Büyük müttefik tarafından “Kürt kartı” kullanılarak köşeye sıkıştırılmamız yeni bir şey değil ki şaşıralım…Bu durum zaten İncirlik aracılığıyla gerçekleştirilen “Çekiç Güç” misyonundan beri böyle. Esas önemli olan bizim görmememiz ya da görmemize rağmen bu duruma yönelik sağlıklı bir strateji oluşturamamamız. Unutmamak gerek, bu çağda, “büyük devletler” değil kontrolü daha kolay, köksüz ve küçük yapılar arzu ediliyor sermaye sahipleri ve küresel güçler tarafından. Durum böyle olduğuna göre, güneyimizde “Kürt kimliğine içkin” bir yapı yaratılmak istenmesine niye şaşırıyorsunuz? Kolay kullanılabilecek bir yapı, üstelik her türlü işinize koşabilecek “ucuz asker” ihtiyacınızı karşılayabilecek durumda. Düşük maliyet, demokrasiden hiçbir surette nasibini almamış ve zapt-u rapt altına alınmaya alışık insanlar ve ne verirseniz kabul etmeye hazır son derece düşük refah seviyesine sahip insanlar…Zavallı insanlar…
Neye şaşırdınız? Büyük müttefikin onları kullanmak istemesine mi? Bu koşullarda onun yerinde olsanız muhtemelen siz de aynısını yapardınız. Esas mesele, siz bugünlerin geleceğini uzun zamandır biliyor olmanıza rağmen ne yaptınız? Kendi içinizdeki sorunu çözebildiniz mi? Ya da ucu NATO’ya dayanan bu döngüden çıkılması ihtimalini hiç düşündünüz mü? Herhangi bir hazırlığınız ya da B planınız var mı? B planınız Afrin’de salınan Rus bayrağı ise, ya Rusya’yı ve PKK ile olan bağlarını hiç bilmiyorsunuz ya da çok safsınız demektir…
Evet Washington, şu anda PKK/PYD’yi bu ülkeye tercih etti. Mesele buna şaşırıp afallayıp kalmak değildi. Mesele bunun geleceğini zaten öngörmüş ve PYD’nin zeminini çoktan dağıtabilmiş ya da kendi yanınıza çekebilmiş olmaktaydı… Göktürk Tüysüzoğlu