamen hakim olarak yıllarca yürütülen politikanın beyhude gitmesine neden olacağı inancını doğurdu.

RUSYA’DAN İRAN’A “HATALI” UÇAK

İran ve Rusya arasındaki sorunlardan biri de, Rusya’nın kendi üretimi olan fakat Rus şirketlerin dahi güvenlik ve teknik sorunları gerekçe göstererek satın almadığı sivil uçakların İran’a gönderilme fikri.

Rusya, İran üzerindeki uluslararası yaptırımların kalkmasından sonra bu ülkeye 200 kadar uçak satmayı planlıyordu. Eğer bu satış gerçekleşseydi, ABD ve Avrupa’nın çok gerisinde yer alan Rus sivil havacılık sanayii 2020 yılına kadar sipariş alarak büyük bir kar elde edecekti.

Üst düzey Rus yetkililer İran’ın uçak parkını Rus uçakları ile yenileyeceğinden o kadar emindi ki, uçakları ne zaman gönderecekleri konusunda hesaplar yapıyordu. Sonuç olarak Rusya kötü bir sürprizle karşı karşıya kaldı.

İRAN’IN TERCİHİ BATI OLDU

Yaptırımlar kalkınca, İranlı yetkililer 200’den fazla Boeing ve Airbus uçağı almayı planladıklarını açıkladılar. İran’dan gelen bu açıklama, Moskova’da adeta soğuk duş etkisi yaşattı. İran dev ihaleleri müttefiki Rusya’ya degil, hem kendisinin hem de Rusya’nın adeta soğuk savaş halinde olduğu Avrupa ve ABD’ye verdi. Bu husus devlete bağlı Rus medyasında çok konuşuldu ve eleştirildi.

TAHRAN, MOSKOVA’YI SIRTINDAN VURDU

Bir diğer kriz enerji alanındaydı. 2016’nın Nisan ayında İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Türkiye gezisi sırasında, “İran’ın Türkiye’nin tüm doğalgaz ve petrol ihtiyacını karşılayabileceği ve Türkiye’nin enerji güvenliğinin garantörü olabileceğini” beyan etti.

Moskova’da İran’ın bu çabaları “dostca” karşılanmadı. Gelişmeler, İran’ın Rusya’yı Türk enerji pazarında sıkıştırmak istemesi olarak yorumlandı, hatta İran’ın bu hamleyle Rusya’yı sırtından vurduğu konuşuldu.

İRAN’DAN RUS SAVAŞ UÇAKLARINA VETO

2016’nın Ağustos ayında bu kez İran üslerini kullanarak Suriye’yi bombalayan Rus savaş uçakları krize neden oldu.

Rus medyasının arka arkaya duyurduğu “Rus askeri uçakları İran’a gönderiliyor” haberleri tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. Rus propagandası bu gelişmeyi Putin’in ve Rusya’nın dünya çapında süper güç olmasının ilave bir kanıtı olduğunu öne sürdü.

İran tarafı ise Rus uçakları ve askeri personelinin Hamadan’daki askeri üste yerleştirilmesini gizli tutmayı amaçlıyordu. Lakin Ruslar bunu propaganda malzemesi yaparak “büyük kardeş-küçük kardeş” yakıştırmasıyla avantaj sağlamaya çalıştı. İran yönetiminin cevabı sert oldu, Tahran Rus askeri personelinin kısa sürede ülkeyi terk etmesini istedi ve İran Savunma Bakan Hossein Dehghan, Rusya’yı sert bir dille eleştirdi.

“YABANCI ASKERSİZ İRAN”

İran yönetimi ülkedeki Rus askeri varlığını gizli tutmayı amaçladı fakat Rusya’nın bu durumu kendi çıkarları doğrultusunda kullanması dengeleri alt üst etti. Çünkü İran devrimi öncesi muhalifler ve şimdiki yönetim, Şah Muhammed Rıza Pehlevi’nin Amerikan kuklası olduğunu savunuyor ve ABD askeri varlığını bu durumun kanıtı olarak sunuyordu.

Devrim sonrası yönetimi ele geçiren Ruhullah Humeyni ve ekibi bu durumun tekrar yaşanmayacağı konusunda açıklamalarda bulundu. Yani 37 yıl sonra Rusların İran’a asker yerleştirmesi rejim açısından savunulan “Yabancı askersiz İran” konseptine aykırı.

İRAN PETROLÜNÜN RUS EKONOMİSİNE ETKİLERİ

İran ve Rusya arasındaki gerginliğin kritik boyutlara ulaştığı en önemli nokta petrol ve silah anlaşmaları. İran’ın petrol üretimindeki miktarı azaltmak istememesi ve yaptırımlar kalktıktan sonra, daha önce bulunmadığı pazarlara aşırı düşük fiyatlarla girmesi petrole bağımlı Rus ekonomisini olumsuz etkiliyor.

Buna karşılık Rusya’nın Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkelerine ağır silahlar satması, İran’ı oldukça rahatsız ediyor. Tahran yönetimi düşman olarak tanımladığı Suudi Arabistan ve destekçisi ülkelerin olası bir savaşta güçlü ve uzun menzilli silahlara sahip olmasını istemiyor.

Ali Hacızade

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir