İran konusunda son günlerde herkes bir şeyler yazıyor bir kaç cümlede benden olsun.
İran meselesini salt bir Batılıların gözüyle analiz etmeye çalışanlar ve salt inanç bağlamından çözmeye çalışanlar hata yaparlar. Çünkü olaylarda iki kısımda etkilidir. Yani;
Ülkede Ahmedinejat ile Ruhani döneminin siyasi hamle farklılıklarının ceremesini halk çekmiştir. Bu farklılıklar halkı ekonomik, sosyal ve siyasi çıkmazlarla karşı karşıya bırakmıştır. Halk kendi sorunları dile getirmek için meydanlara çıkmış fakat iş daha ikinci gününde evrilmeye başlanmıştır.
Bu eylemlerin Devrim Muhafızlarına ve Besicilere rağmen Meşhed ve Kum gibi dini nitelikli şehirlerde de yaşanması hatta bu askeri kuvvetlerin olaylara müdahale etmemesi muhafazakarların olayın arka planında olabileceği izlenimini vermektedir.
ABD başkanı D. Trump, ABD Dışişleri Bakanlığı ve İngiltere Dışişleri Bakanlığı olayların ardından açıklama yaparak İran’ın izlediği dış politikanın halkın temel sorunu olduğunu dile getirmiş ve halkı desteklediklerini belirtmişlerdir. Batılılar için kaçırılmayacak bir fırsat ortamı doğmuştu. Çünkü İran halkında bir kısım önce Filistin meselesinde daha sonra Hizbullah, Suriye ve Yemen gelişmelerinden rahatsızlık duyduğunu ima etmişlerdi. Fakat unuttukları şey İran gibi yüzyılların siyasi tecrübesine sahip bir ülkeyi öyle kolayca alt edebileceklerini düşünmeleridir.
Olayları birkaç gün inceledikten sonra şu sonuca vardım;
1- İran siyasi erkleri kendi içinde bir güç dengesi yarışına girdi ve bu çekişmenin sonucunda Ruhani yenilgiyle ayrıldı. Bu yenilgi ilerleyen zamanlarda kendini hissettirecektir.
2- İran halkının kendisini tehlikede hissettiği zamanlarda ayağa kalkabilme gücü siyasilere gösterildi -ki insanlar siyasi parti, sivil toplum grupları olmadan gösterileri başlattılar-.
3- Bu protestolarla ülkede ekonomik kayıp yaşamış kitlelerin gazı alınmış oldu. Bu şekilde ilerleyen zamanlarda daha büyük sorun olabilecek hareketlilik kontrol altında gerçekleştiriliyor.
4- Başta ABD olmak üzere bölgede ellerini ovuşturan Batılı ülkeler şimdilik avuçlarını yaladılar.
Serdar Gündoğdu/kafkassam
İran Olaylarına Kısa Bir Ön Değerlendirme
336 0
Kafkassam Editör
Yeni bir dünyaya uyanmak, dünyayı yeniden okumak isteyenler için, söylenecek sözü olanlar için merkezi Ankara’da olan KAFKASSAM’ı kurduk. Erivan, Bakü, Tiflis, Tebriz, Grozni, Moskova, Mahaçkale, Nazrin, Nalçik, Saratov, Ufa ve Sochi’de ofislerimiz temsilcilerimiz var. Kafkassam genelde kafkasya çalışmak için kuruldu Kafkasya genelinde çalışır. Ermenice Rusça Gürcüce İngilizce dillerinde yayın yapan kafkassam genç akademisyen ve stratejistlerle çalışmaya özen gösterir. KAFKASSAM’ın internet sitesi 2 Ocak 2010’da yayına girdi. İnternet sitesinde Kafkasya’daki ülkeler ve Türkiye ile ilişkileri hakkında makaleler, ropörtajlar, analizler ve yorumlara yer verilmektedir.