KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Bugün 26 Mayıs 1960 yarın günlerden ne?

Bugün 26 Mayıs 1960 yarın günlerden ne?

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 11 dk okuma süresi
381 0

Bugün 26 Mayıs 1960 yarın günlerden ne?

Parametre, bir ana kütleye ilişkin sayısal karakteristik, cebirsel eşitlikteki sabit terim, bazen değişken, bazen sabit olarak işlem gören büyüklük veya cebrî ifadede yer alan ve kıymeti istenildiği şekilde tespit edilebilen sayı, ara değer, muadil anlamında. Bu anlamda son darbe kalkışmasından sonra olağanüstü sürecin ne önemli parametresi AK Parti hükümetinin ilan ettiği Ordunun düzenlenmesine ilişkin Kanun Hükmünde Kararname. Türkiye’yi bekleyen gelecek bu parametre doğrultusunda şekillenecek. Kendimce önemli gördüğüm bazı önemli işaret fişeklerinden söz edeceğim. Darbe karşıtlığı her şeyden önce bir insani, yurttaşlık ve münevver aydın ya da entelektüel duruşun olmazsa olmazıdır.

Demokrasi ve hukuk devleti olmanın gerekliliğidir vs vs. Amacım kimseye demokrasi dersi vermek değil. Lakin yaşanılanlardan ders çıkarılmasını umuyorum. Bu bağlamda son tartışmaların önemi ortada. TSK’nın düzenlenmesine ilişkin Kanun Hükmünde Kararname eksenli tartışmalara hükümet kanadının katkısı, savunma psikozundan öte mi değil mi? siz karar verin. Başbakan Yıldırım, “Harp okullarının kapatıldığı doğru değil. Artık harp okullarına nasıl üniversiteden herkes girebiliyorsa, bütün liselerden herkes de harp okuluna girecek” diyor. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeniden yapılanması ile ilgili gelişmelerin, çok iyi hazırlanmış ana fikri ve ana çerçevesi çok iyi planlanmış bir çalışmanın sonucu olduğunu açıklıyor.

Muhalefet liderlerinin TSK düzenlemeleriyle ilgili rahatsızlıkları kamuyounun malûmu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet tarihinin en kanlı darbe girişiminin millet, TBMM, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, polis teşkilatı ve Silahlı Kuvvetler’deki Atatürkçülerle püskürtüldüğünü vurgulayarak hükümetin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin geleceğiyle ilgili Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarmasına tepki gösterdi ve “Kimse, darbe girişimini gerekçe gösterip, kendi siyasal amaçlarını gerçekleştirme peşinde koşmamalıdır” uyarısında bulundu. MHP genel başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısında “TSK ile ilgili adımlar aceleye getirilmiştir. Emir komuta sistemi bozulacaktır.” diyerek kendi cephesinin ikazını dillendirdi. Hatta HDP eş başkanı Selahaddin Demirtaş: yeni düzenlemeyi “Sadece orduyu değil, diğer partileri de Saray’a bağladılar.” sözleriyle eleştirdi.

Bunlar bir kenara, paralel yapı ile mücadelede Ak Parti iktidarının en büyük destekçisi Doğu Perinçek,” Ordunun yapısını bozanlar Türkiye’yi yönetemez!” çıkışıyla temellendirdiği zehir zemberek söylemindeki “AK Parti iktidarının çıkardığı Kararname, Türk Ordusunun ve Türkiye Cumhuriyetinin İstiklal Savaşı ile kurulan temelini ve Türk Milletinin bağımsızlığını hedef almaktadır. AK Parti iktidarı, ABD ve AB’nin Türk Ordusunu zayıflatma planını uygulamaktadır. Kararnamede öngörülen her şey, Soros’un ünlü TESEV programından kopyalanmıştır” ifadelerine ne demeli?

Perinçek’in; “Genel Kurmay Başkanlığı’na sesleniyoruz: Türk Ordusunun savaş yeteneğini tahrip eden bu uygulamalar karşısında sessiz kalamazsınız! Anayasa size Ordunun savaş yeteneğini güçlendirme görevini veriyor. Bugün sessiz kalırsanız, yarın görevinizi yapamaz ve asker şerefini koruyamazsınız! Türk milletine, özellikle AKP’ye oy veren vatandaşlarımıza sesleniyoruz: AKP iktidarının Ordunun yapısını bozan bu uygulamalarına karşı kararlı tavır almak, günün vatan görevidir. Orduya düşmanlığını açığa vuran Tayyip yönetimini sırtımızda taşıyamayız!” sözleri ilan edilmiş bir savaş değil mi?

CNN Türk’te Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan’ın sorularını cevaplayan genelkurmay eski başkanlarından İlker Başbuğ’un ‘turnikeden önceki son çıkışı’ haber veren konuşması çok önemli. İmkânı olan internetten dikkatle dinlesin izlesin ve yorumlasın. 15 Temmuz’u askeri darbe olarak değerlendirmediğini ifade eden Başbuğ, yaşananları “TSK’nın bir kısmını kullanarak dışarıdakilerin amaçlarını gerçekleştirmek için yapılan bir olaydır” diye niteledi. Bunun anlamı şu; askeri darbe böyle olmaz, oldu mu 27 Mayıs 1960 gibi olur, 12 Eylül 1980 gibi olur demek.

İlker Başbuğ, darbe girişiminin ardında Amerikan istihbaratı olduğunu, amacın TSK’yı güçsüzleştirmek olduğunu söylediği gibi hükümetin çıkardığı Kanun Hükmündeki Kararnameleri de eleştirdi, “Bu düzenlemeler büyük bir travma yaşayan orduyu daha da güçsüz kılar” dedi. Başbuğ’un “darbe girişiminin ardında Amerikan istihbaratı olduğunu, amacın TSK’yı güçsüzleştirmek olduğu” değerlendirmesi ile “hükümetin çıkardığı Kanun Hükmündeki Kararnamelerle yapılan düzenlemelerin büyük bir travma yaşayan orduyu daha da güçsüz kılar” görüşünü yan yana koyduğunuzda, peşi sıra okuduğunuzda ne anlarsınız?

Başbakan Binali Yıldırım’ın, telekonferans yöntemiyle meydanlarda ‘Demokrasi Nöbeti’ tutanlara seslenerek halkın darbecilerin oyununu bozduğunu, Türk ekonomisinin sapasağlam olduğunu ve halkın sokaklara sahip çıkmasını sürdürmesi çağrısına ne diyorsunuz? Bilincimizi aydınlatacak bir diğer işaret fişeği de Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın, 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerine ilişkin, “Yapılmayacak, bu yıl tören yok. Halkın içerisinde bu korku varken, ‘Geçit töreni yapacağız’ gibi şeyler bana göre gerekli değil.” açıklaması. Bu tören iptalinin perde arkasını merak ediyorsanız, yine aynı bakanın darbe girişiminden sonra 9’u general 311 askerin firari olduğunu sözlerini bir düşünün.

Aslında bu tören iptali devlet ricaline düzenlenmesi muhtemel suikast girişimlerini önlemeye yönelik bir tedbir. 27 Ekim 2004’te Başbakan Erdoğan’ın evine en yakın cami olan Aksa Camii’nin minaresine bir Fantom uçağını çarpmış, uçak bir süre yalpalamış ve düşmek üzereyken pilot uçağı toparlayarak geri döndürmüştü. Minareye çarpan Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreterliği konuyla ilgili yaptığı açıklamada, tören provaları esnasında pasaj geçişi yapan F-4 uçaklarından birinin Subayevleri Aksa Camii minaresine istem dışı temas ettiğini ileri sürmüştü. (Bkz. http://t24.com.tr/haber/jet-minareye-kasitli-mi-carpti-iddiasi,96633)

İster kriz deyin ister kaos deyin ne derseniz deyin işte o dediğiniz her an güncellenerek devam ediyor. Başbakan Yıldırım’ın, FETÖ’nün darbe girişimine ilişkin, “Tehlike bitmiştir denemez, bu yapı düşünüldüğünden çok daha derin bir yapıdır. Tamamen riskin ortadan kalkması biraz zaman alacaktır.” sözlerini bu bağlamda değerlendirmek gerekir. Nitekim darbe girişiminin ardından yeni iddialar ortaya atılmaya devam ediyor. Sosyal medyada FETÖ terör örgütüne yakın isimler 14 Ağustos’u işaret ediyor. Şimdi herkes 14 Ağustos’ta ne olacağını merak ediyor. Fuat Avni” soruşturması kapsamından gözaltına alınan Başbakanlık Uzmanı olarak görev yapan Akif Mustafa Koçyiğit “Koçyiğit adına açılan Twitter hesabı üzerinden,“14.08.2016’da tekrar görüşmek dileğiyle, hoşça kalın” şeklinde mesajın paylaşılması dikkatleri 14 Ağustos’a çevirmiş durumda. Bu tür haberler veya söylentiler böylesi durumlarda korku imparatorluğu inşa etmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürse de güvenlik güçlerinin ve istihbarat birimlerinin dikkate alması elzem.

TSKda kim rahatsız bilemiyorum. Onu da Cumhuriyet Gazetesinde çalışırken “Genç Subaylar rahatsız” başlığını manşete çeken Mustafa Balbay bilir herhâlde. 9’u general 311 askerin silahlarıyla firari olması ve bunların şimdiye kadar yakalanamaması ne anlama geliyor? Financial Times’ın, “Türkiye’deki tasfiye dalgasının darbecilerin ötesine geçtiğini” ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “yeni bir ulusal uzlaşma şansını harcadığını” gündeme getirmesi yeni bir darbe girişimini mi haber veriyor? Fransa’da cumhuriyetçilerin meclis üyelerinden Jacques Myard’ın, çok yakında Türkiye’de iç savaş çıkacağını söylemesine ne demeli? Ey analistler, güvenlik ve strateji uzmanları, milyon dolar maaşlı tırışkadan danışmanlar, haydi bakalım bu durumu sizler açıklayın? Son söz Soner Yalçın’ın; “Siz bu kafayla giderseniz daha çok 15 Temmuzlar yaşamaya devam edersiniz… Yoksa -örneğin II. Abdülhamit gibi iç güvenlikçi bir anlayışla- “ordu benim ordum olsun; bana darbe yapmasın” diye düşünürseniz, siz daha çok 15 Temmuzlar yaşamaya devam edersiniz.” (Bkz. http://odatv.com/daha-cok-15-temmuzlar-yasamaya-devam-edersiniz-0208161200.html)

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir