KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Rus jeopolitiğine Muscovy Company/İngiliz müdahalesi!

Rus jeopolitiğine Muscovy Company/İngiliz müdahalesi!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 22 dk okuma süresi
362 0

Tarihi gelişimine bakıldığında ilk önce İngilizlerin Muscovy Company üzerinden Ruslarla temasa geçtiği anlaşılıyor. Kraliçenin onayıyla kurulan şirket sadece ticaret yapmakla değil ticareti geliştirecek pastadaki dilimini artıracak yeni yolların keşfi için de gemilerini seferber etmekle yükümlüydü. “Moskova Şirketi” (1555) İngiltere ile Rusya ilişkilerini geliştirmek ve İngiltere ile Rusya arasındaki siyasi ve ekonomik işbirliğine finansman ve sermaye sağlamak için kurulmuştu. Muscovy Company, 1698’e kadar İngiltere ve Muscovy arasındaki ticarette bir tekele sahipti ve 1917 Rus Devrimi’ne kadar bir ticaret şirketi olarak hayatta kaldı. 1917’den beri şirket şimdi Rusya’da çalışan bir hayır kuruluşu olarak faaliyet gösteriyor. İngilizlerin Rusların yaşadığı coğrafyaya, ilk defa 15.yüzyılda Sebastian Cabbot’un Rusya’ya Kuzey deniz yolunu kullanarak ulaşmasıyla gerçekleşmişti. Tecrübesinden dolayı Moskova Ticaret Şirketi’nin kurulma aşamasında Cabbot kuzey deniz yolu rotası takip edilerek Rusya üzerinden Hindistan’a sefer yapılabileceğini söyleyen kaşiflerdendi. Bu nedenle de Rusya’ya yeni sefer yapılmak istendiğinde, bu seferin hazırlığı ve gerçekleşmesi için Cabbot da seferber olmuştur. Bu proje 1552’de Kral VI. Edward’ın son dönemine denk gelmiş ve kuzey deniz yolu ile Rusya’ya yapılacak sefer neredeyse ulusal bir teşebbüse dönüşmüştür.

Bu seferin finansal kaynağını Londra’nın en büyük ticaret locası olan Müteşebbis Tüccarlar Şirketi (Company of Merchant Adventurer) üstlenmiştir. Şirketin 40 üyesinin her birinden £25 para toplanarak £6000 ile bu sefer başlatıldı. Bona Speranza, Edward Bonadventure ve Confidentia gemileri donatıldı. Şirket tarafından seferin asıl Kaptanı Sör Hugh Willoughby ve ikinci Kaptan olarak da Richard Chancellor atanmıştır.10 Mayıs 1553 tarihinde gemiler Thames Nehrinden Rusya’ya yelken açtılar. Bu sefer İngiliz gemicilik tarihinde trajik sonuçları olan seferlerden bir tanesidir. Bu sefere üç gemi ile çıkılmıştır. Gemilerden iki tanesi fırtınada kaybolmuş ve kendilerinden haber alınamamıştır. Bu iki geminin tayfalarının çoğu donarak ölmüştür. Richard Chancellor’un kaptanlığını yaptığı Edward Bonadventure gemisi seferi tamamlayabilmiştir. Rusya yakınlarına kadar ulaşmayı başaran bu geminin kaptanı ve tayfalarını Rus halkı donmaktan kurtarmıştır.

Kaptan ve tayfalar Moskova’da iktidarının en ihtişamlı dönemini yaşayan Korkunç İvan yani Çar Ivan Vasiliwich’in huzuruna çıkarıldı. Çar, İngiliz Kral tarafından ticaret yapmak için gönderilen bu gemicilere iyi davrandı ve taleplerine cevap vereceğini belirtti. Karşılıklı ticaretin başlaması için Rus Çarı İngiltere hükümdarına mektup yazarak, Kraliyet’e sunması için Chancellor’a verdi. Richard Chancellor bu mektup ile Londra’ya geldi ve Kraliçe Ann’in huzuruna kabul edildi. Kraliçe’nin 6 Şubat 1555 senesinde verdiği nişan ile resmen kurulan Moskova Ticaret Şirketi’nin ilk müdürü olarak da Sebastian Cabbot atandı. Cabbot üç yıl bu şirketin müdürlüğünü yaptı. Şirket 1555’te Rusya’daki işlerini yürütmek için Richard Gray ve William Killingworth’u görevli olarak Moskova’ya atadı. Bu gelişmelerin hemen sonrasında Rusya’ya yeni bir ticari sefer için hazırlıklar başlamış, Edward Bonadventure 1 Mayıs 1555 tarihinde Rusya seferine yelken açmıştır. Chancellor, 1556’da yeniden Rusya’ya ulaştı ve Şirketin kendisinden istediği ticaret mallarını temin etmek için uğraştı.

Bunun yanında da Ivan’a, Kraliçe’nin mektubunu sunarak ilk resmi ilişkilerin başlamasına öncülük etti. 1553’te Rusya seferi ile başlayan ilişkiler 1557’de Osep Nepea’nın İngiltere’ye elçi olarak gönderilmesi ile devam etti. Ruslar bu ilişkilerde elçi gönderme işini ilk defa yapan devlettir. Ruslar İngiliz devleti ile ilişkilerini 1569, 1582 ve 1600 yıllarında İngiltere’ye elçiler göndererek devam ettirdi. Bu süreçte, özellikle Kraliçe I. Elizabeth döneminde, Rus Çarı Moskova Şirketi tarafından sadece şirketin mümessili olarak görevlendirilen elçiyi Kraliyet’in resmi elçisi olarak kabul etmiştir. Bu yaklaşım Rusya-İngiltere ilişkilerinde, Rusya’nın İngiliz Sarayı’nın yerine getirmesi mümkün olmayan taleplerinden dolayı, bazı siyasi krizlerin ortaya çıkmasına neden olabildi. Moskova Ticaret şirketi temsilcisinin üç önemli görevi vardı; birincisi ve en önemlisi Rusya ile Şirketin var olan ticari faaliyetlerini yürütmesi. İkincisi, Şirketin Rusya’ya özel bir görevle gönderdiği İngiliz tüccarların işlerini takip etmek. Üçüncüsü ise Rus Çarı’nın İngiltere’ye atadığı elçi ile ilgilenmek ve Şirket ile elçi arasındaki bağı korumaktır.(1) Bizim açımızdan bu ilişkilerin önemi ise İngilizlerin Ruslarla temasının 2 Ekim 1552’de Kazan Hanlığı’nın Ruslar tarafından yıkılmasının hemen sonrasına denk gelmesidir. Kazan Hanlığının yıkılmasında İskoç bir mühendisin Ruslara yardımcı olması düşündürücüdür. Kazanlıların yer altından yaptıkları suyolu Ruslar tarafından lâğımlanarak havaya uçurulmuştu. Lâğım işlerini Butler adındaki bir İngiliz idare etmişti. 30 Eylül günü Kazan surlarının bir kısmı havaya uçurulunca, Rus askerleri şehre hücum teşebbüsünde bulundularsa da, geri atıldılar. Fakat 2 Ekim günü sabah erkenden, barutla dolu otuz adet fıçıya ateş verilince, surların bir kısmı yıkıldı, delikler açıldı ve Ruslar kitle halinde şehre saldırdılar. Kazan Hanlığı da tarih sahnesinden çekildi. (2)

İngiltere ve Rusya arasındaki rekabetin gerçekleştiği saha; Türk ve Müslümanların yaşadığı geniş bir coğrafyaya tekabül ediyordu. 19. Yüzyıl’da İngiltere ile Rusya, Orta Asya’nın kontrolünü ele geçirme konusunda birbirleriyle ciddi ve karmaşık bir mücadelenin içindeydi. 1552’de Kazan’ın, iki yıl sonra da Astrahan’ın işgalinden sonra Orta Asya’yla ticaret arttı ve diplomatik ilişkiler yoğunlaştı. Ancak bundan sonra gelen birkaç on yıl boyunca artan ticarete rağmen ilişkiler dağınık ve seyrek bir şekilde devam etti. İngiltere’nin Orta Asya’yla diplomatik açıdan ilgilenmeye başlaması, 18. yüzyılda Hindistan ve Asya’daki sömürgelerine yönelik tehdidin gittikçe daha gerçek hale dönüşmesiyle ortaya çıktı. Rus tehlikesini bertaraf edebilmek için Türk ve Müslüman unsurlardan faydalanma yoluna gittiler. İngiltere XVIII. yüzyıl sonundan XIX. yüzyıl sonuna kadar yaklaşık yüz yıl Osmanlı Devleti’ni Rusya’ya karşı destekledi. Almanya’nın yeni bir güç olarak ortaya çıkması ve İstanbul ile yakın ilişkiler geliştirmesi üzerine bu politikasından vazgeçti. İngiltere’nin Osmanlı Devleti aleyhine olarak politik tutumundaki değişim ve Rus Hükûmeti’ne karşı “İngiliz çıkarlarını korumak” yolunda daha aktif ve radikal bir hareket tarzı içine girmesinin başlangıç noktası, batıda Plevne’nin ve doğuda Kars’ın düşmesi olmuştur. İngiltere’nin Hindistan Bakanı Lord Salisbury’nin deyimiyle “Asya’da Rus işgali altındaki toprakların durumu” İngiliz diplomasisinin “en önemli” konusu olmuştur.

İngiltere ve Rusya yeniden çatışıyor. Dışarıdan bakıldığında fındıkkabuğunu dolduracak bir konu değil. Ancak İngilizler pire için yorgan yakmayı göze almış bir politika izliyor. Neden acaba? Çünkü İngiltere, Rusya’nın jeopolitik hinterlandında argo deyimle çöplenmek istiyor da ondan. İngiltere ve Rusya arasında bir savaş, mümkün olmamakla birlikte gerçekleşmesi durumunda tam bir ‘MADness (çılgınlık)’. MAD, İngilizce, ‘’mutually assured destruction (karşılıklı garanti yıkım)’’ ifadesinin baş harflerinden oluşan bir tabir. Eski çifte ajan Skripal’in zehirlenmesi skandalı, Londra ile Moskova arasında diplomatik bir krizi tetikledi. Rusya, 23 Rus diplomatın sınır dışı edilmesine karşılık olarak sadece Britanyalı diplomatları ülkeden çıkarmakla kalmadı, St. Petersburg’taki Britanya başkonsolosluğunu da kapattı. Yorumcular uluslararası ilişkilerin geniş kapsamlı sonuçlar doğuracak değişikliklere gebe olduğunu düşünüyor. Moskova’nın tepkisine bakılacak olursa, Londra’yla yaşanan çatışmanın yakın zamanda biteceğine inanılmıyor ve -tıpkı Britanya yönetiminin yaptığı gibi- çatışmanın keskinleşmesi bekleniyor. Birçok gelişme, Londra’nın müttefiklerini de bu çatışmaya dahil etmeyi ve ‘Skripal vakası’nı Rusya ile Batı arasında yeni bir krize dönüştürmeyi başarıp başaramayacağına bağlı. Bunun işaretleri görülebiliyor. Rus yönetimi, tüm tavırlarıyla, Londra’nın meydan okumasını kabul ettiği perspektifinden kaçınmadığını gösteriyor. Her iki taraf da bir soğuk savaşın içine çekilmekte.(3)

Eski çifte ajan Skripal’ın zehirlenmesinin ardından İngiltere ve Rusya arasında başlayan kriz BM Güvenlik Konseyi’ne taşındı. ABD, İngiltere’ye destek verirken, suçlamaları reddeden Rusya ortak soruşturma teklif etti. Eski çifte ajanın zehirlenmesinde Rusya, İngiltere’nin iddialarını kanıtlamasını beklediğini bildirdi. AB dışişleri bakanları ise olayla ilgili İngiltere’ye koşulsuz destek verdiklerini açıkladı. Ruslar ajanın zehirlenmesini kabullenmiyor ve İngiliz istihbaratını suçluyor. Rusya’nın AB elçisi Vladimir Çijov, eski Rus çifte casus Sergey Skripal ile kızı Yuliya’nın zehirlenmesi için kullanıldığı söylenen ‘Noviçok’ isimli sinir gazının üretildiği yerin, İngiliz Porton Down laburatuvarı olabileceğini belirtti. Sinir gazının Salisbury’ye nasıl gelmiş olabileceği yönündeki bir soruya Rus elçi şu cevabı verdi: “Elinizde bir sinir gazı olduğunda, onu laboratuvarlarınızda tuttuğunuz belirli numuneler ile kontrol edersiniz. Porton Down da, hepimizin bildiği gibi, İngiltere’de kimyasal silah araştırmasıyla ilgilenen en büyük askeri tesis.” Diğer taraftan Çijov, İngiltere’nin elinde sinir gazı olduğunu ima eden ilk Rus yetkili değil.

Zira istihbarat servisi FSB’nın eski direktörü Sergey Stepaşin de bir ülkenin bir sinir gazını doğrulayabilmesinin, sadece bu ülkenin söz konusu sinir gazına sahip olması ile mümkün olabileceğini belirtmişti.(4) Rusya Federal Güvenlik Örgütü’nün (FSB) eski bir yöneticisi olan Nikolay Kovalev, Skripal’in yaşamına yönelik girişime Britanya istihbarat ajanlarının dahil olduğunu ileri sürdü. O, Skripal’in zehirlenmesinden yalnızca ABD ile Britanya’nın yararlanacağını vurguladı ve taraf değiştirmiş ajanlar “tam bir gözetim altındadırlar… gizli servisler onları izliyor; onların ne yapıp ettiklerini ve programlarını biliyorlar. Ardından, birbiri ardına bu tür ilginç şeyler oluyor.” dedi. Kovalev, Noviçok sinir gazı “eski Sovyetler Birliği cumhuriyetlerinde depolanmıştı; kusura bakmayın ama Ukrayna’nın buna bulaşmış olması göz ardı edilemez” diyor. Eski bir üst düzey FSB görevlisi olan General Vladimir Mikhailov ise, RIA Novosti’ye, MI6’in “gazı sentezle oluşturup siyasi amaçlar için kullanmış olabileceğini” anlatıyor.(5)

Bu nasıl olacak? İngiltere’nin Rusya’ya karşıtı siyasi ve ekonomik bir kampanyayı garantiye alma kavgası, Theresa May’in açıklamalarıyla pupa yelken gidiyor. Londra yönetiminin kışkırtıcı çabası, Rusya ile çatışmayı, bir askeri karşı karşıya gelişi de içerecek şekilde tırmandırmak için olayların gidişini uluslararası ölçekte bütünüyle değiştirecek, önemli sonuçları olan bir girişimdir. İngiltere Moskova ile ilişkilerin askıya alındığını ve 23 Rus diplomatın ülkeden sınır dışı edileceğini açıkladı. Ruslarda misillemede bulundu. İngiltere’de savaş kışkırtıcılığı, bir kez daha, iç siyaset gündemini hızla sağa kaydırmakta kullanılıyor. Britanya Başbakanı Theresa May’in Rusya’ya karşı aldıkları sert önlemler ise şunları içeriyor: Britanya ile Rusya arasındaki üst düzey ikili ilişkilerin askıya alınması. “Düşman devlet faaliyetleri”ne karşı koruma amacıyla yeni yasaların ve tanımlanmamış önlemlerin hazırlanması. Britanya’ya düşman girişlerini önlemek için özel uçuşların, gümrüklerin ve taşımacılığın daha fazla denetlenmesi.
Britanya yurttaşlarının ya da orada oturanların canlarını ya da mülklerini tehdit etmek için kullanıldıklarına ilişkin kanıt olan yerlerdeki Rus devlet varlıklarının dondurulması. Var olan yaptırımlar yasasında, İşçi Partisi tarafından önerilen “insan hakları” ihlallerini cezalandıran Magnitski yasası türü değişiklikler. Bakanların ve Kraliyet ailesinin Rusya’da düzenlenecek olan FIFA Dünya Kupası’nı boykot etmesi ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’a yapılan bir Britanya’yı ziyareti davetinin geri çekilmesi. ABD ile sıkı işbirliği içinde çalışan May, Rusya’ya karşı, askeri bir yanıtı da içeren eylem taleplerini pekiştirmeye yönelik uluslararası bir saldırının başını çekiyor. Bu çabaların, özellikle, Pentagon’un ve Demokratik Parti’nin Moskova’ya karşı önlemleri arttırma taleplerini benimsemekte isteksizlik sergileyen Fransa ile Almanya’yı hedeflediği söylenebilir.(6)
İngilizler esip gürlüyor ama diğer taraftan Ruslarla iç içe geçmiş iktisadi ilişkileri de tehlikeye atmamak için çark edebilir. Birleşik Krallıkta Rusya karşıtları İngiltere’nin diplomatik yaptırımların bir an evvel finansal alanı da içerecek şekilde genişletmesi gerektiği görüşünde. Ama bunu yapmak biraz zor neden mi? Çünkü Dünyanın en büyük enerji şirketlerinden British Petroleum’un (BP) hali hazırda Rus petrol ve doğalgaz şirketi Rosneft’te yüzde 20 hissesi bulunuyor. Yani BP Grubu’nun Üst Yönetcisi Bob Dudley, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e son derece yakın bir isim olan Igor Sechin’in başkanlık yaptığı Rosneft’in yönetim kurulunda bulunuyor. İlerleyen dönemde İngiltere’nin Rusya yönelik finansal yaptırımlarının artması BP’nin küresel büyüme ve üretim planların doğal olarak olumsuz etkileyebilir. 600 İngiliz şirketi Rusya’da faaliyet gösteriyor. Yine İngiltere’de 5 bin 800 şirket Rusya’ya ürün ihraç ediyor. Rusya’nın en büyük şirketleri ise küresel sermaye piyasalarına Londra Borsası (LSE) üzerinden erişmeye devam ediyor. Londra Sberbank, Gazprom, Lukoil, Rosneft, Norilsk Nickel, VTB, X5 Retail Group, SISTEMA ve MegaFon gibi 60 Rus şirketi Londra Borsası’nda işlem görüyor.(7)
İngiltere ABD’yi Rusya ile çatışmasında yanında görmeyebilir. Aynı şekilde NATO’da İngiltere’ye istediği desteği vermeyebilir. Hatırlarsanız Tillerson, Rusya’ya karşı daha sert eylem talep ederken ABD Başkanı Donald Trump ile defalarca çatışmıştı. Trump Tillerson’ı görevden aldı ve onun yerini CIA yöneticisi Mike Pompeo’ya verdi. Tillerson’ın son eylemi, Rusya’nın “rahatsız edici tavrı ve eylemleri”ne ilişkin kaygılarını dile getirmesi oldu. NATO desteği, yalnızca Trump’ın nasıl davranacağına ilişkin belirsizlikten değil ama geçtiğimiz aylarda Rusya’nın Suriye çatışmasındaki önemli bir müttefiki olarak ortaya çıkan Türkiye’den dolayı da çetrefilli. Bu açıdan bakıldığında Avrupa Parlamento’sunun Türk ordusunun Afrin harekatını sonlandırma çağrısı Türkiye’nin Rusya’ya karşı olası düşmanca hareketlere destek vermemesi için önemli bir gerekçesi olmuştur. NATO müttefikleri Fransa ve İngiltere’nin Rusya’ya çok daha yakın askeri üsleri de var. Dahası, Rusya’nın hemen batısı boyunca ve hemen güneyindeki Türkiye’deki NATO üsleri ise böylesi bir savaşın en kilit fasiliteleri olacak. Ama Türkiye Suriye’de müttefiklerinden alamadığı desteği, Rusya ile çatışmaları halinde onlara sunmayacaktır. (8)
İngiltere’nin rahatsız olduğu konuların başında Soğuk Savaş döneminin iki eski müttefiki Rusya ile Hindistan, günümüzde de yakınlaşmaya devam etmesi. Rus dış politikasında Hindistan hala önemli bir yere sahip. Resmi Rus dış politikası, Hindistan’ı çok kutuplu dünya düzeninde önemli bir ortak olarak görüyor. Rusya da Hindistan da toprak bütünlüklerinin İslami terörün tehdidi altında olduğunu düşünüyor. Hindistan Keşmir’de, Rusya Çeçenistan’da. Bu temel, iki ülkenin ortak bir siyasi söylem geliştirmesini de kolaylaştırıyor. İki ülkenin ortak çıkar alanlarından biri de nükleer işbirliği ve silah ticareti. Hindistan yıllardır ordusunu Sovyet Su-30 savaş uçakları, T-90 tankları ve Akula-II tipi yüksek teknolojili nükleer denizaltılarla donatıyor.(9) Bir diğer önemli gelişme ise İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin başlamasının 25. yıl dönümü dolayısıyla 14 Şubat 2018’de Hindistan’a gitmesi. Netanyahu’nun, Hindistan ziyareti sırasında daha önce bu ülke tarafından iptal edilen 500 milyon dolarlık tanksavar füzesi satışını gerçekleştirmeye gittiği belirtiliyor.
Tüm dünyada gizli servislerin örtülü veya aleni savaşları tüm hızıyla sürüyor. Türk istihbaratının muadil gizli servislere karşı her türlü faaliyeti, yüzlerce yıllık gelenekten beslenen inanmış kadrolarıyla tarihin zirvesinde. Unutmayalım ki; ABD’nin yeni atanan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, CIA başkanı olduğunda ilk yurtdışı ziyaretini Ankara’ya gerçekleştirmiş, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la görüşmüştü. Sizce bu neyin göstergesidir? Türkiye bu rekabetin, krizin, savaşın neresinde derseniz tam ortasında. Uluslararası kumpaslara direnmenin ötesinde var gücüyle oyun bozmakla meşgul. İstihbarat akıl oyunlarıdır. Bu akıl Türkiye’de var. İngilizlerde Ruslarda Türk aklına yani istihbaratına muhtaç olduklarını çok iyi farkındalar.

Bakınız:
1- Doç. Dr. Hasan Baktır/ Brıtısh Merchants And Sılk Road In The 17th Century: Brıtısh Attempt To Access Sılk Road In The Age Of Dıscovery/ http://www.inciss.com/wp-content/uploads/2018/01/Hasan-BAKTIR.pdf
2- Akdes Nimet Kurat / Kazan Hanlığı (1437 — 1556)/ dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/1246/14251.pdf
3- https://www.eurotopics.net/tr/196368/yeni-bir-soguk-savasin-esiginde-miyiz
4- https://tr.sputniknews.com/rusya/201803181032684499-rus-elci-eski-casusu-zehirleyen-madde-icin-ingiliz-laboratuvarini-isaret-etti/
5- http://www.wsws.org/tr/articles/2018/03/19/ukr1-m19.html
6- http://www.wsws.org/tr/articles/2018/03/19/ukru-m19.html
7- https://aa.com.tr/tr/analiz-haber/krizin-golgesinde-ingiliz-rus-ekonomik-iliskileri-/1091382
8- http://amerikabulteni.com/2014/08/31/olasi-bir-abd-rusya-savasi-nasil-bir-savas-olur/
9- http://www.dw.com/tr/hindistan-ve-rusyan%C4%B1n-yak%C4%B1n-ili%C5%9Fkileri/a-2525687
Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir