KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. İran
  4. »
  5. İran Sahasında PJAK

İran Sahasında PJAK

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 6 dk okuma süresi
442 0

İran Sahasında PJAK
ali,şahin
İran’da Devrim muhafızları ile PJAK arasında çatışma çıkmış ve 5 PJAK militanı öldürülmüştür. Böylece Türkiye’de faaliyet gösteren PKK, Suriye’de faaliyet gösteren PYD’den sonra uzun süreden sonra sesi soluğu çıkmayan PJAK’ı da sahalarda yerini almıştır.
İran’daki bu terör olayı ile birlikte uzun süredir kafamı kurcalayan sorulardan bir tanesi olan PJAK sorusu tekrar aklıma geldi. Ortadoğu’da PKK ve PYD aktif olarak sahada bulunurken PJAK neden sahada görünmemekteydi. Bunu kendimce yorumladığımda İran’ın baskıcı rejiminin PJAK’ı sindirmesi, Suriye’de gizliden PYD’nin ve Türkiye’de PKK’nın desteklenmesi olarak düşünmekteydim. Zira Türkiye Suriye konusunda İran ile farklı düşünmekteydi. İran ESAD’ın kalmasını desteklerken, Türkiye gitmesinden yana tavır sergilemekteydi. Bu yüzden Türkiye ve İran arasında yer yer diplomatik gerilimlerin meydana geldiğini görmüştük. Hatta İranlı Bakanlardan birisinin Kandil’e çıktığı çarşaf çarşaf gazete gipürlerine yazıldığını görmüştük. Fakat burada çift kutuplu dünyanın getirdiği durum çerçevesinde Türkiye’nin ABD ile İran’ın ise Rusya ile müttefik olmasından kaynaklanan bir durumdu. Kısacası bu durumu iki devlette kendi çıkarları çerçevesinde değerlendirmekteydi.
Lakin Ortadoğu’da iki rakip ülke olan Rusya ve ABD’nin masaya oturup IŞİD’e karşı PYD’yi desteklemesi, bölücü terör örgütünün meşruiyet kazanmasına sağladı. Hatta PYD’nin IŞİD’e karşı başarılar kazanmasıyla birlikte neredeyse kahraman ilan edildi. Bu durumdan gerek Türkiye, gerekse İran rahatsız oldu. İki devlet arasında görüşmeler başladı. Eski Başbakanımız Davutoğlu’nun sürpriz İran ziyareti, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve Başbakan Hasan Ruhani’nin Türkiye ziyaretleri bunun önüne set çekmek için yapılmış görüşmelerdi. Çünkü PYD bu meşruyetini kullanarak Suriye’de bağımsız bir Kürt Devleti’nin önünü açacaktı. Ayrıca bu meşruiyetten ilk aşamada PKK’ya sonra da PJAK faydalanacaktı. Bu meşruiyetle birlikte PKK’nın Türkiye’de faaliyetlerine artıracak ve sonraki aşamada İran’a sıçratılacaktı.
Zira İran, Ortadoğu’da aktif bir role bürünmüştü. Yemen konusunda Suudi Arabistan ile rekabete girişirken, Suriye konusunda da Rusya ile ittifak kurarak kendi çıkarları çerçevesinde at koşturmaya çalışmaktaydı. Lakin Skys Picot’un yüzüncü seneyi devriyesinde Ortadoğu yeniden şekillenip, paylaştırılırken İran’ı bu pastadan pay istememekteydi. Lakin bölgeyi paylaşan dev emperyalist devletler, ambargodan yeni kurtulmuş gelişmekte ve büyümekte olan İran’ı bölgede istememekteydi. Bu yüzden İran’ı belli sebeplerle bölgeden uzaklaştırmaya çalışmaktaydı. Bunun için İran’da bir iç sorun çıkararak Suriye’den geri çekip kendi iç sorunuyla meşgul etmeye çalışmaktaydı. Bu iç sorun etnisite kullanılarak bölgedeki Azerileri Türklerini ayaklandırıp Güney Azerbaycan’da çatışma çıkararak ya da Ortadoğu’da kahraman ilan ettikleri Kürt milisleri harekete geçirerek gerçekleştirebilirlerdi.
İlk aşamada Güney Azerbaycan’da bunu denediler fakat bu plan tutmadı. Belli bir süre sessizliğe bürünen emperyalist güçler Kürtler üzerinde durdular. Öncelikli olarak PYD’nin meşruiyetini sağlayarak bundan PKK ve PJAK’ı da güçlendirmeye çalıştılar. Suriye’de ABD’nin PYD üniforması giyerek onlara destek vermesi gerek Kürt milislere öz güven verirken güçlenmesinin de önünü açtı.
Bununla birlikte İran’da mevcut çatışmanın Türk ve Irak sınırında gerçekleşmesi bölgede yeni güçlenen PJAK’ın Türkiye’de faaliyet gösteren PKK ve İran’da özerk durumda bulunan Barzani milislerinden de yardım alabileceği düşünülebilir. Zira PKK ve Barzani milislerinin aktif olarak sıcak çatışmaya girdiği için savaş stratejilerini iyi bilmekteydi. PJAK milislerine yol gösterici unsur olarak tanımlanabilirdi. Bununla birlikte İran’ın PJAK saldırılarına karşı bölgeyi sıkı denetimi altına alması ve istihbaratının disiplinli bir biçimde çalışmasını gerektirebilirdi. Zira PYD ve PKK’nın sahada aktif olması ve yeni savaş stratejileri geliştirmesi PJAK’ı da etkileyebilir. Buda İran’ın çeşitli yerlerinde canlı bomba vs.. gibi unsurlarla istikrarı bozabilir.
Ayrıca İran’a bu saldırılarla birlikte, haddini aşıyorsun imajı da verilmiş olabilir. Çünkü bunun benzerini biz Ankara’daki PKK saldırısıyla görmüştük. Zira İran’ın Ortadoğu ve Suriye’de etkinliğini artırmasıyla birlikte Kürt dinamikleri kullanarak etkisi azaltılacağı düşünülebilir. Bu süreçte İran’ın Türkiye ile rekabetini ikinci plana atarak teröre karşı ortak hareket planı yapması gerekmektedir. Bu plan çerçevesinde iki devlet ortak işbirliği ile bölgeden PKK ve PJAK’ı temizleme harekatına girişmelidir. Ayrıca Rusya ve ABD’yi de PYD’ye destek konusunda uyarmalıdır. Aksi takdirde PJAK’ın İran’da güçlenmesi muhtemeldir.
Ali Şahin

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir