Kıymetli arkadaşlar
Yine Yüce İslam dini adına son zamanlarda buyurgan edalarıyla ahkam kesen bazı zevata rast geliyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın dahi tepkisini çeken bu söylemleri bu zevat hangi hak ve anlayışla İslam adına dillendiriyor!?
Bunların güya hamasetle beyan ettikleri ifadeleri ancak kendilerini bağlar. Bunların İslamın evrensel mesajını anlama çabaları yok. Zira İslamın evrensel mesajında ayrışma yok, Celaleddin Ruminin anlatmaya çalıştığı gibi bütün insanlığı kucaklama var. Şimdi biz toplum olarak Mevlana, Ahi Evran, Haci Bektaş, Yunus Emre gibi Hak erlerinin mesajını bırakıpta, dini istismar ettiğinin farkında bile olmayan mübtezellere mi yol vereceğiz? Gerek Diyanet gerekse İlahiyat hocalarımıza büyük sorumluluk ve vebal düştüğünün hepimiz farkındayız. Ancak meydanı boş bırakmamak gerekir. Aksi takdirde meydan din adına buyruk bir tavırla ahkam kesen kara ve kaba softalara kalır. Bunların dine davet yerine ancak dinden ürküttüğü müşahede edilmektedir. Ateizm, deizm arayışının sebebi kendi arkaik düşüncesini İslam adına din diye pazarlamaktan kaynaklanır. Vahim olanı tevazu görünümü ve hamaset gösterisi altında İslam adına buyurgan edalarıyla bu ham softaların çok itici tavırlarına rağmen kaba ve çirkin yorumlarının müşteri bulmasıdır. Bu insanlardan çağdaş/güncel bir din tebliği çıkmadığı gibi İslamın evrensel mesajının önünde kara delikler gibi duruyorlar.
Biz bunları İslamdan tezkiye etmekle sorunların bitmeyeceği açıktır. Asıl yapılması gereken büyük bir duyarlılık ve öz güvenle İslam fıkhının, öncelikle muamelat hukukunun güncellenmesidir.
İtikadi olarak da şunu hatırlatmak isterim.
İman hepsinden önce kalben tasdik işidir. Kimin iman sahibi olduğunu en iyi Allah bilir. Bugün Türkiye’de bir iman küfür savaşı yok. Din üzerinden egemenlik kurma kavgası ve ayrıştırma çabası var. Diyanet olarak İslam adına verilen mesajda bütün halkımızı ve insanlığı kuşatmak zorundayız.
Dr. Bünyamin Okumuş