KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. İran-Türkiye El Ele Halep’te Büyük Devletler Güle Güle

İran-Türkiye El Ele Halep’te Büyük Devletler Güle Güle

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 5 dk okuma süresi
312 1

Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu sürpriz bir şekilde İran’a ziyarette bulundu. Öncelikli olarak mevkidaşı Cevad Zarif ile görüşmüş ve ardından İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile bir araya gelmiştir. Bu görüşmeler neticesinde detaylı açıklama yapılmamıştır. Görüşme sonunda Cumhurbaşkanı Ruhani İran resmi haber ajansı İrna’ya kısa bir takım açıklamalarda bulunmuştur.
Bu açıklamalar doğrultusunda Ruhani, Batının insan haklarını diline pelesenk ettiğini fakat devletlerin bölgede insan hakları adına çifte standart uyguladıklarını, kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğinden bahsetmektedir. Aynı zamanda 15 Temmuz da Türkiye’ye yapılan darbe harekâtının tabiri caizse alkışladıklarından sözlerine eklemiştir. Ayrıca açıklamalarında güvenlik ve istikrarın sağlanması için bölge ülkelerin birlikte hareket etmesi gerektiğini ve bölgedeki sorunların bölge ülkeler tarafından çözülebileceğini dışarıdan müdahaleye gerek olmadığını söylemiştir. Ayrıca bölgede ekonomik açıdan işbirliği içine girilmesi gerektiğini sözlerine eklemiştir.
Ruhani’nin bu açıklamaları çerçevesinde bölgeyi analiz etmek gerekirse, tarihsel süreç incelendiğinde bölgenin en önemli iki devleti İran ve Osmanlı Devleti daima birbiriyle mücadele etmiştir. Lakin bölgeye dışarıdan bir tehlike arz etmeye başladıktan sonra iki ülke ittifak yapmıştır. 18. Yüzyılın başlarından itibaren Rusya’nın siyasi birliğini tamamlayıp, bölgeye girmesiyle iki devlet birbirine yakınlaşmıştır. Bu anekdotun ardından tarih tekerrür etmiştir. Bugün Suriye’de bir iç savaş yaşanmaktadır. Bu iç savaşta İran beklediği stratejiyi gerçekleştirememiştir. Bölgeyi kısa bir süre içinde temizleyeceğini düşündüğü muhaliflerden, beklenmedik şekilde yıpranmıştır. Aynı zamanda önemli generallerini kaybetmiştir. Bununla birlikte ABD gibi aktörlerin bölgede marjinal grupları destekleyerek İran’a yönelik faaliyet göstermesi yönünde teşvikte bulunmuştur. Buda ister istemez İran’ın Türkiye’ye yakınlaşmasını sağlamıştır. Zira İran bölgede önemli derecede güç kaybetmiş ve eli zayıflamıştır.
Ayrıca Batının 15 Temmuzu alkışlaması İran’ın dahi hoşuna gitmemiştir. Zira Türkiye’de başarılı olacak bir darbe hareketini ikinci adımı İran’da bir darbedir. Böylelikle Batılı devletler bölgede kuvvetli önemli iki aktörü saf dışı bırakmış olacaktır. Bölgede PKK üzerinden istikrarı bozacaktır. Bu yüzden İran Devleti bu hamleleri kestirebildiği için bölgede Türkiye ile yakın temas kurup bu oyunu bozmak istemiştir.
Diğer taraftan Dünya’da önemli olaylar gerçekleşmiştir. Bölgede IŞİD’in yerini Şii HAŞDi ŞABİ örgütü almış bununla da kalmamış meşruiyet dahi kazanmıştır. Aynı zamanda Irak Şii Hükümeti Türkiye’ye karşı cephe alarak Türkiye’nin bölgedeki güvenliğini tehlikeye sokacak hamleler yapmaktadır. Türkiye ise İran’ı arabulucu olarak kullanarak hem Irak Şii hükümetinin faaliyetlerini engellemeyi amaçlamış, hem de bölgede Türkiye aleyhine faaliyet gösteren İran destekli HAŞDİ ŞABİ örgütünü pasifize etmeyi amaçlamıştır.
Bölgede oluşan güvenlik sıkıntısı ve istikrarsızlık gerek İran’ı gerekse Türkiye’yi olumsuz bir biçimde etkilemiştir. Bu ekonomiye de yansımıştır. Bu yüzden iki devlet kendi ekonomik çıkarları, güvenlik ve istikrarları için Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünü savunmaktadırlar.
Öte yandan bölgede Irak ve Suriye’de gelişen iç savaşlar istikrarsızlık bölge ekonomisini özellikle İran ve Türkiye’nin önemli iki pazarının kapanması anlamına gelmektedir. Bölgede sıcak para akışının gerçekleşmemesi iki devletinde ekonomik açıdan zor günler geçirmesine sebep olmuştur. Bu yüzden karşılıklı ticari ilişkileri geliştirerek bölgede sıcak para akışını sağlayacak ve ekonomik açıdan rahat bir nefes alacak duruma gelmeyi amaçlamışlardır. Bu yüzden yıl sonuna kadar ticaret hacmini 30 milyar dolara ulaştırmayı amaçlamışlardır.
Ayrıca Türkiye ve İran’ın ortak hareket etmesi doğu blokunun da elini güçlendirmiştir. Şu unutulmaması gereken bir gerçektir. Bölgede Türkiye ve İran ne zaman ortak hareket etmeyi başarırsa bölgede güven ve istikrar sağlanacaktır.

Ali ŞAHİN
KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ

İlgili Yazılar

1 Yorum

  1. Arda Deniz - -

    Mükemmel bir yazı Ali hocam, tebrik ve de teşekkür ederim. Gündeme dâir hoş ve dikkate değer bir yazı olmuş.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir