KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Rusya Gürcistan’daki olası NATO tehdidine Dağıstan’da hazırlanıyor!

Rusya Gürcistan’daki olası NATO tehdidine Dağıstan’da hazırlanıyor!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 14 dk okuma süresi
268 0

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütüne (NATO) üye olmak, Gürcistan’ın “Dış ve Güvenlik Politikası’nın” temel önceliklerinden biri. Gürcistan NATO’nun ülkenin güvenlik ve istikrarını güçlendirme konusundaki rolüne büyük önem veriyor. Gürcistan’a, 2008’de Bükreş’te yapılan NATO zirvesinde NATO’ya girme vaadinde bulunuldu. NATO’nun kapılarını aralayan MAP’e (Üyelik Eylem Planı) dahil edilen Gürcistan, Avrupa Atlantik güvenliğine önemli katkıda bulunan NATO liderliğindeki barış gücü operasyonlarında aktif olarak yer alıyor, NATO’nun çeşitli operasyonlarına askeri destek sağlıyor. 1999-2008 yıllarında Kosova KFOR Kosova Kuvvetlerine Gürcü askeri birlikleri de katıldı. 2015’ten bu yana, Gürcistan; Afganistan’da, NATO’nun “güçlü destek” misyonunda ABD’de den sonra en çok askeri personel bulunduran ülke. Ayrıca aynı tarihten itibaren NATO Müktesebat Gücü’nde (NRF) yer alıyor.(1)

1999’dan itibaren Polonya, Çekya ve Macaristan ile başlayan ve sonraki yıllarda Demir Perde üyesi başka ülkelerle de devam eden NATO’nun doğuya doğru genişleme hamlesi, Rusya tarafından “tehdit” olarak algılanıyor. W. Bush’un başkanlığı döneminde ABD’nin, yine eski Sovyet ülkeleri Ukrayna ve Gürcistan’ı da NATO üyesi yapmak istemesi, Batı Avrupa ülkelerinin direnişine neden olmuştu.(2) Gürcistan’ın NATO üyeliği NATO üyesi ülkeler ve Rusya Federasyonu arasında tartışma konusu. Rusya; Gürcistan’ın NATO üyeliğini Hazar ve Karadeniz Bölgeleri’ndeki kritik enerji altyapısının kontrolünü ele geçirmeye yönelik NATO’nun ABD ve AB’nin bir hamlesi görüyor. Haksızda sayılmazlar çünkü NATO’nun ABD ve AB’nin enerji güvenliği açısından stratejik olan bu coğrafyada daha etkili olmaya çalıştığı reel politik bir durum. Doğal olarak karşılıklı bu çıkar ve algılamadaki dengesizlik ve devletlere özgü bir tür sosyal ‘Anksiyete Bozukluğu’ bölgedeki güç dinamiklerini daha da karmaşık hale getirecek ve bölgesel krizi tetikleyecektir.

2018’de NATO zirvesi Brüksel’de yapılacak. NATO’nun olası bir saldırıya açık bir mesaj vermek için hem Baltıklar hem de Karadeniz’de varlığını artırmasının planlandığı ve Gürcistan’ın Nato’ya tam üyeliğinin gerçekleşmesi bekleniyor. 10.01.2017’de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye olarak Gürcistan’ın NATO üyeliğine tam destek verdiklerini, Bosna Hersek, Karadağ, Makedonya ve Gürcistan olmak üzere 4 aday ülke olduğunu, NATO zirvesinin bir ‘genişleme zirvesi’ olmasını istediğini ifade etmişti. Bu açıklama; Karadeniz Bölgesi’nin artan jeopolitik önemi ve Türkiye’nin izlediği bölgesel politikalara denk düşüyor. Ancak Gürcistan’ın NATO üyeliğinin Rusya ile NATO arasında tartışma konusu olmaya devam etmesi ve güç mücadelesine dönüşme riski Türk yetkililerin dikkatinden kaçıyor olabilir mi?

2018 içinde Brüksel’de yapılacak NATO zirvesinde Gürcistan’ın NATO üyeliğinin onaylanmasının, Türkiye’nin bölgedeki pozisyonunu zayıflatacağına dair beklentiler, bölge güvenliğini de tehdit altında olduğu düşüncesinden kaynaklanıyor. Bu yaklaşıma göre Gürcistan’ın NATO’ya katılması, yeni Soğuk Savaş’ın başlangıcı olabilir çünkü NATO, Amerika’nın çıkarlarına göre hareket etmektedir. Daha önce Tiflis yönetimiyle Abhaz ve Oset bölgeleri yüzünden savaşan Moskova perspektifinden Gürcistan’ın Nato üyeliği, Rusya’ya yönelik açık bir tehdittir. Ruslar neden böyle düşünüyor? Çünkü NATO’nun Gürcistan’a kurulacak olan askeri üslerle, füze savunma ve radar sistemleriyle yöneleceği hedef ülkenin Rusya olduğu açıkça ortadadır. Böylesi bir kriz sadece bölgesel Güney Kafkasya barışını değil dünya barışını etkileyebilecek ve hatta yeni bir dünya savaşını tetikleyebilecek gelişme olacaktır. Ruslar Türkleri Gürcistan’ın üyeliğine karşı çıkması konusunda ikna etmek için Türkiye’nin, Rusya ve İran’a enerji konusunda bağımlılığını ileri sürüyor ve İleride yaşanabilecek olası bir krizde Türkiye’nin enerji temini açısından zor duruma düşebileceğinin altını çiziyor. Ruslara göre Türkiye, NATO’nun genişlemesi konusunda kendi çıkarlarını gözetmelidir ve Gürcistan’ın NATO üyeliğini veto etmelidir.

Bu gelişmeler ışığında Güney Kafkasya’da yaşanan de facto durum daha iyi anlaşılacaktır. Rusya NATO kuşatmasını Dağıstan üzerinden kırmanın hazırlığında. Dağıstan; dünyada en küçük toprak üzerinde en fazla ulusun yaşadığı Rusya Federasyonuna bağlı özerk bir bölge. Dağıstan’da 100 kadar farklı etnik kökenli ve farklı dilleri olan halk grubu yaşıyor. Rusça’da “Dağlar Ülkesi” anlamına gelen Strana Gor, Dağıstan içinde geçerli. 2,5 milyon nüfusa sahip küçük bir ülke olan bağlı özerk Dağıstan Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu’na bağlı. Hazar Denizi’ne kıyısı bulunan Dağıstan’ın stratejik önemi Gürcistan, Azerbaycan ve Çeçenistan’la sınırı bulunmasından kaynaklanıyor. Güneye giden yol üzerinde olması ve Hazar Denizi’ndeki kış limanı konumuyla anahtar rolü var. Rusya Federasyonu’na bağlı Dağıstan Cumhuriyeti’nin gündeminde, Yolsuzluk iddiaları nedeniyle hükümetin feshedilmesi ve tüm bakanlıklara düzenlenen polis baskınları var. Rusya Güvenlik Servisi Servisi (FSB) operasyonunda, Dağıstan Cumhuriyeti Başbakanı Abdusamad Gamidov ve birçok üst düzey hükümet yetkilisi gözaltına alındı. Gamidov, sosyal harcamalar için ayrılan kamu fonlarını zimmetine geçirmekle suçlanıyor. Dağıstan hükümetine vekaleten Anatoliy Karibov başkanlık ediyor.

Dağıstan’ın bugün vekâleten başında bulunan Putin’in Dağıstan temsilcisi Vladimir Vasilyev ve ekibinin Moskovalı olması nedeniyle Dağıstan’da daha önce yaşanan iç karışıklıkların ardından Kremlin’in yerel isimlere güveninin kalmadığı için bu ekibi gönderdiği düşünülüyor. Bu tutuklamalara bakıldığında Sovyetler Birliği’nin son yıllarında Çeçenistan’da yaşanan gelişmelerin Dağıstan’da da tekrarlandığı söylenebilir Hatırlanırsa dönemin Sovyet lideri Gorbaçov’un “yeniden yapılanma” hareketinin ardından Moskova Çeçenistan’a yalnızca Rus yöneticileri atamıştı. işsizlik oranının en yüksek olduğu bölgelerin başında gelen Dağıstan’ın, Kırım gibi merkezi yönetimden ödenek alıyor. Moskova’dan yapılan atama ve görevden almalarla mali açıdan federal merkeze bağımlılıktan kurtulamayan idari birimlerin “iflas” etmiş olarak kabul edildiği gibi ihmali görülen yöneticilerin cezalandırıldığı söylenebilir.(3) Temmuz 2013’te Dağıstan’da cumhurbaşkanlığına vekâlet eden Ramazan Abdulatipov, çalışmalarını yetersiz gördüğü gerekçesiyle hükümeti görevden almıştı. Dağıstan Milli Meclisi’nde yapılan oylamada eski Maliye Bakanı Abdusamad Gamidov başbakanlık görevine seçilmişti. Dağıstan Özerk Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı olan Ramazan Abdulatipov’u bölgeye gönderen de Putin’di. 4,5 sene önce Abdulatipov’u Dağıstan’a gönderen Putin ona her türlü desteği vermişti. Özellikle onu derdest edebilecek klanları merkeze bağlı güvenlik güçleriyle ‘temizlemişti’. Sosyal programların uygulanması amacıyla Dağıstan için ayrılan bütçe fonlarını zimmetine geçirmekle suçlanan Gamidov’un evinde yapılan aramada, bir altın kaplama tabanca, iki Kalaşnikof tüfek ve bazı silahlarla çok sayıda mühimmatın ele geçirildiği öne sürülmüştü. Vladimir Vasiliyev, Ramazan Abdulatipov’un emekliye ayrılması nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in talimatıyla geçen yılın kasım ayından bu yana Dağıstan Özerk Cumhuriyeti’ne vekaleten liderlik yapıyor.

Bu durum sadece Dağıstan’a özgü görülebilir. Örneğin İnguşetya’da ve Kabardey-Balkarya Cumhuriyeti’nde de başkanlık yapanlar hep yerli, fakat Rusya’nın federal devlet kurumlarında görev yaparak yükselmiş isimler. Rusya Federasyonu’na bağlı birçok özerk cumhuriyet var. Ayrıca iller de kendi meclisleriyle ve cumhurbaşkanı statüsündeki valilerle yönetiliyor. Bu valiler eskiden halk tarafından seçilirdi. Fakat Putin yaptığı reformlarla, il valilerinin ve özerk cumhuriyetlerin başkanlarının yerel olarak seçilmelerini engelledi. Kremlin’in Dağıstan’a gönderdiği yönetici -Putin’in Dağıstan temsilcisi Vladimir Vasilyev- oralı olmadığı gibi federal merkezde üslendiği görevlerle de ağırlığa sahip bir isim. Vladimir Vasilyev gibi birisi için bu atama bir sürgün olarak değerlendirilebilirdi. Oysa Putin’in güvendiği bir bürokrata, bir yakın dosta önemli bir görev yüklemesi görülüyor. Vladimir Vasilyev geçmişte hep en kritik görevleri üstlenen birisi. Vladimir Vasilyev’e Putin, Dağıstan’a atamadan öncede kritik görevler vermişti. Nord-Ost saldırısından Beslan’a kadar uzanan özel görevleri olmuştu. Özellikle Nord-Ost ve Beslan saldırılarından sonra Rusya, merkez ile federal bölgeler arasındaki ilişkilerde köklü değişiklikler yapmıştı.

Şimdi bu satırları lütfen dikkatli okuyun. Eğer Putin bu kadar güvendiği bir bürokratı bir özerk cumhuriyetin başına atıyorsa, ondan beklediği hizmet de sıradan bir görev değildir. O halde Dağıstan gibi küçük bir ülkede olağanüstü yetkilerle donatılmış Temsilci başkanın misyonu nedir? Sıkı durun yazıyorum, Rusya Vladimir Vasilyev ile kendi topraklarına dönebilecek bir milis savaşına karşı sağlam bir adım atıyor; federal merkezin siyasi çizgisinden çıkan özerk cumhuriyetlerin ve illerin elitlerine de sert bir mesaj veriyor. Bu atamayla birlikte bildiğimiz eski federal Rusya yok olurken, yeni Rusya hem dışarda hem içerdeki hibrit savaşın cephelerinde kendi pozisyonunu güçlendiriyor. Neden ? Çünkü Suriye savaşı bitse de WW 3.0 yani III. Dünya savaşı bitmedi. Rusya bunun farkında ve yakın cephelerde hazırlıklı olmak için adımlarını atıyor.(4) Rusya şunun da farkında, Suriye cephesi sakinleştikçe diğer cepheler ısınacak. WW 3.0’ı (III. Dünya Savaşı) bir hibrit savaş olarak kabul edilirse, hibrit savaşların siber cephelerden siyasi cephelere kadar farklı boyutları olacaktır. Rusya’nın zayıf olduğu cephe ise Suriye kadar uzak olmayan Kuzey Kafkasya cephesi. Burada sıcak çatışmalar politik çekişmelerle devam ediyor. Rusya buralarda başını ağrıtan “aşırı” unsurları Suriye’ye göndererek sıcak çatışmaları azamiye indirmiş olsa da bölgesel sorunlarını çözmüş değil.(5) Putin’in Dağıstan temsilcisi Vladimir Vasilyev Ağustos 1949′ Moskova Oblastına bağlı Klinsky doğumlu. Kim? Vasilyev, Vladimir Abdualiyevich, Rus politikacı, Rusya Federasyonu Devlet Duması Başkan Vekili, “Birleşik Rusya” fraksiyonunun başkanı, polis albayı general. Ekim 2017’den beri Dağıstan Cumhuriyeti’nin başkanı olarak görev yapıyor. İyi bir hukukçu. Rusya İçişleri Bakanlığı Enstitüsü için hazırladığı ‘Cinayetlerin kriminalolojik araştırılması ve vatandaşların hayat güvenliğinin sağlanması’ konulu tezi var. (6)

Bakınız.
1- http://mfa.gov.ge/
2- https://www.nato.int/docu/review/2011/NATO_Russia/Resuscitating-partnership/TR/index.htm
3- http://www.turkrus.com/577335-dagistan-yine-karisti-neler-oluyor-xh.aspx
4- http://www.dunyabulteni.net/haberler/410293/dagistanda-yeni-donem-ve-rusyanin-kafkasya-stratejisi-analiz
5- http://aa.com.tr/tr/analiz-haber/dagistanda-yeni-donem-ve-rusyanin-kafkasya-stratejisi/945176?amp=1
6- https://www.dissernet.org/expertise/vasilyevva2001.htm

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir