KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. KAZAKİSTAN’DA MİLLİ MODERNİZASYON VE NAZARBAYEV’İN VİZYONU

KAZAKİSTAN’DA MİLLİ MODERNİZASYON VE NAZARBAYEV’İN VİZYONU

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 13 dk okuma süresi
268 0

Kazakistan, sahip olduğu zengin yeraltı kaynaklarını, dünya ve bölge açısından büyük önem taşıyan jeopolitik konumunu, siyasal ve kültürel birikimini çok iyi değerlendirmiş, bölgesindeki ve dünyadaki dengeleri iyi analiz ederek uluslararası normlara uygun laik, demokratik bir cumhuriyet yolunda ilerlemeyi tercih etmiş ve bu sayede de şaşkınlık verecek derecede hızlı bir biçimde bölgenin lider ülkesi olmayı başarmış bir ülkedir. Şüphesiz ki bu başarının mimarı da Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev olmuştur.
SSCB sonrası Orta Asya ülkelerinde yaşanan siyasi gelişmelerin karakteristik özelliği, demokrasinin yukarıdan aşağıya doğru ve çoğunlukla eski rejimin üst düzey yönetici kadroları tarafından geliştirilmesidir. Bu durum başlangıçta çeşitli sıkıntıların yaşanmasına neden olmuşsa da, yeni anayasaların kabulü, parlamentonun, siyasi partilerin ve STK’ların kurulması gibi ciddi adımlar sorunların çözümünü kolaylaştırdı.
Söz konusu ülkelerde gerçekleştirilen anayasal reformlar bu ülkelerin, geleneksel toplumu ve siyasi rejimleri yeniden yapılandırma, batı kaynaklı anayasa normlarını kendi kültürüne aşılama çabası ile ilgi olarak görülebilir.
Küreselleşme ve modernizasyon beklentilerine bölgedeki ülkelerin farklı cevaplar verdiklerini ve farklı modeller sergilediklerini söyleyebiliriz. Örneğin, renkli devrim (Kırgızistan), devlet merkezli modernizasyon (Kazakistan), reform karşıtlığı (Tacikistan ve Özbekistan) veya mevcut yönetim şeklinin dönüşmekte olduğunu göstermek için yapılan biçimsel değişiklikler.
Çeşitli olumsuzlukların varlığına rağmen Kazakistan Cumhuriyeti demokratikleşme ve moder-nizasyon yolunda kısa sürede çok büyük mesafe kaydetmeyi ve önemli kazanımlar elde etmeyi başardı. Kazakistan Cumhuriyeti kısa zamanda güçlü, istikrarlı ve çevresine örnek olacak bir ülke haline geldi.
Kazakistan’ın başarısının en önemli nedenlerinden biri de Kazakistan’da devlet merkezli modernizasyon ve demokratikleşme metodunun ülke ve bölge koşulları açısından en uygun model olmasıdır. Nitekim her ülkeye aynı hazır reçetenin sunulması düşüncesinin sonuçlarının hayal kırıklı olabileceği unutulmamalıdır. Kazakistan geçmişle gelecek arasında bağ kurmayı, evrensel demokrasi normlarını kendi kültürüne kademeli biçimde uyarlamayı başarmıştır.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in karizmatik liderliği ve akılcı politikaları sayesinde ülke uluslararası normlara uygun bir Anayasaya kavuşmuş, ihtiyaç duyulduğunda anayasal ve yasal reformlar geçekleştirilmiş, siyasi partiler ve STK’lar kurulmuş, laiklik benimsenmiş, bölge ve dünya ile bütünleşme yoluna gidilmiş, güçlü bir ekonomi ve siyasi istikrar sağlanmıştır.
Uzun yıllar Ruslaştırma politikalarına maruz kalan, dilini, tarihini, kültürünü unutmaya zorlanan Kazak Halkı, Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev önderliğinde üzerindeki ölü toprağını atmış ve dünya siyaset sahnesine bağımsız, demokratik ve her anlamda güçlü bir ülke olarak çıkmayı başarmıştır.
Kazakistan’ın 1991 yılında bağımsızlığını kazanmasında SSCB’nin son yıllarda yaşadığı büyük sorunların, zayıflama ve dağılma sürecine girmiş olmasının elbette önemli bir rolü olmuştur ama asıl önemli etken Kazak Halkının yüzyıllardır sönmek bilmeyen bağımsızlık ve özgürlük tutkuları, cesaretleri ve mücadeleci karakterleridir.
Siyasal, sosyal ve ekonomik açıdan son derece yıpranmış, çökmüş bir sistemin ardından, Kazak Halkının biran önce kendini toparlama ve kendi ayakları üzerinde durma mücadelesi takdire şayandır. Türk Dünyası’nın Aksakalı olarak kabul edilen Nursultan Nazarbayev büyük bir liderdir ve halkının bağımsızlık mücadelesinde önemli roller üstlenmiştir. Kazakistan’ın bağımsızlığının sağlanması ve korunması için güçlü bir lidere, güçlü bir ekonomiye, dinamik bir nüfusa, güçlü bir orduya, ileri bir teknolojiye ve yeni bir vizyona ihtiyacı vardı ve bunu sağlayan kişi Nursultan Nazarbayev oldu.
Nazarbayev’in 2030 ve 2050 yol haritalarında ortaya koyduğu vizyona bu bilgiler ışığında bakmakta fayda vardır. Bu vizyona uygun olarak zaman zaman yeni projeler geliştirmekte, yeni hedefler ortaya koymaktadır. 12 Nisan 2017 tarihinde Egemen Kazakistan Gazetesi’nde yayınlanan makalesi bunun en son ve en önemli örneklerinden bir tanesidir.
2030 ve 2050 yol haritalarına uygun olarak hazırlandığı anlaşılan bu ulusa seslenişe, yol haritasında yapılan bir güncelleme olarak da bakmak mümkündür. “Geleceğe Bakış: Kamu Bilincinin Modernizasyonu” başlığı ile Türkçeye çevrilen makalenin temel konusu adından da anlaşılacağı üzere kamu bilincinin (başka bir ifade ile milli şuurun) modernize edilmesi meselesidir.
Makalede Nazarbayev’in bir bütün olarak Kazak toplumunun veya bir birey olarak her bir Kazak vatandaşının bilincinin modernleşmesini başlıca altı yönüyle ele aldığı görülmektedir.
1- Rekabet Yeteneği: Özetle bir milletinin gelecekteki kazancını belirleyen temel faktörün sahip olunan doğal kaynaklardan çok, fertlerinin rekabet yetenekleri olacağı vurgulanıyor. Bu kapsamda özellikle üç konunun önemine dikkat çekiliyor: Bilgisayar eğitimi, yabancı dil bilgisi ve kültürel açıklık. Bunlara uygun olarak hayata geçirilen üç projeden bahsediliyor. Bunlar: “Dijital Kazakistan”, “Üç Dilde Eğitim” ile “Kültürler ve Dinler Arası Hoşgörü”.
2- Pragmatizm: Kısaca kendi milli ve şahsi zenginliğini iyi bilmek, onu tasarruflu bir şekilde kullanmak ve ona göre geleceği planlamak; savurganlık, kendini beğenmişlik, övünme ile kendini diğerlerinden üstün görme gibi kötü niteliklerden arınma olarak tanımlanıyor. Radikal ideolojilerin çağının geçtiği ve yalnızca realizmin ve pragmatizmin gelecek on yılın sloganı olabileceği ifade ediliyor.
3- Milli Kimliğin Korunması: Temel fikir her ülkeye dayatılan hazır modernleşme reçeteleri ile değil, milli ve manevi değerlere dayanan milli bir gelişim modelinin tercih edilmesidir. Başka bir ifade ile modernizasyon, milli gelenek ve göreneklere, töreye, dile, müziğe, edebiyata yani milli ruha zarar vermeden gerçekleştirilmelidir. Elbette ki bu milli değerleri korumak geçmişin olumsuz alışkanlıklarından ve önyargılarından sıyrılmaya da engel olmamalıdır.
4- Eğitim Düzeyinin Yükseltilmesi: Teknolojik devrimin geldiği aşamaya bakıldığında gelecek on yılda günümüzdeki mesleklerin yarısının kaybolabileceği ifade edilerek ekonominin gerektirdiği mesleki becerilerin hiçbir dönemde bu kadar hızlı değişmediği vurgulanıyor. Bu nedenle eğitimin kalitesinin artırılmasının gerekliliğinden, mesleğini her an değiştirebilme yeteneğine sahip iyi eğitimli bireyler yetiştirmenin öneminden bahsediliyor.
5- Kazakistan’ın Devrimsel Değil, Evrimsel Gelişimi: Devrimlerle dolu geçen 20. yüzyılın Kazak Halkı için kanlı ve şiddet dolu bir yüzyıl olduğu, yaşanan acı tecrübelerden çıkarılan derslerin, yalnızca evrimsel bir gelişmenin milletin kalkınmasını sağlayacağını gösterdiği ifade edilmektedir. Günümüzde devrimlerin şekil değiştirerek, milli, dini, kültürel, ayrılıkçı bir maske taktığı ancak sonuçta bütün bunların eninde sonunda katliamla, ekonomik çöküşle tamamlandığına şahit olunduğu ileri sürülmektedir. Bu nedenle, dünyadaki olayların fikir süzgecinden geçirilmesi, toplumun, siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin, eğitim kurumlarının oluşturmaları gereken dünya görüşünü, manevi olgunluğu belirleyen kapsamlı çalışmalarının önemli parçasını teşkil ettiği vurgulanmaktadır.
6- Bilinç Açıklığı: Dünya hızla değişirken toplumsal bilincin durağan olmasının birçok sorunun kaynağı olabileceği vurgulanarak ülkedeki, bölgedeki ve dünyadaki tüm gelişmelerin yakından takip edilmesinin, neler olup bittiğinin anlaşılmasının ve gelişmelere uyum sağlanmasının önemi ve zorunluluğu ifade dilmektedir. İnsanların gelecek on yılda yaşam tarzının, işinin, yaşamının, tatilinin, evinin, insanlarla ilişkilerinin değişebileceğini bilmesi ve buna hazırlıklı olması gerektiği ifade edilerek ağaçların ötesindeki ormanı görebilmenin önemi anlatılıyor.
Ortaya konulan bu prensiplerin ışığında yakın gelecekte yapılması gerekenler birkaç başlık altında toplanıyor. Bunlar: 2012 yılında alınan karara uygun olarak 2015 yılına kadar kademeli bir biçimde Latin alfabesine geçilmesi; sosyal ve beşeri bilimler açısından “Yeni Sosyal Bilimler. Kazak Dilindeki 100 Yeni Ders Kitabı” projesinin hayata geçirilmesi; doğduğun yere, vatanına ve bayrağına duyulan sevgi kapsamında zamanla “Ana Vatan” a dönüşecek olan “Doğduğun Yer” projesi ile vatanseverlik bilincinin geliştirilmesi; dünyadaki rekabet ortamında kültürün de rekabet edebi-lir olması gerekliliği gibi ana başlıklarla özetlenebilir.
Devlet ve sivil toplum işbirliği ile yürütülecek olan tüm bu çalışmaların genel olarak batının ortaya attığı hazır reçeteler ile değil, halkın milli ve manevi değerlerini temel alan ve onun üzerinde yükselen bir “Milli Modernleşme” modeli ile yürütüleceği anlaşılıyor. Bu niteliği ile de Nazarbayev’in hazırladığı yol haritası sadece Kazakistan için değil, gelişmekte olan tüm ülkeler için ve özellikle de bölge ülkeleri için bir manifesto özeliği taşıyor.
Tarihiyle ve kültürüyle barışık, milli ve manevi değerlerine bağlı ama aynı zamanda geçmişin olumsuz alışkanlıkları ve önyargılarını reddeden, dünyaya açık, bilinçli, planlı ve kararlı bir modernizasyon hamlesini anlamını ve önemini en iyi anlayanların başında Türkiye ve Türk Milleti gelir. Özellikle Cumhuriyetin ilk yıllarında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen demokratikleşme ve modernizasyon çalışmaları, hazırlanan kalkınma planları, sanayide, tarımda ve özellikle eğitimde kısa sürede kaydedilen ilerleme, bölgede ve dünyada elde edilen saygınlık gibi birçok faktör günümüzün Kazakistan’ı ile benzerlikler göstermektedir.
Şüphesiz ki Kazakistan’ın dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasına girme hedefiyle yürüttüğü demokratikleşme ve modernizasyon çalışmalarında kat edeceği çok yol var. Ancak gerek milli ve manevi değerlerine bağlı, yüreği vatanı ve bayrağı için çarpan Kazak Halkının azmi, gerekse de Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in derin devlet tecrübesi, engin siyaset bilgisi ve tartışma götürmez liderlik özelliklerinin bu yolu daha az meşakkatli kılacağına ve Kazakistan’ın hedef-lerine planlanandan daha kısa sürede ulaşacağına inanıyorum.
Çağlar Erbek
Araştırmacı-Yazar, Kazak Kültür Platformu Başkanı

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir