KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Moody’s desteğiyle Erdoğan Putin’e nerde kalmıştık

Moody’s desteğiyle Erdoğan Putin’e nerde kalmıştık

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 8 dk okuma süresi
299 0

Moody’s desteğiyle Erdoğan Putin’e nerde kalmıştık der mi?

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’e benzer bir mobilya şirketinin reklam spotu çağrışım yapıyor mu? Yep yeni Türkiye kararıyla aklımız Mondy’s’e de kalmadı mı? Piyasaların merakla beklediği Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s; Türkiye’nin “Baa3” ile “yatırım yapılabilir” seviyede bulunan kredi notunu değiştirmedi, yatırım yapılabilir seviyede kaldı. (Bkz. http://www.amerikaninsesi.com/a/moodys-turkiyenin-kredi-notunu-degistirmedi/3452589.html) Erdoğan’ın Rusya temasları öncesinde bu karar Türkiye’nin elini güçlendirdiği gibi, darbe girişimi sırasında hafiften duraklamaya giren ekonomisini toparladığı gibi, yatırımcının önünü de açmış oldu. Wikileaks’in kurucu Julian Assange’ın, 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminin arkasında ABD ve Suudi Arabistan’ın olduğu iddiası doğru ve eğer Türkiye ABDnin küresel kuşatması altındaysa, nasıl oldu da merkezi New York’ta bulunan kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Türkiye’nin notunu düşürmedi?

Moody’s; geleneksel iş çizgisini ve ismini temsil eden bonoların (tahvil) kredi derecelendirme işletmesi. Bu nedenle Moody’s Yatırımcılar Hizmeti ticari ve kamu işletmelerin çıkardığı bonolar üzerinde uluslararası parasal araştırma sağlar. Moody’s, bu sektörde tek başına değildir. Standard & Poor’s ve Fitch Group ile Üç Büyük kredi derecelendirme acentalarını teşkil eder. Fitch Derecelendirmesi, ABD devleti tarafından 1975’de onaylanan, Moody’s and Standard & Poor’s ile Üç Büyük kredi derecelendirme şirketi arasında yer alır. Fitch Ratings’in iki merkezi vardır: New York, ABD ve Londra, Birleşik Krallık. Standard&Poor’s (S&P), merkezi ABD’nde New York’ta bulunan uluslararası kredi değerlendirme kuruluşudur.

Tüm bu bilgilerin bize verdiği açılım şu; ABDnin içindeki bazı kartel ve istihbarat birimlerinin Türkiye’deki yönetimi gözden çıkaran darbe kalkışmasına verdikleri destek, kredi derecelendirme kuruluşlarının temsil ettikleri küresel sermaye çevrelerince onaylanmadı. Bu sermaye odakları Türkiye’nin kredi notunu düşürmeyerek, darbe kalkışmasının tetikleyebileceği öngörülen ekonomik krizin önünü, verilen “yatırım yapılabilir” notu ile şimdilik kesmiş oldu. Bana kalırsa bu kararın çıkmasında dünya finans piyasasının nabzını tutan, Türkiye’nin Yahudi dostları durumdan vazife çıkarmışlardır!

15 Temmuz kalkışması arkasında enkaz bıraktı. Resmi verilere göre darbe girişimi sonrası başlatılan soruşturma kapsamında 16 bin civarında tutuklu ve 6 bin gözaltı bulunuyor. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan 7 bin kişi var. Türkiye’nin, özellikle Batı konusunda daha eleştirel olmaya başladığı ve Batılı müttefiklerine sitemlerini dile getirdiği darbe girişimi sonrasında gerçekleşecek Erdoğan Putin görüşmesi çok önemli. Financial Times gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe girişimi ardından ilk yurtdışı ziyaretini Rusya’ya yapacak olmasına dikkat çekti ve Ankara-Moskova yakınlaşmasının Batı’yı tedirgin ettiğini yazdı. Berlin de Putin – Erdoğan görüşmesine ilişkin bir açıklama yaptı. Almanya Dışişleri Bakan Frank-Walter Steinmeier, iki ülkenin yakınlaşmasını olumlu bulduklarını ancak Türkiye’nin NATO’nun çok önemli bir ortağı olduğunu ve öyle de kalması gerektiğini belirtti.

12 Eylül sonrası siyasete yeniden dönen Süleyman Demirel’in ünlü repliği ‘-nerde galmıştık?’ sanırım Türkiye Rusya ilişkilerini en iyi özetleyen söz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’ya en son ziyaretini 23 Eylül 2015’de yapmış, Moskova Merkez Camii’nin açılışında Putin ile görüşmüştü. Sıcak mesajları verildiği bu geziden sonra, son kez 16 Kasım 2015’de Antalya’daki G-20 zirvesinde buluşulmuş, ancak 8 gün sonra düşürülen Rus uçağıyla Türk-Rus ilişkileri de büyük darbe yemişti. 24 Kasım’da Rus savaş uçağının Türk jetlerince düşürülmesiyle başlayan ve yaklaşık 9 ay süren Ankara-Moskova hattındaki krize, iki ülke devlet başkanlarının zirvesiyle nihai nokta konulacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya ziyareti öncesinde Yenikapı’da tüm dünyanın tanıklık ettiği, dostlarımızın sevindiği düşmanlarımızın kahrolduğu birlik ve beraberlik mesajı, hiç şüphesiz ki bölgedeki gerçek gücün kim olduğunu gösterdi.

St. Peterburg’ta yapılacak olan Putin-Erdoğan zirvesi ile kırgınlık dönemine sünger çekilip ilişkilerde “yeni hayata” adım atılması bekleniyor. Bugünkü Putin-Erdoğan zirvesini el alan bir yorum yayınlayan Forbes dergisinin Rusça versiyonunda, “Erdoğan’ın Şanghay İşbirliği Örgütü üyeliği konusunu açması, hiç olmadığı kadar yüksek ihtimal” denildi. Türkiye ŞİÖ’de 2010’den beri diyalog ortağı statüsüyle üye.2001’de Rusya ve Çin’in inisiyatifi ile kurulan Şanghay İşbirliği Örgütü’nde (ŞİÖ) Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu, Kırgızistan, Tacikistan, Kazakistan, Özbekistan kurucu üyeler olarak yer alıyor. Örgütte Afganistan, Moğolistan, İran, Hindistan, Pakistan “gözlemci ülke” statüsüne sahip. Türkiye, Sri Lanka, Belarus ve Azerbaycan da “diyalog ortağı ülke” statüsünde. (Bkz. http://turkrus.com/251658-stratejik-hesaplar-%E2%80%9Csio%E2%80%99de-turkiye-bir-basamak-daha-yukari-cikabilir-ama%E2%80%9D-xh.aspx)

ABD ve Avrupa Birliği’nin en çok merak ettikleri Suriye konusu. Erdoğan ve Putin, geniş kapsamlı ekonomik işbirliğinin yanı sıra Suriye’nin geleceği konusunda ortak bir yol haritası çizecek. Putin’in Erdoğan’dan Esad yönetimi ile ilişki kurulmasını talep edebileceği ihtimal kapsamında. Türkiye’nin Beşar Esad rejimine son verilmesini talep ettiği ortada iken, Rusya’nın Şam yönetimine verdiği askeri ve siyasi destek içinden çıkılmaz bir durum görüntüsü veriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’ye barışı getirme noktasında en önemli aktör birinci derecede Rusya’dır. Burada Rusya ve Türkiye beraber adım atmak suretiyle biz bu işi çözmeliyiz diye düşünüyorum” sözleri, Rusya ile Türkiye arasında bir mutabakatın sağlanabileceği izlenimi veriyor. Nitekim İran Dışişleri Bakan Yardımcısı İbrahim Rahimpur’un, “İran, Putin’le birlikte Erdoğan’a bölgesel meseleler, Irak ve Suriye konusunda doğru kararı verebilmesi için yardım etmek istiyor” açıklaması temas öncesi heyetler arasında ön görüşmelerin sorunsuz başladığını gösteriyor.

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir