KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Etem Coşkundan Meraklısına: Bir Esrarengiz adem: NURİ KESTANE

Etem Coşkundan Meraklısına: Bir Esrarengiz adem: NURİ KESTANE

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 4 dk okuma süresi
406 0

Kitap Meraklılığından , severliğinden ziyade bir ” Bibliyofil ” hatta Selülozman.
1931 İzmir doğumlu, ancak ömrünün çoğu Ankara’da geçmiş. Ankara Numune Hastanesi Kütüphane memurluğun mütekaid olduğu rivayet edilir. Hakkında hiç kimsenin kat’i malumatı olmayan bir esrar-engiz adam.
Bütün mesaisi kitap toplamak. Kitabın her nev’inden, Plak, Resim, dergi ne bulursa satın alırdı. Anladığından değil, o bir selüzman, selüloza mütealik ne varsa alma hastası idi.
Aldığı Kitap türleri ;
İrlanda’da İnekçilik, Bavyera’da Madencilik, ANPRJ Telsiz bakım Talimatı, Hava Bombardımanlarında pasif Korunma, Şifalı Bitkiler ve Emraz, Güzellik Otları, Yem Bitkileri vs. kitapların yanında Servet-i Fünun cildleri Yeni Mecmua, Salname-i Devlet-i Aliye vs aklına ne gelirse.
Zât-ı muhterem bana Eski Ankara’yı anlatırdı küsmeden önce.
Gençlik Park’ı bataklık çayırında çember çevirdiğini, Karaoğlan Çarşısını, Millet Bahçesini, Ulus’taki büyük İş Bankası Kumbarasını .
Evinin dışında yemek yediğine şahid olan yok gibidir, çay içmez, ekmeğini haftalık alır bayatlattıktan sonra yer. Pırasayı vitamini kaçmasın diye dişi ile ısırarak doğrar, bol sarmısak tüketirdi.
86 yaşındaki bu zat herhalde 45 Kg civarında olmalı idi.Zayıf bir deri bir kemik. ( Hababam Sınıfı’nın Kül Yutmaz’ı bunun yanında Yahya kemal.)
Rahmetli Turgut Baba bu zat için :
Kemiklerinin içi hava ile dolu, bunda ilik yok, kuşlar gibi yaşıyor derdi.
Yaz kış gömlek ile dolaşırdı. Hatırladığım kadarıyla 1990 larda Kısa bir pardesüsü vardı ancak onun da yırtmacını kendi eli ile teğellemiş, neden diktin diye sordum : Soğuk hava girmesin diye demişti.
Bir garip adem.
1974 Kıbrıs Barış harekâtı esnasında iki çuval Yeşil sabun almış, hâlâ onu kullandığını söylerdi. Bulaşıkları ve çamaşırlarını kat’iyyen deterjanla yıkamaz sabunla yıkar, bir temizlik hastası idi aynı zamanda.
Bir gün kendisine verilen bir mandalinayı lavaboda köpükler içerisinde yıkadığını gördüm. Evinin anahtarlarını, bazı kirli banknotları yıkar, yıkadığı ellerinden yalnız birisini kullanır kirlenmesin diye. Bu özelliğinden dolayı çoğu kimse onu çolak zannederdi hatta Çolak Nuri namıyla şöhret-şiardı.
Bekardı. Yalnız yaşadığı evinin bütün odaları, banyosuna kadar kitap poşetleri ile dolu olduğunu söylerdi. Aldığı kitap poşetlerinin ağzını sıkısıkya bağlar bir daha açılmamak üzere evdeki yerine istif edilirdi.
Bir gün sordum Nuri Bey niçin bunların ağızlarını bu kadar sıkı bağlıyorsun, nasıl olsa evde çıkarıp okuyacaksın. Dedim. Hayır dedi onları açmam, açarsam içerisine toz girer.
Bir gün Servet-i Fünun cildlerine alıcı oldu. İyi de sen Osmanlıca bilmezsin Nuri Bey ne yapacaksın bunları ? Dedim :
— İlerki yıllarda öğrenirim dediğinde 80 yaşında idi.
Televizyon kullanmaz, radyo dinler.
Kimseye kitap satmaz, vermez, okumaz. Okuduğu kitaplar sağlıklı ve uzun yaşam üzerine idi , galiba ecel-i müsemmadan haberi yoktu, teslim-i rûh eylediği komşuları tarafından üç gün sonra ve tefessüh etmiş bir halde bulunmuş.
Allah taksirâtını affetsin.

Etem Coşkun

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir