KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Lübnan Türkleri ya da Lübnan’da Mardin diasporası!

Lübnan Türkleri ya da Lübnan’da Mardin diasporası!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 8 dk okuma süresi
556 0

Osmanlı Devleti Ortadoğu’dan çekilirken her ülkede etnik bakiye ve gönül dostları bıraktı. Lübnan’da bunlardan biri. Bununla birlikte Lübnan’da Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomik sıkıntılar nedeniyle özellikle Mardin’den Lübnan’a göç edenlerden oluşmuş bir topluluk mevcut. Mardinlilerin Lübnan’ın bağımsızlık mücadelesine katkıları unutulamaz. Mardinliler Lübnan’a geldikleri andan itibaren zor koşullarda çalışmaya başlar; sebze hallerinde hamallık, binalarda kapıcılık vs. işlerle geçimlerini sağlar. Kadınlar da evlere temizliğe giderek aile ekonomisine katkıda bulunur. Ayrıca buradaki yaşam şartlarının olumsuzluğu ve eğitim imkânlarının pahalı oluşu sebebiyle bu aileler çocuklarını okutamazlar. 1943’te Fransız mandasından kurtulmak için Lübnan’da yönetim karşıtı hareketler ortaya çıkmaya başladığında Mardinli gençlerde bu bağımsızlık hareketine dahil olur. Beyrut’ta dönemin ünlü aktivistleriyle birlikte 8 kişi Parlamentonun üstüne çıkar. Ardından Fransız bayrağını indirirler ve yerine Lübnan bayrağını asarlar.

Söz konusu 8 kişiden beşi Lübnanlı, üçü ise Mardinlidir. Lübnanlı beş kişiden biri sonraki dönemlerde cumhurbaşkanı, bir diğeri ise başbakan olmuştur. (1) Bugünkü Lübnan’da yaşayan Mardin diasporasının ilk nüvesini bu göç oluşturuyor. Asıl göçün 1950 ile 1970 arasında yoğunlaştığı o yıllarda, Lübnan’daki Mardinlilerin sayısının 60-70 binlere ulaşması söz konusu. Lübnan’a göç eden Mardinli nüfusun uzun yıllar Lübnan vatandaşlığını kazanma ve kimlik alma mücadelesi verdiği, bu mücadelenin, 1994’te dönemin Başbakanı Refik Hariri’nin 15 bine yakın Mardinliye Lübnan vatandaşlığı vermesiyle sonuçlandığı biliniyor. Türkiye’nin Beyrut Büyükelçiliğinin verdiği rakamlara göre, şu an Lübnan’da, 18 bini konsolosluğa kayıtlı olmak üzere toplamda 30 bine yakın Mardinli yaşıyor. Mardinlilerin yaklaşık 16 bini hem Türk hem de Lübnan vatandaşlığına sahipken, diğer Mardinlilerin de Türkiye vatandaşlığı alma süreçleri devam ediyor.(2)

Türkiye; Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü bünyesine Türk Birliği göndermişti. Bu birlik 2006-2013 arasında Lübnan’da görev yapmıştı. Hiç şüphesiz ki Türkiye’nin Lübnan’da yaşayan Ermenilerle, Dürzilerle, Kürtlerle ve dini gruplarla diyalogu mevcut. Ayrıca Hariri ailesi aracılığıyla da bölgede etkin olduğu yadsınamaz bir gerçek. Demek istediğim Türkiye Lübnan’da var ve yaşanan krizden aheste değil. Bu nedenle Lübnan odaklı gelişmelerde Türkiye’nin adı mutlaka geçiyor. Nitekim 2016 Ocak ayı başında hayatını kaybeden Rusya askeri istihbarat teşkilatı (GRU) Başkanı İgor Sergun’un ölümünde “Ankara’nın müdahalesi olabileceği” iddia edilmiş, Lübnan gazetesi El Ahbar, diplomatik kaynaklara dayandırdığı iddiasına göre “Sergun’un Lübnan’da öldürülmesinde Ankara’nın müdahalesinin de olduğunu” ima etmişti.(3)

Türkiye ile Lübnan arasında 2010 yılında vizelerin karşılıklı kaldırılmasının ardından iki ülke ilişkilerinin “mükemmel” seviyeye geldiği söylenebilir. İki ülke 15 yıldır çok iyi ilişkilere sahip. Bazı Lübnan vatandaşlarının Suriye’de, Türk pilotların Lübnan’da kaçırılması gibi iniş çıkışlar olsa da, bu konular ilişkileri daha da ilerletmek için başlangıç oldu denilebilir. Bölgedeki olumsuz koşullara rağmen iki ülke arasındaki ticaret 2013 yılında gelişme kaydetmiş, ticaret hacmi 1 milyar ABD Dolarını aşmış, ancak 2014 ve 2015 yıllarında beklenenin altında seyretmiştir. Bununla birlikte, ikili ticaretin sahip olduğu esas potansiyelin iki ülkenin menfaatleri doğrultusunda değerlendirilebilmesi doğrultusunda 24 Kasım 2010 tarihinde Serbest Ticaret Anlaşması imzalandı.

23 Mart 2012’de açılan Beyrut Yunus Emre Kültür Merkezi, başta Türkçe olmak üzere, Lübnan’daki Türk ve Türkmen toplumunun kültürel değerlerinin yeniden kazandırılmasına katkı sunuyor. Türkiye, Lübnan’ın istikrarını hedef alan her türlü teşebbüsün karşısında duracağını her seferinde açıklıyor. Bu bağlamda Türkiye, Lübnan’da konuşlu Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü’ne (UNIFIL) deniz görev gücü ile katkıda bulunuyor. Lübnan BM Geçici Görev Gücü (UNIFIL) kapsamında Deniz Görev Gücü’nde görev yapan Türk Silahlı Kuvvetler unsurlarının görev süresi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Kararı’yla dönem dönem uzatılıyor.(4)

Lübnan’ın kuzeyinde yer alan, Kavaşra Köyü’nde “Türkmen” nüfus yaşıyor. Lübnan’daki Mardinlilerin çoğunluğu Beyrut’ta ikamet etmekte. Çoğunun Türkçe’yi bilmemesi, bilenlerin de konuşmakta zorlanmasına rağmen memleketlerini unutmadıklarını ve bağlarını koparmak istemediklerini dile getiriliyor. Lübnan’da Türkmenlerin yanı sıra Türkiye ile tarihsel bağları olan Girit Türkleri, Anadolu kökenli aileler, Çerkezler ve Mardinliler yaşıyor.(5) Mardinliler de Lübnan’da iç savaştan paylarına düşeni almaktan geri kalmaz. Lübnan’da iç savaşın yaşandığı 1975-1990 arasında binlerce Mardinlinin, Almanya ve İsveç’e göç etmesine rağmen çoğunluğunun Beyrut’ta kalmıştır. Bazıları ilk başta Kemal Canbolat’ın Sosyalist Parti’sine dahil olmuş ve onlarla beraber bir takım silahlı mücadelelere girmiştir. Daha sonra Sünnilerin oluşturduğu milis hareketi Murabitun içinde yer almışlardır.

Sonrasında ise Filistinlilerle beraber Yaser Arafat ile birlikte hareket etmişlerdir. (6) 22 Şubat 2017 tarihi itibariyle Türkiye’nin Beyrut Büyükelçiliğine kayıtlı vatandaş sayısı 18.642’dir ve bu sayının yaklaşık %85’ini Mardinliler oluşturuyor. Bununla birlikte Beyrut Büyükelçiliği Lübnan’da yaşayan Mardinli nüfusunun 25-30.000 civarında olduğunu tahmin edilmekte. Lübnan’da yaşayan Mardinliler etnik köken bakımından Aramiler/ Asuriler, Kürtler ve Araplar olmak üzere üç ana gruba, dinî bakımdan ise Süryani (Hristiyan Ortodoks) ve Müslüman (Sünni) olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.(7)

Lübnan’daki Mardin diasporasının Türk diplomatlarıyla araları oldukça iyi. Nitekim 2018 Şubat ayında Lübnan’daki görevi bitecek olan Türkiye’nin Beyrut Büyükelçisi Çağatay Erciyes’e, Lübnan’da yaşayan Mardinliler, kendisi için veda yemeği düzenledi ve Büyükelçi yemeğe katıldı. Mardin ve Lübnan yemeklerinin yer aldığı davete, Büyükelçi Erciyes’in yanı sıra, Lübnanlı Milletvekili Prof. Dr. İmad el-Hut, Beyrut Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Reha Ermumcu ve Mardinliler katıldı.(8)

Bakınız:
1- https://www.haberler.com/lubnan-da-yasayan-mardinliler-beyrut-ruyasi-10083742-haberi/
2- https://www.yenisafak.com/yazarlar/muhammedberdibek/lubnanin-istiklal-adamlari-ve-uc-mardinli-2039841
3- https://www.haber-sanliurfa.com/yazarlar/omur-celikdonmez/rus-istihbaratciyi-lubnan-da-turkler-mi-oldurdu/18383/
4- http://kafkassam.com/iran-lubnanda-haririyi-indirdi.html
5- http://diplomatikgozlem.com/_haber/lubnan-da-mardin-gokyuzunun-kralligi-konferansi – http://www.trthaber.com/haber/dunya/lubnandaki-turkmen-dugunu-235789.html
6- http://www.mardinlife.com/Lubnanda-yasayan-Turklerin–90i-Mardinli-haberi-29498
7- http://ormer.sakarya.edu.tr/uploads/files/lubnan_daki_mardinliler.pdf
8- http://www.dunyabulteni.net/afrika/413935/mukri-yeniden-baris-toplumu-hareketi-baskani-oldu
Ömür Çelikdönmez
Twitter: @oc32oc39

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir