KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Güvenlik Sorunları Kapsamında Başkanlık Sistemi Tartışmaları: Nihat Ali Özcan’a Eleştiri

Güvenlik Sorunları Kapsamında Başkanlık Sistemi Tartışmaları: Nihat Ali Özcan’a Eleştiri

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 8 dk okuma süresi
380 0

Güvenlik Sorunları Kapsamında Başkanlık Sistemi Tartışmaları: Nihat Ali Özcan’a Eleştiri
emrah kaya
Nihat Ali Özcan, bugün Milliyet gazetesindeki köşesinde “Güvenlik Sorunları Gölgesinde Başkanlık Tartışmaları” başlıklı bir yazı kaleme almıştır. Yazısında Türkiye’nin terörle mücadele sürecinde müttefikleri tarafından yalnız bırakıldığını belirtmiş ve PKK/PYD’nin Türkiye’nin müttefikleri tarafından beslendiğinin altını çizmiştir. DAEŞ konusunda ise Türkiye’nin müttefikleri ile sıkıntılı bir süreç geçirdiğini belirterek bu gelişmelerin dikkatleri dağıtan başkanlık sisteminin de tartışıldığı bir dönemde yaşandığı tespitinde bulunmuştur. Özcan’a göre güvenlik sorunlarının yaşandığı böyle bir dönemde siyasi karar alıcıları tarafından yapılması gerekenin devlet kurumları arasında birliğin sağlanması gerektiğidir. Bu kapsamda terörle mücadelenin sürdüğü bölgelerde hayatın normalleştirilmesinin ve doğru devlet kurumlarının doğru zamanda koordineli olarak hamleler yapmasının ise başkanlık sistemiyle mümkün ve somut sonuçlar alınabileceğini iddia etmiştir. Peki, bu tespitler ve iddialar ne kadar doğruluk payına sahiptir?

İlk olarak Türkiye Cumhuriyetinin terörle mücadele de müttefikleri tarafından yalnız bırakıldığı bir gerçektir. Bu duruma karşı gerekli adım ise ciddi bir devlet olmanın bilinciyle Kayseri Pazarlığından uzak bir şekilde hareket etmekten geçer. Eğer ki müttefikleriniz sizi terörle mücadele konusunda yalnız bırakıyorsa sizde göçmenlerden tutunda İncirlik üssüne kadar birçok konuda müttefiklerinizi köşeye sıkıştırabilirsiniz. Bu noktada iki örnek daha anlaşılır olacaktır. İlk olarak Türkiye göçmen kartını vizesiz AB yerine terörle mücadelede destek temini için kullansaydı şu anda Ortadoğu’da durum daha farklı olabilirdir. Çünkü Merkel’in 6 ayda defalarca Türkiye’ye gelmesi AB’nin göçmen korkusunun bir kanıtıdır. İkinci olarak 1999-2002 yılları arasındaki koalisyon döneminde Ecevit, Rusya ile anlaşarak Rusların PKK’ya destek vermesini engellemiştir. Türkiye’nin bu dönem Ruslara karşı oynadığı kart Çeçenlerdi. Aynı dönem İran’a karşı ise Güney Azerbaycan’da yaşayan Türkleri koz olarak kullanılmıştı. Bunun neticesinde Türkiye terörle mücadele sırasında bu ülkelerin PKK’yı desteklemesini engelleyerek PKK’nın güçlenmemesi için gerekli tedbirleri almıştır.

İkinci olarak yapılması gerekilen tespit, 13 yıllık AKP iktidarı döneminde idari yönetimin büyük bir kısmının bu partinin kontrolüne geçtiği ve atamaların/tasfiyelerin bu partinin oluşturduğu hükümetler tarafından yapıldığıdır. Bu noktada devlet yönetimi sürecinde güvenlik konularında atılacak adımlarda bir uyumun ve gayret birliğinin olduğu aşikardır. Örnek olarak bu gün Türkiye’nin siyasi karar alıcılarının da dile getirdiği gibi terörle mücadele sürecinde TSK-Emniyet-MİT mensupları ortak şekilde hareket etmektedir.

Üçüncü olarak Özcan, PKK’nın bitirilmesi için terörle mücadele sürecinde devlet kurumları arasında koordinasyonun hayati bir önem arz ettiğinin altını çizmiştir. Bu doğru bir tespit olmakla birlikte Özcan, kurumlar arası birlikteliğin sağlanması için başkanlık sisteminin önemini vurgulamıştır. Ancak ilk öncelikle terörle mücadele uzun bir süreç gerektirmektedir. Yani başkanlık sistemi gelse bile terörle mücadele uzun yıllar alabilir. İkinci Türkiye’nin terörle mücadele tarihine bakacak olursak 1998-2002 yılları arasında PKK terörü bitirilme noktasında getirilmiştir. Ancak Türkiye’de iktidar değişikliğiyle yaşanan politika değişikliği, PKK’nın sınır ötesine çekilmesi ve terörist başı Öcalan’ın yakalanmasının getirdiği rehavet PKK’ya tekrardan canlanma imkanı sağlamıştır. Yani geçmişte parlamenter sistem içinde başarıldığı gibi Türkiye Cumhuriyeti tekrardan PKK’yı çökertebilir.

Dördüncü olarak PKK’nın bağımsızlığa giden yol haritası ile başkanlık sistemi arasındaki ilişki bu sistemin neden Türkiye’nin bölünmesi önünde bir engel olamayacağının kanıtıdır. Başkanlık sistemi genel olarak federal devletlerde uygulanmaktadır. Birçok uzmanın yaptığı incelemeye göre federal sistem olmadan başkanlık sistemi yeterli verimi gösteremez ve sağlık sonuç alınması önünde engel olabilir. Bu nedenle bir ülkede başkanlık sistemi uygulansa bile federal bir yapının olmaması ülkeyi zamanla federal yapıya doğru iter. PKK’nın ise dört maddelik bağımsızlık yol haritasının üçüncü aşaması özerkliktir. Bu noktada Türkiye zamanla federal bir yapıya geçiş yaparsa bölünmesi önündeki engeller kalkmış olur. Ayrıca bugün dünya üzerinde başkanlık sisteminin uygulandığı ülkelerde güvenlik tamamıyla sağlandığını iddia etmek büyük bir yanlıştır. Örnek olarak Latin Amerika ülkeleri başkanlık sistemiyle yönetilmesine rağmen güvenlik konusunda dünyanın en sorunlu bölgelerinin başında gelmektedir.

Son olarak Cumhurbaşkanı, hükümet ve iktidar partisi muhalefeti başkanlık konusundaki tavırları nedeniyle eleştirmektedir. Ancak Milliyet Gazetesinde yayımlanan İmralı Zabıtları incelendiğinde terörist başı Öcalan’ın Çözüm Sürecinde dile getirdiği “Recep Tayyip’in başkanlığını destekleriz” sözleri ve dışarıya sızan ses kayıtlarına göre Öcalan’ın “Benim mektuplarımda yeni anayasa var. … Sadece benim mektuplarımda bununla ilgili 40 tane madde var” sözleri CHP ile MHP’ye yeni anayasa ve başkanlık konusunda mesafeli durmalarında büyük bir haklılık payı kazandırmaktadır.

Velhasıl kelam güvenlik sorunları üzerinden başkanlık sisteminin gerekliliğini tartışmak yanlıştır. Bu noktada başkanlık sisteminin sınıfta kaldığı dile getirilebilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi karar alıcıları hangi konuya hayati değerde önem veriyorlarsa onu tartışmaya ve o konu üzerinde enerji harcamaya devam etsinler. Eğer mevzu terörün bitirilmesiyse bu parlamenter sistem içinde geçmişte olduğu gibi tekrardan başarılabilir. Ancak amaç başkanlık sistemini getirmek için terörü bahane olarak kullanmaksa Doğu ve Güneydoğu’da şehit olan gençlerimizin intikamını Türk Milleti yakın bir zamanda bu suça ortak olanlardan alacaktır.

Amerika Araştırmaları ve Terör Uzmanı Emrah Kaya/ Kafkassam
Facebook- Twitter: @emrhky0407

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir