KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Kazakistan’da siyasi değişim..

Kazakistan’da siyasi değişim..

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 4 dk okuma süresi
343 0

Nursultan Nazarbayev 1991 yılından bu yana “Kazakistan’ın birinci adamı” olarak ülkesini yönetiyor. Ülke, “Sovyetler Birliği”nin dağılmasının ardından, Aralık 1991’de bağımsızlığını kazanmıştı. Nazarbayev de Sovyet sonrası Türk cumhuriyetlerinin “Komünist Parti”den kalma diğer liderleri gibi olağanüstü yetkilerle donatılmıştı. İslam Kerimov ve Saparmurat Türkmenbaşı başta olmak üzere Türk cumhuriyetlerinin liderleri Sovyet döneminin son bulmasının ardından vefatlarına kadar ülkelerini tek başına yönetmiş idiler.
Ancak Nazarbayev’i diğer otokrat liderlerden ayıran en önemli özelliği, ülkesinin siyasi gelişim sürecini halkının yükselen bilinciyle bir arada götürmeye dönük kişiliğiydi. Bu yüzden Nazarbayev’in geçtiğimiz günlerde devlet başkanının yetkilerini “Parlamento” ve “Hükümet” ile paylaştıracak olan Anayasal düzenleme için adım atması şaşırtıcı değildir.
Nazarbayev’in ölümünden sonra devletin bir iç çatışmaya sürüklenmesini önlemek ve ülkede sağlanan istikrarı korumak amacıyla bu kararı aldığı düşünülüyor. Bu görüşte doğruluk payı olmasına rağmen, tek sebep bu değil. Nazarbayev, “Sovyet dönemi” dahil olmak üzere ülkesinin selametini önceleyen tecrübeli bir devlet adamı. Onun hayat hikayesini ve siyasi mazisini bilenler, Nazarbayev’in Kazak halkının kendi kendini yöneten bir siyasi sisteme kavuşmasını başından beri hedef olarak önüne koyduğunu da bilirler. Nazarbayev’in Kazak halkına yürekten bağlılığı ve “Türk dünyası”nın birlikteliğine olan inancıysa bir sır değildir.
Kazakistan yaklaşık 150 yıl Rus işgali altında kaldı. Halen ülkedeki Rus nüfusu yüzde 20’ler civarında. Nazarbayev, Rus etkisini göz ardı etmeyen ve Ruslarla iyi geçinmeye yönelik bir hassas bir politika izledi. Diğer yandan Türk dünyasıyla ilişkilerini hep sıcak tutmaya çalıştı.
Kazakistan’ın petrol ve doğalgaz kaynakları büyük güçlerin gözünü kamaştırıyor. “Realizm” ve “idealizm” arasında dengeli bir yaklaşım benimseyen Nazarbayev ülkesinin bağımsızlığını ve geleceğini güvence altına almaya her şeyden daha fazla önem verdi. Dolayısıyla yetkilerini paylaşmaya hazırlanması Kazakistan’ın mukadderatıyla yakından ilgili. Aslında Nazarbayev bu kararını Aralık 2016’da, Kazakistan’ın bağımsızlığının 25. Yıl törenlerinde açıklamıştı.
Nazarbayev, Kazakistan’ın bağımsızlığını kazandığı ilk yıllarda yeni devletin oluşması ve bunun için gerekli reformların yapılabilmesi için güçlü bir başkanlık sisteminin gerekli olduğunu belirtmişti. Nazarbayev, ülkenin “Cumhurbaşkanlığı sistemi”yle devam edeceğini, ancak Cumhurbaşkanının bazı yetkilerinin Hükümet ve Meclis’e devredilmesi gerektiğini ifade etmişti. Nazarbayev, özel bir komisyonun tadilât için harekete geçtiğini de duyurmuştu.
Anayasa tadilâtının önümüzdeki ay sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Düzenleme Nazarbayev’in şimdiye kadar sahip olduğu birçok yetki ve sorumluluğun Parlamento ve Hükümete devredilmesini içeriyor. Düzenlemeye göre Parlamentonun Hükümet üzerindeki denetim gücü de artacak. Nazarbayev ise “dış politika” ve “milli güvenlik” gibi stratejik konularda rehberlik edecek. Devlet başkanı parlamento kararlarını veto hakkını da koruyacak.
Ülkedeki hakim parti olan “Nur Otan” dışında kalan Kazak siyasi çevreleri bu düzenlemeyi “yetmez ama, evet” pozisyonuyla karşıladılar. Hiç kuşkusuz, yapılacak olan Anayasa tadilâtı diğer Türk cumhuriyetlerinde de olumlu yankı bulacaktır. Türk dünyasının önemli bir gücü olarak Kazakistan’ın attığı bu adım Avrasya’da “Türk jeopolitiği” için, çok, ama çok önemli.

Abdullah Muradoğlu

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir