KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. MAKEDONYA’NIN İSİM DEĞİŞİKLİĞİNDEKİ ATINA VE ÜSKÜP’ÜN ISRARI, ÇIKARLARI VE STRATEJİLERİ

MAKEDONYA’NIN İSİM DEĞİŞİKLİĞİNDEKİ ATINA VE ÜSKÜP’ÜN ISRARI, ÇIKARLARI VE STRATEJİLERİ

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 12 dk okuma süresi
411 0

Uluslararası areneda FYROM yani, EYMC (Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti) ismi ile tanınan ülkenin yeni adı konusunda, 16 ve 17 Mayıs Sofya’da gerçekleşen AB’nın Batı Balkanlar Zırvesi’nde görüşen iki ülkenin başbakanları, Zoran Zaev ve Aleksis Tsipras arasındaki görüşmede ortak bir dilde anlaştıklarını bildirdiler.
Başbakan Zoran Zaev’in, Aleksis Cipras’a Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da “İlinden Makedonya Cumhuriyeti” ismini teklif ettiğine dair Kathimerini gazetesi Üsküp hükümetine güvenilir kaynaklara dayanarak 18 Mayıs’ta yazmıştı. Makedonya ve Yunanistan medyası yukarıdaki bu ismi, yeni bir bulgu olarak lanse etmeye çalışıyorlar.
Anlaşılan o ki her iki başbakan, ülkenin isim sorunu çüzümü konusunda bir engeli daha aşarak yeni ismini “İlinden Makedonya Cumhuriyeti” olarak komuoyuna açıklayacaklar. Konu ile ilgili Tsipras’ın açıklaması “bu sorunu önümüzdeki ay, yani AB’nin Haziran Zirvesi öncesinden olacağı altını çizerek kesinliğini vurgulamıştı”. Diğer başbakan Zaev ise açılamasında daha hevesliydi çünkü “müzakerelerin son aşamasında Makedonya tarafının sunduğu yaratıcı çözümü tartıştık. Bugünden itibaren Makedonya ile Yunanistan arasındaki dostluk daha güçlüdür” diyerek açıklamamıştı.
Makedonya Başbakanı’nın bu hevesle basın toplantısında kamuoyuna açıklaması, sadece iki başbakan arasında bir anlaşmaya varıldığı göstermiyor, aynı zamanda her ikisinin: hem ikili, hem bölgesel ortak bir çıkar bulduklarını göstermektedir.
Her iki başkentte de diplomatik memnuniyetin kaynağının sebebi ise: her iki başbakanın FYROM’un yeni adı “İlinden Makedonya Cumhuriyeti” olarak tamamen bir Slav adıyla vaftiz etmelerindendir.
“Aziz İliya” adı, 1903 yılında Osmanlı İmparatorluğu’na karşı Slav halkının isyanını referans alan ve birkaç gün süren, Slavların dini bir isimdir.
“İlinden Günü”, o zamanlar “Makedonya” adında siyasi bir varlık yoktu, Sırbistan tarafından sonradan icat edilmiş ancak bugün hem Bulgaristan hem de Makedonya kendi günü olduğu belirtiyor ve ikisinin de kutladığı tarihi bir olayı temsil eder.
Bulgaristan ve Makedonya’nın tarihi ile ilintili olan “İlinden” ismi o kadar kutsaldır ki, 18 Mayıs’ta Bulgaristan’ın Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Krasimir Karakaçanov’un “Bu ismi bizim için engel değil. Üstelik geçen yıl 1 Ağustos’ta Bulgaristan-Makedonya Antlaşmasını imzaladık. Bu Antlaşma, ortak olan “Önemli Günlerimizi” ve “Bayramlarımızı” beraberce kutlamayı mecburi kılar. Bildiğiniz gibi de “İlinden” bizim için kutsaldır, çünkü en büyük ayaklanma günümüzdür. İki ülke “Ilinden Makedonyası” ismine razı oluyorlarsa, bizim için hiç bir sorun yok” açıkmalasında bulunmuştur.
Yani, şu ana kadar EYMC- FYROM (Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti) olarak tanınan devletin, yeni adı için bir teklif olarak ortaya kunulan bu isim, iki Slav devletinin, Bulgaristan ve Makedonya için ortak olan bir tarihin ve duyguların ifadesidir. Bu sebep ve bu amaçla, Üsküp’ün, bu ismi Atina’ya bir teklif olarak sunduğu açıktır.
Bir önceki Sofya zirvesinde önerilen ve kabul edilen “Gorna Makedonija” adı, yine bir Slav adı olması bir tesadüf değildir. Yine ondan sonra yine Sofya’da ki bir Zirvede, yine Slav ismi olan “İlinden Makedonyası” adı tekrar ön plana çıkıyor. Bununla her iki hükümetin diplomatik eğilimleri, Üsküp devletini Slavlaştıma isteğinde oldukları açıktır.
Atina, Üsküp’ün bu önerisini gönüllü olarak kabul etti, çünkü bu öneri, kuzeydeki komşu devlete sadece 25 yıl boyunca engel olduğu için haklı çıkarmıyor, bunun yanına, bu aynı zamanda Yunanistan’a yeni bir konum ve yeni bir diplomatik üstünlük de kazandırıyor.
Yunanların başarısı, Atina, komşu devletini Slav ismiyle yasal olarak vaftiz etmesidir. Ki bu, bu devleti, Yunanistan’a karşı hem siyasi hem de diplomatik olarak borçlu haline getiriyor. Yunanistan, bu devleti “sadece Slavların mülkü” olarak BM üyeleri listesinde ipotekleşmesine yardım ediyor. İşte bu, Üsküp ve Atina’nın neden FYROM devletinin “bir Slav adı üzerinde ısrar ettiklerini” açıklar, ve de ikili diplomatik entrikanın anahtarın bu olduğunu gösterir.
Makedonyanın siyasi sınıfi için “İlinden Makedonya Cumhuriyeti” ismi makul görülmesi anlaşılabilir bir şeydir, çünkü bu, sadece kimliksel bir aidiyet değil, aynı zamanda özel bir tarihi olayla bağlantıyı kurar ve bununla beraber, bu tarih, sadece Slav halkı ile bağlantılı olduğu belirtir.
Makedonya, bu ad ile devletin “Slavcılık Tapusunu ele alır” ve bu Başbakan Zaev’in: hem diplomatik planda hem de iç politikada hem de etnik gruplar arasıda “milliyetçi bir zaferi” olarak tanımlanabilir. Devletin Slav ismi “sadece Makedonyalı Slav ulusun” devleti olduğu onaylar ve Arnavutların devlete katılımlarını ve karar alma eşitliğin dışında bırakır. Bunun için Yunanistan ve Makedonya medyasında son günlerde, Makedon milliyetçi muhaliflerin (eski Başbakan Gruevski ve partisi) VMRO-DPMNE’nin bu teklifi kabul edebileceği belirtildi.
Yunanistan, bu devletin tipik bir Slav ismini kabul ederek, bir taşla üç kuşa vurur.
Birincisi: Atina için hiçbir bedeli olmayan, ama, Üsküp için çok değerli olan bu tapuyu ona vererek, Makedonya’ya karşı üstünlük ve paternalist pozisyon kazanıyor.
İkincisi: Üsküp devletinin yeni “adı”, Bulgaristan’ın tarihinde olan milli bir olayla “adlandırarak”, Bulgaristanın gönlünü alır ve de bir dostluk hareketi hem başlatıp hem de üstlenmiş oluyor. Çünkü Bulgaristan daha önce, Makedonya’nın yeni adı, her hangi bir coğrafi adı ile isimlendirilmesine “kesinlikle kabul etmeyeceği” resmi olarak ifade ettiği bilinmektedir.
Üçüncüsü: Atina, tarihi bir Slav adı ile yeni devleti kabul ederek, Makedonya’daki Arnavut faktörünü zayıflatır, bununla, ülke nüfusun yaklaşık yarısını oluşturan Arnavutaların yasal olarak “devlete sahip olma” hakkından mahrum bırakır. Bununla doğrudan bağlantılı olarak Yunanistan aynı şekilde, Arnavutluk ile yapmakta olduğu tüm müzakerelerinde daha güçlü bir diplomatik konum kazanır, çünkü Makedonya ile olan isim sorunun çözülmüş olması, Atina’ya, Tiran üzerine yeni bir baskı kartı veriyor.
Ülkenin yeni adı “İlinden Makedonya Cumhuriyeti” yine Slav adıdır ve bu: çok uluslu, çok dinli ve çok kültürlü olan bir devletin, demokratik karakteriyle ters düşmektedir. Makedonya’daki Arnavutların varlığını, haklarını ve çıkarlarını ihmal eder. Ülkenin yeni “Slav adı” ile ilgili, hükümette olsun ya da olmasın ordaki Arnavut siyasi partilerinin tutumu hakkında hala bilgi yok.
Ülkenin ad sorunu ile ilgili, Arnavut faktörünün devletin karar alma sürecinden dışlanması kabul edilemez. Bu konudaki benim görüşüm, Arnavut siyasi partiler ve Arnavut faktörü, Aranvutlara kiracı veya ikinci sınıf vatandaşlık statüsü veren devletin yeni “Slav Adı”nı ne hükümette ne de Mecliste kabul etmemelidir.
Arnavut faktörün bazı naif görüşlere şaşırıp dikkatleri dağılmamalıdır. İlinden’in sadece Bulgaristan ve Makedonya tarihi ile bağlantılı olarak kutsallığı var, o ayaklanmada katılan Arnavutlar olduğu (iddiası) için İlinden’in, Arnavutlara da ait olduğu safsatalara aldırış etmesinler. İlinden’in, hiç bir zaman Arnavuların tarihiyle ve Arnavutlarla hiçbir bağı yoktur ve “Yapay” olarak da bugün Arnavutların da tarihiymiş gibi lanse edilemez.
Tiran hükümetinin resmi pozisyonu nedir diye hiçbir bilgi henüz yok. Ancak Makedonya’daki Arnavutların hayati çıkarlarını doğrudan ihlal eden, devletin yeni Slav adı konusunda, ilgisiz kalmaya devam edemez.
Arnavutluk devleti ve Tiran Hükumetin “ne olursa olsun İsim sorunun çözümü önemlidir” ve “Makedonya Makedonyalıların bir devleti olarak da olsa AB ve NATO’ya girecek”gibi tezleri öne sürüp bir mazeret gibi kullanarak sessiz kalamaz.
26 Mart 2018 tarihinde “Makedonya’nın Slav adı-Makedonyanın slav kimliğin tapulu mülkiyetidir” başlıkla yayınladığım analizde şunları yazmıştım: “Arnavutluk, Makedonya’nın yeni adı konusunda, herhangi bir Slav adına karşı olduğu şiddetle ifade etmesi gerekir. Arnavut diplomasinin yıllar boyunca, kendisi hangi “ad” ile kabul edeceği konusunda, hiç söylememiş olması anlaşılır bir durum değil” zaten.
Her devlet için kendi varlığı ve Milli çıkarları ön plandadır. Arnavutluk da “Devlet” ve Milli Çıkarları için, Makedonya’daki Arnavutların hakları kötüye kullanılmasını engellemek, komşu devletin Slavlaştırma (Slaviszasyon) çalışmalarına karşı sürekli hareket etmek zorundadır, çünkü Arnavutluk devletinin ve diplomasinin çıkarları bu olması gerek.
Büyükelçi Shaban MURATİ’nin GSH’de yayınlanan analiz
Orijinal Metin İçin Tıklayınız: http://www.gsh.al/2018/05/21/pse-shkupi-dhe-athina-kembengulin-per-emer-sllav/
4/ 4
www.BesaTime.com Türkçe: Sokol BRAHAJ V

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir