KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Manşet Üstü
  4. »
  5. İnönü’yü taşlayanlar darbecilere çalışmıştı!

İnönü’yü taşlayanlar darbecilere çalışmıştı!

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 8 dk okuma süresi
461 0

İnönü’yü taşlayanlar darbecilere çalışmıştı!
ömür
Tek parti dönemini hatırlamam yaş itibariyle mümkün değil. Demokrat Parti iktidarına da yetişemedim. Bayar-Menderes kavgasını bilmem. İsmet İnönü’nün Demokrat Partililer tarafından yolunun kesildiğini, arabasının taşlandığını sonraki yıllarda gazetelerden okudum. O kinle İnönü’nün Demokrat Partililere dönüp “sizi ben dahi kurtaramam” sözünü çokta acı bulurum. Şehit cenazelerine katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik yumurta ve mermi atmalar, protesto etmeler nedense o yılları hatırlatıyor ve ‘-biz bu filmi görmüştük’ dedirtiyor.

AK Parti İstanbul milletvekili ve TBMM insan Hakları Komisyonu Üyesi Mehmet Metiner’in, “Biz hapiste hasta yatan PKK’lıya da gittik, DHKP-C’liye de, İslami kesimden mahkûmlara da gittik” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vererek, “İçerde yatan kim olursa olsun, hangi örgüte mensup olursa olsun, hastaysa gerekli duyarlılığı gösteririz ve sorunun çözümü için de gerekli her türlü katkıyı sağlarız, başka türlü siyasi mülahazaları da gayriinsani ve gayriahlaki bulduğumu belirtmek isterim” ifadelerini kullandığı basında yer aldı. Aslında farklı partilere mensup milletvekillerinin aynı çizgide olmasına rağmen farklı tepkilerle karşılaşmaları ilginç değil mi?
Demek ki bir odak CHP Genel başkanına yoğunlaşan tepkiler üzerinden Türkiye’yi ayrıştırıcı bir döneme sürüklüyor. Tıpkı İsmet İnönü’yü taşlayanların 27 Mayıs darbecilerine zemin hazırladığı gibi. Demokrat Parti liderlerinin taşlı protestoları engellemedikleri gibi İsmet İnönü’nün taşlanmasından çokta rahatsız oldukları söylenemez. Taşlı protestoların sıklaşması üzerine CHP Genel Başkanı İsmet İnönü buna büyük tepki vermiş, “Biz demokratik bir rejim kurduk, Bu demokratik rejimi istikametinden ayırıp baskı rejimi haline götürmek tehlikeli bir şeydir. Bu yolda giderseniz sizi ben bile kurtaramam” demişti.
Tek partinin ceberut idaresinden şikâyetçi olan halkın, Demokrat Parti’nin gelen gideni aratır türü uygulanmalarından yaka silktiği, illallah dediği de bir gerçek. CHP döneminde faaliyet gösteren ve o yıllarda Türkiyeli muhafazakâr kesimin çatı örgütü olan Milliyetçiler Derneği, Demokrat Parti tarafından kapatıldı. Cezayir Müslümanlarına destek vaazı verdiği için Süleyman Hilmi Tunahan, Risalei Nur hizmetlerinden dolayı da Bediüzzaman Said Nursi, Demokrat Parti döneminde hapse atıldı, sürgüne gönderildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şiirlerini ezbere okuduğu şair ve aksiyon adamı, mütefekkir Necip Fazıl Kısakürek, Demokrat Parti döneminde Osman Yüksel Serdengeçti ile beraber Malatya cezaevine kapatıldı. Demem o ki dostlar inanç sahipleri en büyük zulmü kendilerinden görünen siyasilerden çekmiştir.
Halk Partisi’nin, asker demokrat aydın zümrelerin iktidarı olduğu ve halkın ezildiği söylenir. Pantolon giymedikleri ve modern serpuş kabul edilen şapka takmadıkları için Ankara’da köylülerin Ulus meydanına sokulmadıkları, asker polis ve zabıta barajını aşabilen köylülerinde toplanarak kamyonetlerle şehir dışına bırakıldıkları hep anlatılır. Hatta bazı köylerde Ankara merkezde işi olanların sırayla giymeleri için terziye pantolon diktirdikleri söylenirdi.
CHP yıllar yılı, halk için ama halkı ezen parti görüntüsü vermişti. II. Dünya savaşının zorlu günlerinde depolanan hububatlar çürütülmüş ama halkın yemesine müsaade edilmemiştir. Küçük bir çocuk meydanda rastladığı İnönü’ye “- sen bizi aç bıraktın” diye haykırınca İnönü’nün küçük çocuğa, “aç bıraktım ama babasız bırakmadım” dediği anlatılır.
Demokratik Parti iktidarı ‘söz milletin’ sloganı ile kazandığı seçimlere rağmen, hiçte sözü millete bırakmaya niyetli değildi. Toprak ve sermaye sahipleri yeni dönemin parlayan yıldızlarıydı. Gayri Müslüm milletvekili sayısı da geçen döneme göre hayli fazlaydı. Atatürk’ün kapattığı Mason locaları, Demokrat Parti döneminde törenle açıldı. Menderes’in ‘Türkiye’yi Küçük Amerika yapma’ hayali, köyden kente göçü hızlandırdı.
‘Her mahalleden bir milyoner’ sloganı, 80’lerin ‘köşeyi dönme’ sloganı gibiydi ve baştan çıkarıcıydı. Amerikan menfaatlerini Türkiye’nin çıkarlarıyla örtüştüren Demokrat Parti iktidarı, Kore savaşına asker gönderdi ve binlerce Mehmetçik Türkiye’den on binlerce mil uzaklıkta yaşamını kaybetti. Amerika’ya verdiği tavizlere rağmen aradığını bulamayan Başvekil Adnan Menderes, Rusya ile görüşmeye başlayınca akıbeti Yassıada oluverdi.
Adalet Partisi, Demokrat Parti’nin devamıyız diyemedi ama halk onu gördü. Çoban Sülü, darbeden yorgun çıkmış Türkiye’nin genç başbakanıydı ve halk onu İslamköylü Nurlu Başbakan olarak bağrına bastı. Demirel Amerikancı kabul edilmesine rağmen, Türkiye’nin ağır sanayi tesislerini Ruslara yaptırdı. Amerikalılar Demirel’i hiç affetmediler. Başbakanlığı döneminde 2 defa ihtilali gördü. 1971 muhtırası ve 1980 ihtilalinde hedef hep Demirel’di. Türkiye 12 Eylül askeri darbesini yaşadığında terörün sonlanmasına sevinenlerin sayısı hiçte az değildi.
İdeolojik örgütlerin sempatizanları hariç askerin postalını öpmek için sıraya girenler hiçte az değildi! Turgut Özal askeri yönetimin bunalttığı Türkiye’ye soluk aldıran ve Türkiye’nin önünü açan adam olarak tarihe geçti. Ölümüyle Türkiye’nin düştüğü siyasi ve ekonomik kaostan, 3 Kasım 2002’de Ak Parti’nin tek başına iktidara gelmesiyle çıkıldı. Ama şimdi terör kaosu sağ-sol çatışması değil etnik ayrışma olarak yeniden gündemde.
Avrupa’da Türk düşmanlığı yükseliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Muhammed Ali’nin cenaze töreninde konuşması kim ne derse desin ABD yönetimince engellendi. Askeri vesayete son verdik diyenler şimdi yeni bir vesayete pupa yelken gidiyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na suikast düzenleneceği söyleniyor. Felaket tellallığı yapmak istemiyorum ama 10 Şubat 2015 Salı günü partisinin TBMM Grup toplantısında çeşitli konularda değerlendirmelerde bulunan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, “ İnönü çıkıp ‘şartlar olgunlaştığında ihtilal meşru bir hak olur’ demişti. “ sözlerinde olduğu gibi yeni bir kaosa neden olabilecek bir süreç ülkemizi yutmak için girdap gibi önümüzde duruyor. Sebep olanlar utansın!

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir