KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Mehmet Sadık Paşa Rus Başbakan Aleksandr Kerenski’nin dedesi mi?

Mehmet Sadık Paşa Rus Başbakan Aleksandr Kerenski’nin dedesi mi?

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 28 dk okuma süresi
450 0

Bolşevik devrimi sonrasında Anadolu’da başlayan ulusal kurtuluş savaşı, Sovyet Rusya’nın Ankara Hükümetine siyasi ve askeri destek vermesiyle emperyalizme karşı mücadele ortak paydasında gelişti ve temellendi. Bolşevik devrimle birlikte Osmanlı topraklarını işgal eden Rus ordusu silah bıraktı ve işgal ettiği topraklardan çekildi. İngiliz emperyalizmine karşı başlattığı milli mücadelesinde en büyük desteği Lenin’in başında olduğu Bolşevik Rusya’dan aldı. Silah ve mühimmatla birlikte nakit altın para transferi gerçekleştirildi. Bolşevik Rusya’nın Ankara Hükümetine desteği reel politik zorunluluktan kaynaklanıyordu ve İngilizlerin kuşatmasını yarmayı amaçlıyordu.

1919’da Kastamonu milletvekili seçilen Millî Mücadeleye katılan, Ankara Hükümetini temsilen İktisat Vekili statüsüyle Moskova’da temaslarda bulunan Yusuf Kemal Tengirşenk, Ruslarla anlaşma zemininin hazırlanmasına çalışmış ve Murahhas Hey’et Başkanı olarak 16-Mart-1921 tarihli Türk-Rus Anlaşmasını gerçekleştirmiş, bu anlaşma ile memleket içinde ve dışında kurulmakta olan yeni Devlete kudret ve siyasî nüfuz sağlanmıştı. Anlaşma ile Rusya, Misakı Millî hudutları içinde bağımsız bir Türk Devletinin mevcudiyetini tanımış, Kapitülasyonların ilgasını kabul etmiş, Doğu hudutları memleketimiz lehine yeniden düzenlenmiş, üç ilimiz ana vatan sınırlarına geri alınmış ve en önemlisi Ruslar Boğazlar üstündeki emellerinden vazgeçmişlerdir. Anlaşma ile ayrıca para, silâh ve malzeme yardımlarının daha geniş ölçüde devamı da sağlanmıştır. Yusuf Kemal Tengirşenk, hatıralarını derlediği ‘Vatan Hizmetinde’; Lenin’in eski bir Tatar ailesinin çocuğu olabileceği kanaatindedir.

Türk milliyetçiliğinin önde gelen isimlerinden Zeki Velidi Togan’da Tengirşenk, ile aynı düşüncededir o da Vladimir İlyiç Ulyanov Lenin’in, Tatar Türkü olabileceğinden söz eder. Lenin’in biyografisini hazırlayan Rus kökenli Fransız Prof. Hélène Carrère d’Encausse; Lenin’in babası İlya Nikolayeviç Ulyanov’un annesinin Kalmuk Türkü olduğunu belirtir. Babası gibi Lenin’in de belirgin Asyalı özelliklerini, özellikle de çekik gözlerini, II. Katerina’nın bağımsızlıklarına son verdiği ve Rusya’da kalıp Budizm’den/İslam’dan vazgeçen Kalmukların yaşadığı Astrahan’da evlenen Moğol asıllı babaannesine borçlu olduğunu kaydeder. Çuvaş Cumhuriyeti Yazarlar Birliği üyesi Albina Lubimova’da Lenin’in Türk olduğunu iddia eden bir başka bilim adamıdır. Ona göre, Lenin’in ataları Çuvaş Türkü’ydü!(1) Bolşevik devrimin bir başka öncüsü Alexander Kerensky’i de Lenin gibi Asyatik genlere sahip Türk kökenli olabilir.

Kerensky’in Türk olabileceğine dair etkenlerden birisi de Yahudi olmasıdır. Hem Yahudi hem Türk nasıl olunur? Türklerin ne Yahudilerle ne Araplarla akrabalığı yok! Ancak Hazar Türklerinin Museviliği kabul etmesi nedeniyle günümüz dünya Yahudi nüfusu içerisinde hatırı sayılır bir Hazar Türkü mevcut. Türkler İslam’ı kabul ettikleri tarihten itibaren Araplarla kaynaştılar, kız alıp verdiler. Bu açıdan bakıldığında Yahudilerle ve Araplarla geçişken bir gen transferi olduğu söylenebilir. Kuzey Avrupa Yahudilerinin kökleri Hazar Türklerine dayanıyor. Cohen vb soyadı taşıyan bu Avrupa Yahudileri kendi kültürel ve etnik köklerinin izlerini sürüyor. Arthur Koestler’in 13. Kabile kitabı bu alanda efsanevi bir şöhrete sahip. II. Dünya Savaşında Nazi Toplama kamplarında en büyük kaybı Musevi Hazar Türklerinin verdiği bugün bilinen bir gerçek.

Rus İmparatorluğunun çöküşünü gerçekleştiren Ekim Devrimi dünya tarihini de etkiledi, bu tarihe yön veren olayların başlıca rollerinden birini de Alexander Kerensky (Kerenski) oynuyordu. Bilinenin aksine Kerensky Rusya’da yaşayan Yahudi dinine mensup bir Hazar Türküydü. Aleksandr Fördoroviç Kerensky, eski adı Simbirsk olan Ulyanovsk’ta 22 Nisan 1881’de doğdu, 11 Haziran 1970’de, ABD’de New York’ta öldü. Kerensky’nin amcası ve büyükbabasının ortodoks rahip olduğu söyleniyordu. Kendi ifadesine göre; baba tarafından ataları Rahipti. Bildiği büyük dedelerinin hepsi kilisede görev yapmıştı. Annesinin babası Mehmet Sadık Paşa ismiyle tanınan Kont Çayka yani Michal Czajkowski idi. Muhtemelen Penza eyaletinde yaşıyorlardı, çünkü burada kendi soyadını aldığı Kerenki köyü bulunuyordu. Tarihçiler Kerensky’nin adını bu ethnonym (yer adı) ile ilişkili olabileceğini ileri sürüyor. Lehçe Ke·ren sözcüğü gökyüzü anlamında.(2) Özellikle Polonyalılarda kullanılan ‘sky-ski’ eki, kadına ve erkeğe göre fark ediyor. Örneğin Polonyalı erkek için Polonski, kadın için Poloskaya denilmesi gibi. Ke-ren- ski (sky) Keren ailesinden olan erkek demek. Aleksandr’a Kerensky denildiği gibi kız kardeşini de Kerenskaya denilecekti. Ancak ne derece doğru olduğunu bilmemekle birlikte ‘sky-ski’ ekinin genellikle Yahudi kökenli Rus vatandaşlarında rastlanan genel soyad tamamlayıcısı bir ek olduğu da söyleniyor.
Ayrıca yüz yıl önce Tokat merkezde Müftü Mescidi yakınında Toklu Bağları mevkiinde , ‘Kerens Ziyareti’ Mesiresi bulunuyordu. Burada mağara içinde bulunan su kaynağına merdivenle iniliyordu, suyun özelliğinden dolayı ‘abı hayat’ denildiği belirtiliyor. Bu su kaynağı bazen taşarak dışarı bağlara dökülüyordu.(3)Penza şehri adını Penza Nehrinden alıyor. Penza Eyaleti 1718’de Kazan Valiliği bünyesinde kuruldu. 15 Eylül 1780’de Saratov Valiliği’yle birleştirildi. Penza Oblast’ı 9 Eylül 1801’de yeniden kuruldu ve 1928 yılına kadar statüsü devam etti. 1928-1937 arasında, eski vilayetin toprakları, bir dizi idari dönüşüm geçirdi ve 1937’de Tambov Oblastının bir parçası oldu. 4 Şubat 1939’da, modern Penza Oblast’ı Tambov Oblast’tan ayırılarak kuruldu. Kerenski yerleşim birimi artık bu adla anılmıyor. Yeni adı Vadinsk. Günümüzde Rusya Federasyonu bünyesinde Volga Federal Bölgesi’nde Penza Oblastı içinde yer alıyor. Penza Oblast’tında Ruslar, Tatarlar, Mordvinler, Ukraynalılar, Çuvaşlar ve Ermeniler yaşıyor. Alexander Kerensky’in anne tarafından soy silsilesi, Polonya’ya uzanıyor. Leh, Kazak ve Hazar karışımı aile kökleri mevcut. Önce Osmanlı devletine iltica eden aile büyüğü Michal Czajkowski’nin söz etmek gerekiyor. Michal Czajkowski; günümüzde Ukrayna ama o tarihte Polonya sınırları içerisindeki Żytomierz bölgesinin genel sekreteri olan Stanisław Czajkowski’nin ve Głębock Petronela’ın oğluydu. Aile kökleri 17. yüzyılda Ukrayna’da Çakır köyünde ikamet Çaykovski klanına uzanıyor. Berdiczów’da bir okuldan mezun oldu ve 1828’de Varşova Kraliyet Üniversitesi’nde hukuk eğitimi aldı. Pariste bulunduğu yıllarda, Marianna Karol Różycki ile evlendi.
Bu evliikten Karolina Olga Suchodolska ve Michalina Gutowska isimli iki kızından başka Adam Michał Czajkowski h. Jastrzębiec (Enver) ve Wladyslaw Czajkowski (Muzaffer Paşa) isminde iki oğlu dünyaya geldi.(4) En büyük kızı Karolina Olga Suchodolska, Avusturyalı bir diplomatla evlenmiş ve Viyana’ya taşınmıştı. Küçük kızı Michalina Gutowska’ın eşi ise maden mühendisiydi ve çift İstanbul’da ikamet ediyordu. Kasım Ayaklanmasındaki Kadın Yadigma Departmanının komutanı olarak kayınbiraderi Karol Rozycki’nin birliğinde yer aldı. Michal Czajkowski Polonya’daki (1830-1831) Kasım Ayaklanmasında teğmendi ve Virtuti Militari Nişanı ile ödüllendirildi. Ayaklanmanın ardından Fransa’ya göç etti. Paris’te Polonya Ulusunun Konfederasyonu’na ve 1838’de Adam Czartoryski’nin (Hotel Lambert olarak da adlandırılan) partisine katıldı. 1837’de Paris’te yayınlanan poetik Kazak romanları ile ilk kez sahneye çıktı.
1804’te doğan ve edebiyatı tutkunu Michal Czajkowski, Paris’te sürgünde bulunan Prens Adam Czartoryski’nin emriyle İstanbul’a gelerek 1941’de Şark Ajansı’nı kurdu. Ajansın amacı, Osmanlı-Leh dostluğunu ve Lehlerdeki ulus bilincini güçlendirmek olduğu kadar, Rus karşıtı çalışmalar yaparak Polonya’nın kurtuluşunu gerçekleştirmekti. Kafkasya’da zorla Rus ordusunda savaştırılan, Çerkezlere esir düşen Polonyalıları esir askerleri köle pazarlarından satın alarak kurtaran Czajkowski, ilerde bir askeri lejyona dönüştürmeyi düşlediği Polonezköy’ü, 1842’de Lazaryen rahiplerine ait ormanlık araziyi kiralayarak kurdu ve köyün ilk sakinleri bu esir askerlerden oluşturuldu. Köyün ilk adı, Polonya kurtuluş mücadelesinin lideri Prens Adam Czartoryski’ye ithafen Adampol oldu. Köyün oluşumuna yardım eden yalnızca Osmanlı İmparatorluğu değildi.

Fransa da politik destek sağlamak amacıyla köyde yaşayanlara Fransız vatandaşlığı vererek onları hukuki koruması altına aldı. Böylece Osmanlı tabiiyetinde olmadıklarından Rusların sınır dışı edilme talepleri karşılıksız kalacaktı. Kont Çayka adıyla tanınan Michal Czajkowski 1852’de Müslüman oldu ve Sadrazamlık kendisine Mehmet Sadık ismini layık gördü. Rütbesi paşaydı. Michal Czajkowski Türklerin adlandırmasına göre Kont Çayka; 1852’de İslamiyet’i kabul ettiğinde, Sazlıbosna çiftliğinde yaşıyordu. Konağının yer aldığı geniş arazisi üzerine küçük bir cami inşa ettirdi ve maaşını ödediği Mahmud Ağa isminde bir hocayı bu camiye imam tayin etti. Camiye namaz kılmaya gelen Çevre halkı Kont Çayka’yı Müslüman olduktan sonraki ismiyle Mehmet Sadık Paşayı, samimi dindarlığından dolayı gerçek bir aziz ve derviş gibi görüyordu.

Polonya ve Macaristan’daki 1848-1849 ihtilaller sırasında Osmanlı Devleti’ne sığınan Leh ve Macar Mülteciler, Osmanlı Devleti’nde önemli değişim ve yeniliklerin öncüsüydü. Değişim ve yeniliklerden en fazla etkilenen kurum Osmanlı Ordusuydu. Çünkü Osmanlı Devleti’ne sığınan mültecilerin büyük bir bölümü Avrupa askerî sistemini iyi bilen uzman askerlerdi. Michal Czajkowski de bunların en önemlilerinden biriydi. Mülteciler meselesi çözüme kavuşunca diğerleri gibi Osmanlı ordusunda istihdam edildi. Mehmed Sadık Paşa ordunun çeşitli birimlerinde görev aldı ve generalliğe kadar yükseldi. Kırım Harbi’nde Michal Czajkowski, Ruslara karşı savaştı. Bu savaş sırasında kendisine bağlı Kazak Süvarî Alayı’nı kurdu. Kendine has bir yapısı olan bu alay, Michal Czajkowski’nin askerî tecrübelerinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştı. Alayın insan unsuru, Osmanlı Devleti’ne sığınan Leh ve Macar mülteciler ile Kazaklar ve Tatarlar oluşturuldu. Alay bünyesinde Dragon (Ejder) Bölükleri vardı. Kazak Süvarî Alayı genellikle Balkan sınırındaki asayişin ve güvenliğin temininde görevlendirildi. Alay, daha sonra Osmanlı ordusunda yapılan yeni düzenlemelerle lağvedilerek üçüncü orduya katıldı.(5)

1863’te Osmanlı Kazakları’nın komutanlığından azledilmesi, Polonezköy Mezarlığı’ndaki Gordan Tepesi’nde mezarı bulunan ikinci eşi Ludwika Sniadecka’ın, İstanbul’da 22 Şubat 1866’da ölmesi, Mehmed Sadık Paşa’yı derinden sarstı. Ludwika Sniadecka ile evliğinden N Czajkowska ve Marcin Marian Czajkowski h. Jastrzębiec isminde kızları vardı. 1872’de İstanbul’dan ayrıldı ve yeni eşi Yunan Irena Teoscolo (Gabriele Teoskollo) ile birlikte Kiev’e gitti. Kırgın ve yorgun bir adam olarak “yaşlıyken havasını solumak, kemiklerini orada bırakmak” istediği Ukrayna’ya gittiği günlüklerinde yer alır. 1872’de Rus hükümeti kendisine bir af teklif etti ve üçüncü bir karısı, 19 yaşındaki Yunanlı eşinin etkisiyle hayatı boyunca savaştığı Rusların teklifini kabul etti, Ortodoksluğa döndü, Ukrayna’ya gitti ve Kiev’de yaşamayı seçti. Son yıllarında Ruslarla kurduğu bağlar nedeniyle Polonyalıların bir bölümü tarafından hain ilan edildi. 1877’de Sultan II.Abdülhamid’in Osmanlı-Rus Savaşı nedeniyle yeniden İstanbul’a çağırdığı Michal Czajkowski, bu çağrıya olumsuz yanıt verdi. Czajkowski, hayatının son zamanlarında Katolik inancının Polonya’nın çökmesine neden olan sebeplerden biri olarak gördü ve Polonya’nın Slav birliği yer almasını istedi.

Bu dönemde çok kapsamlı anılarını yazdı. Ancak genç karısı onu aldattı. Irena Gabriele Teoskollo ve Czajkowski’nin tek çocukları, Alexandra isminde bir kızları vardı, Petersburg’da yaşıyordu. Yunanlı karısından olan kızının vaftiz babası Rus Çarı Alexander II idi. Çar kendisinin bulunmadığı vaftiz törenine temsilcisiyle hediyeler göndermişti. Kızı; vaftiz babası Rus Çarı II.Alexander’dan dolayı Alexandra adını almıştı (Alexander Fedorovich Kerensky’in annesi) Genç Yunanlı eşi onu emlak müdürüyle aldatmakla kalmadı bütün mal varlığına ve servetine el koydu. Kimseyle görüştürmediği gibi evden dışarı çıkmasını engelledi. Kendisini sadece Çarın ordusunda üst düzey bir asker olan oğlu Adam (Enver) Czajkowski görebiliyordu. Michal Czajkowski ya da Türk adıyla Mehmet Sadık Paşa bu kötü muameleye dayanmadı çareyi intihar etmede buldu, 5 Ocak 1886 gecesi, kendi silahı ile yaşamına son verdi.(6) Nereye gömüldü biliyor musunuz? Krakow merkezinde Vistula Nehri üzerinde bulunan, Polonyalıların kimliğini belirleyen kendi ulusal ve kültürel sembol gördükleri, ülke tarihindeki tüm kraliyet mezarlarının da yer aldığı, kale içerisindeki Wawel Katedrali’ne gömüldü. Mezarı da kendi yaşamı gibi görkemliydi.

Sadık Paşa’nın oğlu Türk orduları albayı Adam (Enver) Czajkowskı, babasıyla birlikte Türkiye’yi terk ederek Polonya’ya geri döndü, babasının hayatı pahasına savaştığı Çarın ordusuna katıldı, generalliğe kadar yükseldi. Mehmed Sadık Paşa’nın ve Marianna Leonida Karol Różycki’ın diğer oğlu Wladyslaw Czajkowski (Muzaffer Paşa) Wladyslaw Czajkowskı Muzaffer, Aziz Cyr Fransız askeri okulundan 1863’te mezun oldu. Osmanlı ordusunda görev aldı, süvari birliklerine girdi. Muzaffer Paşa, Mekteb-i Harbiye’de askerî coğrafya yani, strateji ve harp fenni alanında mektep muallimliği yaptı. Uzmanlık alanıyla ilgili “Coğrafya-i Şevkülceyşî” adını taşıyan bir kitap var. 1884’de basılan bu kitap askerî mekteplerden ders kitabı olarak okutulmuştu. “Plevne Müdâfaası” adında başka bir kitabı daha vardır. Yarbaylık rütbesindeyken Bâb-ı Seraskerî Tahkikât Komisyonuna, ardından da 1871’de Harp Okulu Süvarî muallimliğinde görevlendirilmiştir. 1878’de Jandarma Tensikât Komisyonu üyesi seçildi.

1887’de Mekteb-i Harbiye’de askerî coğrafya muallimi olduğu sırada “kıdem ve hüsn-ü hidmetinden” dolayı Miralaylık rütbesine yükseltildi. Muzaffer Paşa’nın bir başka önemli görevi 1887’de seçildiği Meclis-i Askerî üyeliği ile Saray Nazırlığı’dır. Yine 1889’da Askerî Ceza Kanunnamesi’nin hazırlanmasında görevli komisyonun üyeliğinde bulundu. Sultan Abdülhamid döneminde kurulan Hamidiye Alayları’nın tertibinde görevli komisyonun başkanlığına seçildi. Osmanlı Devleti’nde askerî eğitim konusunda önemli işler gerçekleştiren Muzaffer Paşa’nın Cebel-i Lübnan Mutasarrıflığına getirilmesinde, şüphesiz onun Sultan Abdülhamid’in gözünde namuslu, iktidar sahibi bir kişi olarak görülmesinin önemli yeri vardır. Muzaffer Paşa bu göreve, 24 Cemaziyelahir 1320 tarihinde “beş sene müddetle” tayin edilmiştir. Hemen arkasından da, kendisine “bir an evvel memuriyet yerine azimet” etmesi gerektiği bildirilmiştir. Muzaffer Paşa bu görevi sırasında, Cebel-i Lübnan’da merkezî yönetim kurmak ve devlet otoritesini sağlamlaştırmak için yerel güçlerle mücadeleye girişmiş, bunda da başarılı olmuştur.

O dönemin istikrar karnesine bakıldığında oldukça uzun sayılabilecek bir süre için Cebel-i Lübnan’ı devlet adına idare etmiştir. Bölgede bulunan farklı güç grupları arasındaki mücadeleyi ve bunun olumsuz yansımalarını ortadan kaldırmak için bu grupları memnun etmek ve bu gruplar arasında dengeyi sağlamak için oldukça mücadele vermiştir. Ancak bu işin oldukça zor olduğu Muzaffer Paşa hakkında yapılan şikâyetlerden anlaşılmaktadır. Muzaffer Paşa görevi süresince, bölgenin sorunlarına ilişkin olarak yapısal düzenlemelere gitmiş ve bölgenin kalkınmasına yönelik çalışmalar yapmıştır. Bu, hem görev süresinin uzunluğundan hem de devlet tarafından sık sık taltif edilmesinden anlaşılmaktadır. Muzaffer Paşa’nın, Çifteler ve Sultansuyu Çiftliklerinde başarılı çalışmaları olmuş bu başarıları dolayısıyla çiftliklerin “Genel Nazırı” sıfatıyla, bu kurumlarda “terâkkiyât ve intizâmâtın” sağlamasına binaen bu çiftliklerin başına getirilmiştir. Yine Muzaffer Paşa aynı dönemde Veteriner Dairesi Heyet Başkanlığına tayin edilmiş, buradaki çalışma ve düzenlemeleri dolayısıyla sık sık taltif edilmiştir.(7)

İstanbul’dak Rus Büyükelçiliği tercümanının kızı N Czajkowska h. Jastrzębiec’ın ile evlenen Muzaffer Paşa’nın (Wladyslaw Czajkowski) Reşit Rechid( Raszyd) Czajkowski h. Jastrzębiec ve Fuad Czajkowski h. Jastrzębiec isminde iki oğlu oldu. Lübnan Mutasarrıfları listesinde asıl adının Ladislas Çaykowski, doğum yeri ve tarihinin 1843 Polonya ve dini inancının Katolik Roma olduğu, 1907’de 28 Haziran 1907 Lübnan’da karaciğer rahatsızlığından öldüğü belirtilir. 1870’de Sultan Abdülaziz’in Avrupa gezisinde Sultan’ın yaveri payesiyle ona eşlik etmişti.(8) Muzaffer, İstanbul’daki Rus Elçiliğinin çevirmeninin kızı ile evlendi. Oğulları Fuat ve Reşid, ikisi de Osmanlı Dışişlerinde görev aldı. Fuad, Brezilya konsolosu pozisyonuna yükseldi. İstikrarlı bir kariyere sahipti. Resid’in kumar alışkanlığı vardı. Fransa’da görev yaparken Dışişleri Bakanlığı’ndan atıldı ve dolandırıcılık suçlamalarıyla Fransa’yı terk etmek zorunda kaldı. Lübnan’a babasının yanına geçti. Fakat kötü alışkanlıkları nedeniyle babası Muzaffer Paşa oğlundan Lübnan’ı terk etmesini istedi o da İtalya’ya geçti.(9)

Aleksandr Kerenski’nin babası Fyodor Kerenski, tüm kardeşleri gibi dini eğitim gördü. Ancak Kilise’den uzak durmayı tercih etti ve öğretmen oldu. Kazan’da yükseköğrenim gördü. Mezun olduktan sonra öğretmenlik yaptı. Simbirsk Lisesi’nin müdürüydü Annesi Alexander Fedorovich soylu bir ailenin mensubuydu. Babası Mehmet Sadık Paşa yani Michal Czajkowski Çarlık Rusya’sının Savaş Bakanlığında yüksek bir konumdaydı. Sosyalist Devrimci Aleksandr Fördoroviç Kerensky’e annesinin babasından büyük bir servet miras kalmıştı.(10) Aleksandr Kerenski 1905’te mezun olmuş bir avukattı. Babası Lenin’in okul öğretmeni olmuş ve büyükbabası rahipliğinden öğretmen olmak için papaz olmuştu. Bir yazar gibi de adından söz ettiren Aleksandr Kerenski, tanınmış bir siyasetçiydi. 1917 yılında Geçici Hükûmetin başına getirtilen Kerenski Lenin ile aynı günde, aynı şehirde sadece 11 yıl sonra doğmuştu. Çar II. Aleksandr’a yapılan suikastte Lenin’in ağabeyi de vardı. Bu suikast olayından sonra Lenin’in (o zaman Vladimir Ulyanov) liseden atılması talep edilir. Lise müdürü Fyodor Kerenski (baba) itiraz eder ve Lenin’in eğitimini yarıda bırakmamasını sağlar.

Yıllar sonra Aleksandr Kerenski başbakan olur, Lenin ise yasa dışı bir siyasî partinin lideri. 1955 yılında Kerenski “Neden elinizde hâkimiyet olduğu bir dönemde Lenin’i kurşunlatmadınız, yok etmediniz?” sorusuna “Ben onu önemli biri olarak görmedim.” Diye cevap vererek tarihin gidişatına yön verebilecek bir fırsatı değerlendirmediği için isminden hep “Lenin’i hapsetmeyen adam” olarak bahsettirdi. Kerensky; Mayıs 1918’de Londra’ya kaçıncaya kadar Finlandiya’da yeraltında kaldı. Devrimci Askeri Komite’nin desteğiyle Bolşevikler 7 Kasım günü Petrograd’daki hükümet binası olan Kışlık Saray’ı bastı. Tüm bakanlar tutuklanıp meşhur Peter ve Paul hapishanesine gönderilirken Kerenski önce Pskov’a ardından da Fransa’ya kaçmayı başardı. Fransa’da Rusya’daki komünist rejime karşı propaganda kampanyasına öncülük etti. Bu, Paris ve Berlin’de yayınlanan Rus gazetesi Dni’nin düzenlenmesini içeriyordu. 1939’da Kerensky batı demokrasilerini Sovyetler Birliği’ndeki her iki komünizme ve Almanya’da faşizme müdahale etmeye çağırdı. İkinci Dünya Savaşı’nın başlangıcında Kerensky Amerika Birleşik Devletleri’ne taşındı. Kaliforniya’daki Hoover Enstitüsünde çalıştı. 1967’de yaşam öyküsünü, “The Kerensky Anıları: Rusya ve Tarihin Dönüm Noktası” başlığıyla kitaplaştırdı.(11)

Alexander Kerensky, 11 Haziran 1970’de New York’ta 1970’de bir hastanede kanserden öldüğünde, orada bulunan personelin hepsi Rus kökenli hemşirelerdi.(12) 2002’de Rusya’da yayınlanan ve “Gölgede İnsanlar” başlıklı bir kitapta Kerensky’nin gerçek ismi Aaron Gelfman ve aslında Çar’a suikast girişiminde bulunan bir kadın Yahudi terörist Gesya Gelfman’ın oğlu olduğunu iddia edilmişti. Alexander Kerensky’nin torunu Stephen Kerensky, dedesinin Yahudi kökenli olduğu konusundaki tüm konuşmaların “saçmalık” olduğunu belirtmiş ve “tamamen alakasız” olduğunu söylemişti.(13) Kerensky zayıf ve kararsız bir politikacılık gösterdi. Hiçbir taviz vermiyordu ve Rus halkının istekleri hilafına, savaştan çekilme cesaretini de gösteremedi. Kendisiyle 1960’ta mülteci olarak bulunduğu Münih civarında görüşen Rusya halklarının temsilcilerine karşı irad ettiği nutuk bu manasız inatçılığı gösterir. “Bolşevizm yıkılınca bize ne gibi imkânlar ve haklar vereceksin” diye soran gayri-Rus milletlerin temsilcilerine “Mukaddes Rusya bölünmez” diye cevap veriyordu. Hiddetlenen takımın sözcüleri ona “İhtilali zaten Komünistler değil Çar ve senin budalaca politikanız gerçekleştirdi. Kızılordu’nun, Troçki’nin ateşli nutuklarından başka silahı ve yiyecek olarak da ceplerindeki ay çekirdeğinden başka yiyecekleri yoktu” diyeceklerdi.(14) Mehmet Sadık Paşa Rus Başbakan Aleksandr Kerenski’nin dedesi olmasına dedesi de, Kerenski Yahudi mi, Katolik mi, Ortodoks mu belli değil. Aynı şekilde Rus, Yunan, Türk, Leh genleri de var. Unutmayın dünyanın dört bir tarafında kripto Türkler var ve yeniden büyük Türkiye’nin inşasında var güçleriyle çalışıyorlar.

Not: Katkılarından dolayı Elvira Budaichieva ve Yaroslav Samoylov’a teşekkür ederim.

Bakınız:
1- http://kafkassam.com/tatar-turku-leninin-mezari-turkiyeye-getirilsin.html
2- https://www.thefreedictionary.com/Kerensky
3- https://archive.org/stream/YAZILAR55/YAZILAR%2055_djvu.txt
4-https://www.geni.com/people/W%C5%82adys%C5%82aw-Aleksander-Stanis%C5%82aw-Czajkowski-h-Jastrz%C4%99biec-Moezaffer-Pasza/6000000036222545905 – https://www.ancestry.com/boards/thread.aspx?mv=flat&m=64&p=surnames.czajkowski
5- http://www.arastirmax.com/en/bilimsel-yayin/turkish-studies/5/3/1362-1375-mehmed-sadik-pasa-michal-czajkowski-osmanli-devletinde-kazak-suvari-alayi
6- http://polonezkoy.net/index.php?sayfa=blog&blog=13
7- Musa Gümüş/ Leh Ve Macar Mültecilerinin Osmanlı Devleti’ne Sığınması Beyin Göçü Olarak Değerlendirilebilir mi? /http://www.johschool.com/Makaleler/607006508_16.%20musa%20G%C3%9CM%C3%9C%C5%9E.pdf
8- http://www.karar.com/hayat-haberleri/eski-defterden-bir-sultan-ressam-cikti-80333
9- https://publishing.cdlib.org/ucpressebooks/view?docId=ft6199p06t&chunk.id=d0e6421&toc.id=d0e6309&brand=ucpress
10- https://tr.ruarrijoseph.com/obrazovanie/80799-aleksandr-fedorovich-kerenskiy-biografiya-deyatelnost-ocenka-lichnosti.html
11- http://spartacus-educational.com/RUSkerensky.htm
12- http://www.independent.co.uk/news/long_reads/alexander-kerensky-russia-bolshevik-revolution-interview-1917-centenary-a8036256.html
13- https://www.timesofisrael.com/before-the-bolsheviks-this-man-abolished-russias-pale-of-settlement/
14- http://t24.com.tr/haber/ilber-ortayli-ekim-devrimi-100-yasinda-ittifakimiz-ne-olacak-onun-meraki-icindeyiz,487983

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir