KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Katar’da dört güzel sene

Katar’da dört güzel sene

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 4 dk okuma süresi
353 0

Son dönemde çoğu olumsuz, değişik çağrışımlarla gündemimize girmiş olan bu ülkeye
Cumhuriyetimizin kuruluşundan 2009 yılına kadar Türkiye’nin izlediği, kişisel değil ulusal çıkarlara odaklı, akılcı ve vakur Dış politikanın perspektivinden bakmaya çalışalım:
“Katar’da dört güzel sene geçirdim. Barışcı ve dost bir ülkede kendi evimde gibiydim.Türk -Katar ilişkilerini tarihi dostluklar üzerine bina etmek önceliğimizdi. O yıllarda ,para-çıkar avantajları ilişkilere daha damga vurmamıştı ! Katar’a atandığımda ilk olarak Türk -Katar ilişkilerinin geçmişine odaklandım. Katar ,Körfez Ülkeleri arasında Osmanlı himayesinden en son ayrılan ülkeydi,1914.Bu bağlamda önemli bir bilgiyi arkadaşım Mehmet Çalıka’nın bana hediye ettiği Amerikalı bir tarihci tarafından yazılan The Ottoman Gulf adlı kitaptan edindim.Katar ,tarih boyunca Suudilerin saldırılarına uğramış ,Suudiler Katar’ı kendi topraklarına katmağa çalışmışlardır.Katar’ın günümüzdeki emirinin büyük dedesi Suudilerle başedemeyince bir mektupla Babıali’den Suudi Arabistan’a karşı yardım istemiş ve bunun üzerine Osmanlı Katar’a dört Türk bayrağı göndermiştir.Bu dört bayrağın Katar’da dört noktaya dikilmesiyle birlikte Suudilerin Katar üzerindeki baskıları sona ermiştir.Katar şeyhine ayrıca Osmanlı Kaymakamı ünvanı verilmiştir.Bu bilgiler ben Katar’a gittiğimde kimsenin malumu değildi.Bunları ilk önce Katar Emiri ile daha sonra da Katar’a yapacağı bir seyahat öncesinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in danışmanlarıyla paylaşarak günümüzdeki Türk-Katar ilişkilerinin bu tarihi dostluk temeli üzerine bina edilmesini öngördük.Katar ,o yıllarda , dünyanın en sürdürülebilir doğal gaz kaynakları sayesinde dünyanın en zengin ülkelerinden biri haline gelmesiyle birlikte mütevazi bir yol izliyor,kendisi kadar varlıklı olmayan Dubai gibi şeyhliklerin abartılı,gösterişli yaklaşımları yerine yalınlığı tercih ediyor ve bu haliyle takdirimizi kazanıyordu.Öte yandan ,eğitime ,sanata önem veriliyordu.Bu bağlamda ABD’nin ünlü üniversiteleri Cornell ve Georgetown,tasarım okulu Parson’s Katar’da da faaliyete geçtiler.Katar ,Osmanlı’dan sonra İngiltere’nin himayesi altına girdi.1971’de bağımsız oldu.Bu tarihten sonra ,Fransızlar Katar’daki büyük zenginliğin bilincinde olarak Katar’la başta askeri alanda olmak üzere önemli ilişkiler geliştirdiler.Katar’ın nüfusu 500 000 idi ve bunun sadece 200 000’i çoğu bedevi olmak üzere Katar’lıydı.Çok zengin ve böylesine cılız bir ülkenin ABD’güdümünde olmaksızın yaşayabilmesi tabiatiyle beklenilemezdi ve sonunda Katar ABD’nin bölgedeki ileri üssüne dönüştü.ABD’nin etkisi sonucu ,Katar İsrail ile diplomatik ilişkiler kurdu,Doha’da İsrail Temsilciliği diğer arap ülkelerinin tepkilerine rağmen açıldı.Yine ABD’nin etkisiyle halkın ilk kez oy kullandığı seçimlerin yapılması bölgede bir ilk oluşturdu ve bu gelişim de başta S.Arabistan olmak üzere totaliter Arap ülkelerinin hoşuna gitmedi.Bardağı taşıran ise Katar’ın Al Jazira Televizyonunu kurması ve komşu arap ülke yönetimlerinin bu televizyonda yoğun biçimde eleştirilmeye başlanması oldu.Günümüzde yaşanan sorunun odak noktasını ve başlangıcını bu konu oluşturur.ABD Katar’a demokrasi aşısı verirken Katar’ın dengeleri biraz da acemice bozduğu anlaşılmaktadır. Uğur Ergun

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir