KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. KATAR’A UYGULANAN DİPLOMATİK YAPTIRIMLAR NE ANLAMA GELİYOR?

KATAR’A UYGULANAN DİPLOMATİK YAPTIRIMLAR NE ANLAMA GELİYOR?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 5 dk okuma süresi
415 0

Katar merkezli El Cezire kanalının Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’da yasaklanmasıyla başlayan medya savaşları, Suudi Arabistan öncülüğünde 6 Arap ülkesinin bugün Katar’a diplomatik yaptırım uygulama kararıyla siyasi krize dönüştü. Körfez ülkeleri kendi elçilerini geri çekme kararı aldı, Katarlı diplomatlara ülkelerini 48 saat içinde terk etmeleri için süre tanırken, Katar vatandaşlarına da 14 gün verildi. Katar Yemen’de Husilere karşı savaşan Uluslararası Koalisyon’dan atıldı. Mevzu bahis ülkeler hava sahalarını, kara sularını ve limanlarını da Katar’a kapattılar. Katar böylece kelimenin tam anlamıyla bölgede izole edildi, yalnız bırakıldı.

Peki bu yaptırımların nedeni, anlamı nedir?

Körfez’deki kabarmanın nedeni hiç kuşkusuz, Trump’ın dış politika doktrininde İran karşıtlığını oturtmaya çalışmasıdır. Seçim kampanyası döneminde de sıkça dile getirdiği, ”İran’ı bölgede etkisizleştirme” politikasını, Suriye krizinde İran’la uç stratejilere sahip Körfez ülkeleriyle uygulamaya koymaya çalışmasıdır. Trump’ın Suudi Arabistan ziyaretinde Riyad ile milyar dolarlık silah anlaşması imzalaması da bunun bir yansımasıydı.

Katar tam da bu noktada kilit özellikte. Çünkü bölgede İran ile daha dengeli ilişkiler kurma taraftarıydı. Öyle ki, bir kaç gün önce Katar’dan gelen ”İran ile işbirliğini geliştirmek istiyoruz” açıklaması, Körfez monarşilerinde adeta Katar ile aralarına açılmış bir fay hattı etkisi yarattı. Akabinde Katar’ı teröre destek vermekle, hatta çok daha ciddileşerek Katar’ı El Kaide ve IŞİD fikrini yaymak, Sina Yarımadası’ndaki terör örgütlerini desteklemekle suçlamaya başladılar.

Katar’ın Müslüman Kardeşler’e verdiği destek ise bu suçlamarın evveliyatında yer alıyor. Katar, uzun yıllardır Müslüman Kardeşler’e siyasi ve finansal destek sağlıyor. Başta Suudi Arabistan olmak üzere diğer körfez ülkeleri, Katar’ın Müslüman Kardeşler politikasını iç siyasetlerini tehdit eden bir güvenlik meselesi olarak görüyor. Katar medyasının İhvan yanlısı yayınlar yapmasının, bölge halkının Mısır’dakine benzer bir isyan dalgasına teşvik ettiğini belirtiyor. Mısır’ın cunta lideri Abdülfettah El Sisi bu nedenle ülkesinde El Cezire’nin yayınlarına son vererek kanalın bazı muhabirlerini tutuklattı. Müslüman Kardeşler pek çok ülkede “terör örgütü” ilan edildi. Suudi Arabistan bu tutuma destek verdi.

Türkiye bu krizin neresinde?

Türkiye bu krizde çok ince bir çizginin üzerinde duruyor. Ekonomi, finans, enerji, askeri konularında işbirliği noktasında Katar’la sıkı bir geçmişi var. Körfezdeki askeri üssümüze ev sahipliği yaptıkları gibi, Suriye meselesinde de sık diyaloglar kurduğu bir körfez ülkesi. Öte yandan baktığımızda, Türkiye İran’a karşı tutumunda Suudi Arabistan ile aynı çizgide. Dolayısıyla Batı ile de ilişkileri pek iyi olmayan Türkiye, bir tercih yapmak zorunda bırakılabilir. Stratejik dengeleri göz önünde bulunduruğumuzda, bedel ödemeye gerek kalmadan, tarafsız bir diplomasiyle Körfez krizinde arabulucu rolü üstlenmek zorundadır.

Güldeniz Gençtürk / Araştırmacı-Analist

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir