KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Bunun Adı Bal Gibi de ‘BOP Darbesi’dir!

Bunun Adı Bal Gibi de ‘BOP Darbesi’dir!

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 7 dk okuma süresi
372 0

Bunun Adı Bal Gibi de ‘BOP Darbesi’dir!
mse
Çünkü daha önceki yazımda “Jeopolitik Darbe” olarak nitelendirdiğim bu darbenin temel gerekçelerini oluşturan “Büyük Ortadoğu Projesi” (BOP) olanca hızıyla devam ediyor ve “15 Temmuz İhaneti” de bunun bir göstergesi.
Hedef, Sykes-Picot’nun yüzüncü yılında Amerikan Ortadoğu’suna direnen Türkiye’nin direncini, bu direncin belkemiğini oluşturan “adres-adresler” üzerinden kırmak. Dolayısıyla, bundan 100 yıl önce İngiliz Ortadoğu’sunun önündeki en büyük engel olan Türkiye bir kez daha emperyal güçlerin hedefi konumunda ve dolaylı bir işgal tehdidi ile karşı karşıya.
Yani, Suriye ve Irak krizleri üzerinden Yeni Ortadoğu’yu, bu bağlamda dayattıkları ve “en Batı yanlısı devlet” olarak nitelendirdikleri “Kürt Devleti”ni bir an önce hayata geçirmeye çalışan ABD’ye ve diğer Batılı güçlere karşı hem ülke içinde hem de dışında başarılı operasyonları ile cevap veren, dış politikada normalleşme sürecini hızlı bir şekilde tatbike başlayan Türkiye adeta felç edilmek isteniliyor.
Bu kapsamda Türkiye’nin sinir uçlarını hedef alan ve güvenlik güçlerini karşı karşıya getiren bir senaryonun hayata geçirilmeye çalışılması oldukça dikkat çekici. Daha önceki darbelerde olmayan şeylerin yaşanması bunun en temel ispatı. Özellikle de Güneydoğu Anadolu bölgesinde PKK terör örgütüne karşı etkin ve ortak bir mücadele içerisinde olan ve adeta destan yazan Türk Silahlı Kuvvetleri ile polisin karşı karşıya getirilmek istenilmesi ve emniyete ait yerlerin hedef alınması nasıl büyük bir oyun ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Dolayısıyla bu darbenin en önemli hedeflerinden birinin de ne olduğu ortaya çıkıyor: Türkiye’deki kurumlar arasına kan davası sokmak ve böylece ülke güvenliğini zafiyete uğratmak.
Daha da vahimi, bu başarısız darbe sürecinde ordu ile halk karşı karşıya getirilmek istenildi. Hedef ülkede bir iç savaştı. Eğer darbe başarılı olsaydı, asıl darbe Türkiye’ye işte o zaman indirilmiş olacaktı. Arap Baharı sürecinde yaşananlar göz önüne getirildiğinde bunun ne anlama geldiği daha net anlaşılacaktır.
Burada meselenin Rusya boyutunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Bu darbe, yukarıda da kısmen değinildiği üzere, Türkiye’nin dış politikada yürüttüğü normalleşme sürecinden duyulan rahatsızlığın bir sonucudur.
Darbeden bir gün önce Türkiye’ye gelen ve darbe günü ülkesine dönen, Ankara’da önemli görüşmeler gerçekleştiren, Türk-Rus ilişkilerinde ABD-NATO faktörüne dikkati çeken, Avrasya Birliği’ni yeni adres olarak işaret eden ve bu doğrultuda “bir takım öneriler” getiren Putin’in özel temilscisi Dugin’e, dolayısıyla da Rusya’ya verilen bir mesajdır.
Pek çok kimse bu ziyaretin farkında değil ama anlaşılan farkında olanlar bundan fazlasıyla rahatsız olmuşa benziyorlar. Darbe sonrası Rusya Devlet Başkanı Putin’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdiği destek mesajı ve darbe karşısındaki duruşu bu hassasiyeti ortaya koyması açısından önemli. Dolayısıyla sorun-kavga yerel değil, küresel. Darbenin bu kadar yıkıcı olmasının nedeni de bu. “İstanbul’un Doğusundaki Oyun” daha da hız kazanmış durumda…

Ralph Peters Bir Kez Daha Devrede!

Darbe girişimini “Türkiye’nin son umudu” olarak nitelendiren Emekli yarbay Ralph Peters’ın Fox News TV kanalında sarf ettiği ve darbe girişimi sonrasında yazısında kullandığı şu ifadeler önemli: “Türkiye’de darbe başarılı olsaydı, İslamcılar kaybedecek, biz kazanacaktık.” “Durum çok net. Bu darbe, Türkiye’nin İslami bir diktatörlük olmaktan kurtulması için son şansıdır. Sakın hata yapmalım. Bu darbede rol alanlar iyi adamlar.” “Umutsuz ve kötü planlanmış darbe başarısızlığa uğradı. İşte şimdi karanlık geliyor.”
Türkiye’de büyük bir tepkiye yol açan bu ifadelerin sahibi olan Ralph Peters, Fox News’in siyasi analisti olarak takdim edildi. Adeta sıradan bir analizciymiş gibi kendisi ve yazısı piyasaya sunuldu. Oysa bu kişi, ismi Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile müsemma olan birisiydi.
1863’ten bu yana yayınını devam ettiren Amerikan Silahlı Kuvvetler Dergisi’nde (American Armed Forces Journal) Haziran 2006’da “Kanlı Sınırlar” başlıklı makalesi yayımlanan Peters, neo-con’ların en önemli düşünce kuruluşlarından biri olan Washington Enterprise Enstitüsü’nde stratejist.
Eski ABD Başkanı Bill Clinton’un danışmanlığını da yapan Peters, “Demokrasiyi yaymak ve terörizmin kökünü kurutmak için Ortadoğu’nun sınırlarının yeniden belirlenmesi gerekiyor” çağrısında bulunurken Türkiye’yi de kaybeden ülkeler arasında sıralayan bir isim.
Makalesinde yer alan BOP haritası ile projeye yeni bir boyut getirmeye çalışan Peters, o haritada Türkiye’yi bölmekte, topraklarının bir kısmını Ermenistan’a, diğer bir kısmını ise “Bulgaristan’dan Japonya’ya uzanan coğrafyanın en Batı yanlısı ülkesi” olarak tanımladığı “Özgür Kürdistan”a bırakmaktaydı.
İşte bu isim başarısız darbe girişimi sonrası ağıtlar yakıyor ve bu ağıtlarıyla darbenin BOP boyutunu-ilişkisini adeta ifşa ediyor. Darbe sevici bu isim, aynı zamanda Amerika’nın demokrasi anlayışını da tüm dünyaya ilan etmiş oluyor.
Evet, Peters daha çok ağıtlar yakar. Türk milletini tanımadığı ortada!
Ona son sözüm: Mr. Peters, Kâğıt üzerinde hayali sınırlar çizmek kolay. Sıkıysa buraya gel ve o haritayı Kızılay Meydanı’nda çiz. Bakalım ortaya nasıl bir harita çıkacak!
Mehmet Seyfettin Erol

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir