KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Esad Erdoğan ve Putin’i Şam’da namaza bekliyor

Esad Erdoğan ve Putin’i Şam’da namaza bekliyor

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 7 dk okuma süresi
382 1

Mısır ve Suriye’de Müslüman Kardeşleri bitiren politikalara imza atan devlete sızmış paralel yapı, siyasi iradeye Şam Emevi Camiinde namaz kılma söylemini dikte ettiğinde Suriye rejiminin bu denli uzun süre ayakta kalabileceğine (ben dahil) kimse ihtimal vermiyordu. Türkiye’nin kuruluşundan itibaren kendisinden koparılan topraklar üzerinde Fransız ve İngiliz mandası kukla bir devletten haz etmediği biliniyor. Mustafa Kemal Paşa’nın sağlığında Hatay’ın Türk topraklarına katılması için yürütülen faaliyetler bu rahatsızlığın dışa vurumundan başka bir şey değildi. Hatta 12 Eylül askeri yönetiminin Suriye İhvanına verdiği destek, liderlerinin Türkiye’de konuk edilmesi, Yalova civarında kurulan askeri kamplarda Suriye İhvan mensuplarının eğitilmesi, Türkiye’nin Suriye’ye bakış açısını ortaya koyuyordu.

Ancak Türkiye bu politikalarını bölgenin hassasiyetini ve çıkarlarını göz önünde bulundurarak sürdürdüğünden küresel sömürgeci odakların Ortadoğu enerji kaynaklarına çökme planlarına hizmet etmek gibi bir amaçtan söz edilemezdi. Aslında Türkiye özellikle ABDnin Suriye’ye askeri müdahalede bulunma telkinlerine kulak tıkadı. Baskıları göğüslemek için mülteci kartına oynadı. Sınırlarını açtı ve Suriye halkının büyük bir çoğunluğunun kanlı iç savaşta telef olmasını önledi. Ancak ABDnin dayatmasıyla muhalif gruplara bazı destek ünitelerini ulaştırdı. Muhalifleri Özgür Suriye Ordusu bünyesinde eğit donat programlarına dâhil etti. NATO’dan müttefiki ABDnin Ortadoğu’da Türkiye’nin önünü kesebileceğine ihtimal verilmediğinden belki ölçüsüz hareket edildi. ABDnin Türk devletine sızdırdığı FETÖcü yapının Suriye’de konuşlu Rus uçaklarına yönelik angajman kurallarıyla müdahalesi Türk-Rus savaşını tehlikesini doğurunca, devletin gerçek sahipleri kartları yeniden kardı.

Şimdi Türkiye Suriye politikasını yeniden gözden geçiriyor. Hiçbir şey eskisi olmayacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Suriye konusunu görüşmek üzere Rusya ile içinde asker, diplomat ve istihbarat yetkililerinin yer aldığı karşılıklı bir heyet oluşturulduğunu ve heyetlerin görüşmelere başlayacağını söylemesi bunun göstergesi. Nitekim Rusya Federasyon Konseyi Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkan Yardımcısı Frants Klintseviç, Türkiye ile Rusya’nın Suriye’de çözüm için kuracağı mekanizmanın iyi sonuçlar vereceğini ifade ediyor. Yine Erdoğan’ın, “Moskova’dan sonra ikinci bir hamle olacak, bu hamlenin boyutu orada çerçevesi çizilecek olan duruma bakarak oluşturulacak” sözleri bu sürecin başladığının en büyük delili. Başbakan Binali Yıldırım, “Nasıl Rusya ile işleri tekrar rayına soktuysak, Suriye’de de bölgedeki diğer ülkelerde de çok daha güzel gelişmeleri inşallah yaşayacağız” derken hiç şüphesiz bunları bilerek konuşuyor. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın yaptığı açıklamada, “Rusya ile birlikte terörizme karşı mücadele konusunda uzlaşmamız var. Bu uzlaşmada Kürt militanlar ve IŞİDde var” dedi. (Bkz. http://rudaw.net/turkish/middleeast/10082016)

Değişimin başka habercileri de var. İran Şura Meclisinde Milli Güvenlik ve Dış Politika Komitesi Başkanı Alauddin Brojerdi (Alaaddin Burucerdi); Türkiye’nin Suriye konusunda politikasını düzeltme zamanı geldiğini belirtti. (Bkz. http://sana.sy/tr/?p=82835) Ayrıca Lübnan Hizbullah Hareketi Yürütme Kurulu Başkanı Haşim Safiyuddin’in: “Türkiye’de meydana gelen olaylar ve Avrupa’da yaşanan gelişmelerin hepsi, kuşkusuz bazı değişimleri de beraberinde getirecektir ve Türkiye’nin bazı durum ve konularda esneklik göstermesi muhtemeldir” ifadesi Rusya ve Türkiye görüşmelerinin Hizbullah penceresinden bir açıklaması değil mi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin ile Saint Petersburg’da yaptığı görüşme Suriye’de yakından takibinde. Suriye’nin önemli isimlerinden emekli General ve Askeri Uzman Heysem Hassun, muhaliflerin Halep kentinin doğusunda yeni bir kanal açmak için Amerika ve Siyonist rejim ile işbirliği yaptığını belirtirken ABD ve İsrail’le birlikte Türkiye’den söz etmemesi dikkat çekici. Bu durum Suriye’nin Türkiye’ye yönelik yeni politikasının parametresi denilebilir. (Bkz. http://www.suriyegercekleri.com/2016/08/10/amerika-ve-israil-halepin-dogusunda-teroristlere-yeni-bir-kanal-acmak-icin-yardim-ediyor/)

Suriye’nin imarı Türkiye’ye verildi. Hiç şüphesiz olmasın Türkiye, iç savaşın yakıp yıktığı yerle bir ettiği Suriye’yi yeniden imar etmenin hazırlıklarına çoktan başladı bile. T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı – AFAD, TOKİ ve diğer ilgili kurumlar proje oluşturmak için gerekli talimatı çoktan almışlardır. Ancak tüm bunlardan önce yapılması gereken Suriye’de iç savaşın bir an önce sonlandırılması. Türkiye kendi kontrolü dışındaki ABD destekli muhalif grupların ve hatta terör örgütü PKKnın Suriye kolu ilan edilen PYDnin Suriye’nin istikrarını bozacak her türlü faaliyetlerini en sert şekilde sonlandırma ve cezalandırma yöntemine başvurmaktan çekinmeyecektir. Aylar evvel Suriye’de meskûn Türkmen nüfusun büyük bir bölümünün, Esad kontrolündeki Lazkiye civarına göç etmesi bu yeni dönemde Türkiye’nin üstleneceği rolü gösteriyor.

İronik gerçek Beşar Esad; Erdoğan ve Putin’i Şam Emevi Caminde namaza bekliyor! Ama bir dost gibi bekliyor. Diyeceksiniz ki Erdoğan’ı anladık ama Putin nereden çıktı? Geçtiğimiz yıl Rus İnterfax haber ajansına dayandırılan habere göre, Putin’in Türkolog olan Basın Sözcüsü Dmitri Peskov, Putin’in Müslümanlığı seçtiğini belirtmişti. Hatta Çeçenistan’ın Rusya yanlısı Cumhurbaşkanı Ramazan Kadirov, Twitter üzerinden yayınladığı mesajında Putin’in ‘kafirlere ve münafıklara karşı cihat ilan edeceğini’ öne sürmüştü. (Bkz. http://fikrikadim.com/2015/03/13/putin-musluman-oldu-kanada-iside-asker-topluyor/)

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

1 Yorum

  1. Hüseyin Ertaş - -

    Güzel yazı.
    Putin de Erdoğan da “Bırak böyle kalalım, bir dargın bir barışık, Nasıl olsa dünyada bütün işler karışık” şarkısını söylüyorlar anlaşılan. Esed de sahne gerisinde prova yapıyor, yakında o da katılır koroya.

    Ama Putin’in müslümanlığı zamanında Mısır’ı işgal etmiş Napolyon’un müslümanlığına benzemesin. Irak halkı Putin’i peygamber soyuna filan dayandırdıkları haberi gelmişti geçen aylarda.

    Ah biz Ortadoğulular. Kendi zihnimizin tuzaklarına önce kendimiz düşer sonra döner kendimizi alkışlarız. İşimize gelen her yalana inanmakta üstümüze yoktur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir