İran’da uzun süredir sürmekte olan Ruhani-Rejim gerilimi, Devrim Muhafızları-Ruhani görüşmesi ile rejim lehine dindirilmiş gibi bir tablo ortaya çıkardı. Gerilim sürecinin başından bu yana eli güçlü tarafı temsil eden rejim ve Hamaney çizgisi yeni kabinenin kurulmasından güvenlik politikalarına kadar bir çok alanda sahip olduğu gücü tekraren hissettirdi. Bu durum, Ruhani’ye oy vermiş olan ve rejim politikalarından rahatsızlık duymakta olan kitleye rağmen sürdürülmektedir.
Fakat, Ruhani, üzerindeki bu ciddi baskı nedeniyle, sahip olduğu vizyonu fiilen “uyku” durumuna geçirmiş gibi görünse de esasen söylemleri ile bu süreci devam ettirmektedir. Ruhani, neredeyse tüm platformlarda yaptığı açıklamalarda, rejimin ideolojik bir bakışla vizyon haline getirdiği “direniş ekonomisi” vizyonuna karşı yabancı yatırımlar ve dünya ile entegrasyonu savunmakta, ve yine rejimin sahip olduğu katı-ideolojik güvenlikçi yaklaşıma karşı güvenlik ve özgürlüğün birbirinin tamamlayıcısı olduğu yönündeki söylemleri ile “özgür ve açık toplum” idealini vurgulamaktadır. Ruhani, fiilen hakim olması şuan için mümkün olmayan bu ideallerini ne adına dillendirmektedir?
Birincisi, Ruhani, oy aldığı kitlenin taleplerini ve dünya görüşünü, hayata geçirilmesi mümkün olmasa dahi en azından söylemsel düzeyde sıcak tutmakta ve bu kitlenin sesinin gündeme yerleştirmekte ve böylece kitlesine sadık kalmaktadır. İkinci olarak, Ruhani, İran toplumunun büyük kesiminde gözlemlenen değişim ve esneklik talebinin her an güçlü tutularak büyümesi ve gelişmesini, fiilen bu taleplerin rejim baskısı nedeniyle karşılanamadığı algısının pekiştirilerek oluşmakta olan “mağduriyet” imajı ile kitlesini genişletmeyi ve güçlendirmeyi hedeflemektedir. Söz konusu mağduriyet imajı, kitleyi taleplerine daha bağlı hale getirecek ve bu durum orta vadede rejim üzerinde dikkate alınması kaçınılmaz bir toplumsal atmosferi ortaya çıkaracaktır. Bu durumda Ruhani, hem sahip olduğu kitlenin desteğini pekiştirmiş olacak hem de İran’daki değişimin temsilcisi imajı ile konumunu sağlamlaştıracaktır.

Çağatay BALCI/kafkassam