KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Erdoğan’ın Referandum zaferi Avrupa ve ABD’yi salladı!

Erdoğan’ın Referandum zaferi Avrupa ve ABD’yi salladı!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 7 dk okuma süresi
327 0

Dış basını taramanın en önemli kazanımlarından birisi yabancıların sizi nasıl değerlendirdiğini çok iyi görebilmeniz. Türkiye’deki tartışmalara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, referandumdan başarıyla ve zaferiyle çıkması, Avrupa’ya Amerika’ya dert oldu. Referandum sonrası Avrupa başkentlerinde ve ABD’de Türkiye’ye yönelik askeri, siyasi ve ekonomik müdahale iddialarının gündem geldiği bir ortamda, ABD’nin başkenti Washington DC’de bir takım görüşmeler gerçekleştiren Türkiye Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in, “Türkiye her anlamda evrensel değerlere ve hukukun üstünlüğüne bağlıydı, bağlı olmaya da devam edecektir. Aynı şekilde Batı’nın bir parçası olmaya da devam edeceğiz. AB’nin Türkiye’ye, Türkiye’nin de AB’ye ihtiyacı var” sözleri, bu tür girişimleri boşa çıkarabilecek türden diplomatik atraksiyon. (Bkz. https://tr.sputniknews.com/turkiye/201704211028170334-simsek-washington-batinin-bir-parcasi-olmaya-devam-edecegiz/ )

Mehmet Şimşek neden böyle bir açıklama yapmış olabilir hiç düşündünüz mü? Mehmet Şimşek’in temaslarda bulunduğu süreçte New York Times’te Türkiye’deki referandum sonuçlarını değerlendirilen bir haber yayınladı. “Türkiye’de demokrasi kaybetti” başlıklı yazıda NATO’nun Türkiye’ye müdahale etmesi gerektiği vurgulandı. NATO’yu Türkiye’ye müdahale etmeye çağıran, Trump’ın Erdoğan’ı aramasını da “şok edici derecede yanlış bir karşılık” olarak yorumlanan makalede “Bu referandum, Erdoğan’ın uzun bir zamandır Türkiye’nin parlamenter sistemini güçlü bir başkanlıkla değiştirme çabasının da başarıya ulaştığı anlamına geliyor. Her ne kadar Türkiye, NATO’nun hayati bir üyesi olsa da demokratik değerler üzerine inşa edilen bu ittifak içerisinde giderek ayrışan bir üyeye dönüşüyor. Erdoğan, Avrupa ve Amerika ile çatışmaya girdi, Batı karşıtı düşmanlıkları ateşledi ve Rusya ile flört etmeye başladı. NATO ülkeleri, Erdoğan’ın otokratik eğilimlerini kontrol altına almak için ellerinden gelen her şeyi yaparken, Türkiye’de demokrasi savunucularına da cesaret vermelidir.” denilmişti. (Bkz. http://www.internethaber.com/nato-turkiyeye-mudahale-etsin-fatih-portakal-bile-1770996h.htm )

New York Times’’ın bu tür iddia ve yorumlarına Trump yönetiminin kulak vermesini beklemiyorum. Çünkü adı geçen Amerikan mevkutesi, Barack Obama ve Demokratik Parti destekçisi olarak tanınır. Dolayısıyla gazetenin bu çizgisi Trump’ın Türkiye’ye bakışını olumsuz etkilemez, etkilemeyeceği de ortada çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump 16-17 Mayıs tarihleri arasında Washington’da görüşecekler. Muhtemelen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in açıklamaları New York Times’te ve diğer ABD gazetelerinde yer alan bu tür mesnetsiz iddia ve teklifleri boşa çıkarmaya yöneliktir, güven tazelemektir.

New York Times’ın; ‘NATO, referandum bahanesiyle Türkiye’yi işgal etmelidir’ gibi akıldışı çağrısına Avrupa’da destek verebilecek bir çok yayın organı mevcut. Örneğin Londra merkezli Politics First dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Yunan (Grek) asıllı Marcus Papadopoulos, “anayasa değişikliği referandumunun ardından Türkiye için Avrupa Birliği (AB) yolunun kapandığını ve Avrupa’da birçok kişinin bundan memnun olduğunu, referandumdan sonra Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin daha gergin bir hâl aldığını, yüzbinlerce Türk’ün AB ülkelerine göç etmesi ve kendi kültürlerini Avrupa’ya taşımasının birçok Avrupalı tarafından bir kâbus olarak kabul edildiğini” savunuyor. Şimdi onlara gün doğdu. (Bkz. https://tr.sputniknews.com/turkiye/201704191028150634-referandumun-ardindan-turkiye-icin-ab-yolu-kapandi/ )

AB resmi olarak hala üyelik adayı olan bir ülkeyle ilişkileri nasıl düzenleyeceği ikilemiyle karşı karşıya. Bazı yorumcular sinir krizinin eşiğindeki bir ülkeye son derece dikkatli yaklaşılması gerektiği uyarısında bulunurken, diğerleri Türkiye’nin NATO üyeliğinin bile sorgulanması gerektiği görüşünde. Almanya’nın kamu televizyonu ARD’nin anketine göre Almanların üçte ikisi Türkiye ile AB üyelik müzakerelerinin kesilmesini, çifte vatandaşlığınsa kaldırılmasını istiyor. Türkiye’de anayasa değişikliğinin kabul edilmesinin ardından, New York Times’ın NATO referandum bahanesiyle Türkiye’yi işgal etmeli gibi çağrısından fazlaca etkilendiği anlaşılan, Almanya’da Liberal-muhafazakâr çizgide yayın yapan Cicero dergisine göre mesele AB katılım müzakerelerinin sonlandırılmasından öte, Erdoğan yönetiminde bir Türkiye’nin NATO’da kalıp kalmayacağı. Yine Yunanistan’da muhafazakâr Kathimerini gazetesinin İngilizce baskısında, “Yunanistan ve bütün AB şimdi Türkiye’ye karşı tetikte olmalı” analizi yer alıyor. (Bkz. https://www.eurotopics.net/tr/177769/ab-tuerkiye-iliskileri-bundan-sonra-ne-olacak?zitat=177873#zitat177873 )

Avrupa ve Amerika’da, Türkiye’ye karşı estirilen bu sert rüzgârlara rağmen, Türk halkının içini ısıtan destek mesajları da dünyanın dört bir yanından kamuoyuyla paylaşılıyor. Beyrut’taki Saint Joseph Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörlüğü yapan Jana Jabbour, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Arap dünyasında da “Reis” olarak görüldüğünü belirtiyor. (Bkz. http://www.haber7.com/ortadogu/haber/2312285-erdogan-araplarin-da-reisi ) Tunus Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi’de; Türkiye’nin yönetim sistemindeki değişikliğe ilişkin, “Türkiye bağımsız bir devlet ve kendi modelini benimsemekte sonuna kadar özgür. Türklerin kendilerine özgü bir İslam algısı ve kendi toplumsal gerçeklikleri var. Biz sadece onların deneyimlerinden faydalanabiliriz.” açıklamasında bulunuyor. Bence Gannuşi üstada yakışan bilgece bir değerlendirme. (Bkz. http://eurasiadiary.com/tr/news/world/131135-nahda-hareketi-lideri-gannusiden-referandum-aciklamasi )

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir