KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. Başka çıkış yolu var mı

Başka çıkış yolu var mı

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 12 dk okuma süresi
303 1

TOPLADIM, ÇIKARDIM, ÇARPTIM VE BÖLDÜM BAŞKA ÇIKIŞ YOLU YOK

Terörizm, tarihin en eski zamanlarından beri toplumları ve ülkeleri tehdit etmiş ve etmeye devam edecektir. Değişen dengeler ve uluslararası ilişkilerdeki farklılaşmalar neticesinde, geçen yüzyılda “sıcak savaşların” yerini “soğuk savaş” yöntemleri alarak terörizm daha da yaygınlaşmıştır. Yeni yüzyıl da ise “soğuk savaş” yerini “sıcak savaşların” aldığı görülmektedir. Bazı güçlü devletlerin ise kendi politikalarını gerçekleştirmek ve rakiplerini etkisiz kılabilmek için terörü bir araç olarak kullandıkları değerlendirilmektedir. Terörizm, günümüzde bir tehdit olmaktan çıkmış ve tüm dünyayı derinden etkileyen bir tehlike haline gelmiştir. Günümüzde uluslararası bir nitelik kazanan terörizmin, özellikle demokratik dünya ülkelerinde yarattığı tahribat, her geçen gün artmaktadır. Bundan dolayı tüm dünyanın birinci gündem maddesi terörizm ve terörizmle mücadele haline gelmeli ve terörizmi destekleyen ülkeler tespit edilerek etkilerinin azaltılması lazımdır.

Türkiye, yaklaşık 30 yıldan beri, terörün her türlüsü ile mücadele etmiş ve etmekte olan bir ülkedir. Bütün çabalara ve gayretlere rağmen terörizm hala devam etmekte ve tehlikeli sonuçlar ortaya koymaktadır. Bundan dolayı terörizmi etkisiz hale getirebilmek için yeni stratejiler oluşturmak ve oluşan stratejileri hayata geçirerek uygulamak gerekmektedir. Devlet yöneticilerinin uygulayacağı en büyük strateji istihbarat kurumlarının tek bir merkezden yönetilir hale gelmesinin sağlanması ve operasyonları tek bir merkezden koordine etmesi olacaktır.

Bunun yanı sıra ikinci büyük stratejisi Cumhurbaşkanı (başkomutan) öncülüğünde kamu düzeni ve kamu güvenliğinin temin edilmesi olacaktır. İstihbarat kurumlarının koordinasyonunun devlet yöneticileri tarafından yönetilmesi ve koordinelerinin sağlanması gerekmektedir. Böylece sorunlara çözüm getirmek mümkün olacaktır. Bütün faaliyetler tek bir merkezden yani Başkomutan tarafından gerçekleşmesi ile çalışmalarda başarı oranları artmakla birlikte, başarıyı önleyen eksiklikler ve bu eksikliklerin ne olduğu kesinlik kazanacaktır.

Ülkemizin bulunduğu coğrafyada terör gün geçtikçe eylemlerine şiddet kazandırmakta ve devletin bölgelerine ve bölge halkına sunduğu bütün iyileştirici çalışmalar arka planda kalmaktadır. Devletin bölge ve bölge halkına sunduğu bütün imkanlar terör örgütlerinin etkisizleşmesini sağlayacağından dolayı bu imkanların bölge halkına ulaşmasını önlemek için çeşitli eylemler gerçekleştirmektedirler. Terör sorununun çözüme ulaşması için konuya çok ciddi bir şekilde eğilerek doğru politikalar oluşturmak gerekmektedir. Terör yalnızca eylem gerçekleştirdiğinde değil her zaman hatırlanarak unutulmamalıdır. Unutulmayan sorunlara etkili ve kalıcı çözümler oluşturmak, unutulan ve belirli zamanda hatırlanan sorunlara çözüm oluşturmadan daha faydalı olacaktır. Terör sorunu devletin bütün kamu kurum ve kuruluşları ve Türk halkının desteğini arkasına alarak göstereceği azimli mücadeleler neticesinde çözüme ulaşacaktır.

Yalnızca silahlı mücadele ile ortaya konulan çözüm önerileri yetersiz ve bir o kadar da başarısız sonuçların zeminini hazırlamaktadır. Terörü bir insan vücuduna benzeterek örneklersek önce kolların ve bacakların güçlerinin zayıflatılması gerekmektedir. Kolları zayıf bir insan belirlenen ya da belirtilen işleri yerine getirmekte yetersiz kalacaktır. Aynı zamanda bacakları zayıflatılmış bir insan belirlenen ya da belirtilen hedeflere ulaşmakta yetersiz kalacaktır. Terörün gücünü etkisizleştirmek için önce eleman, finans, silah, lojistik kaynakları tespit edilerek hukuk, diplomasi, emniyet, güvenlik ve istihbarat eşliğinde etkisiz hale getirilmelidir. Böylece terörün bacakları etkisizleştirilmiş olacaktır.

Devletin bütün kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra, sivil toplum kuruluşları aracılığı ile başarılı bir şekilde gerçekleştirilecek çalışmalar sonucunda terör örgütlerinin eleman kazanması ve kadrolarını azaltarak etkisizleştirilmesi gerçekleştirilecektir. Buda terörün temel görevlerini yerine getirmekle yükümlendirilen kolların etkisizleşmesini sağlayacaktır.
Ellerden ve bacaklardan mahrum kalan bir insan gövdesi ne kadar sağlam ve beyninin ne kadar çalışkan olursa olsun güç kaybetmesine vesile olacaktır. Terör örgütlerine beyin görevini üstlenen yabancı gizli servislerin çalışmaları da Türk dış ve iç istihbaratı ve Türk diplomasisi ile etkisizleştirilerek terör sorunun tamamen çözüme ulaştırılması sağlanacaktır.

Geniş kapsamlı ve koordineli çalışmalar ile olumlu sonuçlar alınarak terör örgütleri etkisiz hale getirilerek devletin düzeni ve halkın güvenliği sağlanmış olunacaktır. Bütün bu olumlu sonuçların oluşabilmesi için kamu kurum ve kuruluşları başta olmakla birlikte aynı zamanda devletin diğer organları arasında koordinasyon çalışması yürütecek güçlü yetkilerle donatılacak bir istihbarat mekanizmasının kurulması gerekmektedir. Kurulacak bu yeni istihbarat mekanizması ile istihbarat, kaçakçılık, organize suçlar ve terörle mücadele alanlarında strateji belirleme ve operasyon genel merkezi olarak faaliyetler yürütülecektir. Mücadele politikasına bir bütün olarak bakılmalıdır. Yurtiçindeki ve yurtdışındaki mücadele bu bütünün parçalarıdır. Yurtiçinde verilen mücadele, yurtdışındaki mücadeleyle bütünleştiğinde olumlu sonuçlar almak mümkün olabilecektir. Yurtiçi ve yurtdışı mücadelelerinde ayrı çalışmalar sergilendiği zaman hedeflerde ayrı odaklanmalar olacaktır. Buda devletin belirlediği stratejinin gelişmesine engel olan büyük bir unsur haline gelerek elde edilmesi gerekilen başarılarda zafiyetler oluşturacaktır.

Yurtdışında ve yurt içinde yürütülecek bütün çalışmalar devlet yöneticileri himayesinde, emrinde ve gözetiminde istihbarat çalışmaları ile gerçekleşecektir. Devlet yöneticilerinin bütün sorunlara çözüm odaklı politikalar uygulayabilmesi için, bütün sorunlara aynı noktadan bakarak bütünleyici bir şekilde çözüm üretmesi gerekmektedir. Bu gereklilikte düzenli programlarla işleyen hukuk kuralları içerisinde yürütülen genel istihbarat çalışmaları ile mümkün olacaktır. Ülkemizde bu olumsuz gelişmelerin etkisizleştirilmesi için terörist, terör ve terörizm, kaçakçılık, organize suçlarla mücadele ve istihbarat alanında çalışma programları oluşturarak bütün kamu kurum ve kuruluşlarında uygulamalı olarak hayata geçirilmesi gerekilmektedir. Öncelikli olarak milli istihbarat teşkilatı müsteşarlığı öncülüğünde, genelkurmay başkanlığı, ilgili kuvvet komutanlıkları, emniyet genel müdürlüğü, dışişleri bakanlığı aracılığıyla askeri ve sivil casusluk, kaçakçılık, organize suçlar, terörist, terör ve terörizmle mücadele için başkomutan öncülüğünde ortak strateji planları üretilmesi gerekilmektedir. Sorunlara tek bir vücut halinde karşı konulduğu zaman başarılı olmak mümkün olacaktır.

Yine insan vücudundan örnekle konuya aydınlık getirmek istiyorum. Ayak insanların yürümesini ve ilerlemesini sağlar, el insanın iş becerisi göstermesini ve temel ihtiyaçları karşılamasını sağlar, kulak insanın duymasını, göz görmesini, burun koklamasını, dil konuşmasını beyin ise düşünce yolu ile insan vücudundaki organlar arasında koordinasyonu sağlayarak organların düzenli ve çalışkan bir faaliyet göstermesini yönetmektedir. Ülkemizdeki kamu kurum ve kuruluşlarının kaçakçılık, organize suçlar, istihbarat ve terörle mücadelede görev dağılımından örneklemelerle karşılaştırmalar yapalım. Genelkurmay başkanlığı ve ilgili kuvvet komutanlıkları güvenliği sağlayarak ayak organı olarak yürümeyi ve ilerlemesini sağlamaktadır. Emniyet genel müdürlüğü el organı olarak iş becerisi göstermesi ve temel emniyet ihtiyaçların karşılanmasını sağlamaktadır.

Milli istihbarat teşkilatı, kulak organı olarak duymayı, göz organı olarak görmeyi, burun organı olarak koklamayı sağlamaktadır. Dışişleri bakanlığı duyulan, görülen, koklanan, hissedilen, el ve ayaklarla kat edilen mesafeleri tamamen ülkemize olumlu bir şekilde dış dünyaya izah edilmesi için dil organı olarak konuşmayı sağlamaktadır. Cumhurbaşkanı (başkomutan) beyin organı olarak düşünce yolu ile vücut da ki organlar arasında koordinasyonu sağlayarak devlet organlarının düzenli bir şekilde işlemesi ve faaliyetlerin yürütülmesini yönetmektedir.

Bütün bu devlet organlarının aynı konular üzerinde birbirinden ayrı hareket etmesi ile elde edilen başarılarda düşüklük oranı, güç, zaman ve masrafların artışı görülmektedir.
Fakat aynı konular üzerine ortak hareket edecek bir strateji ağı oluşturarak birlikte hareket etmekle birlikte konulara tam hakim olunacak, güç kaybı, zaman kaybı ve masraf harcamalarında düşüşlerin olduğu ve başarı oranlarının çok büyük seviyede yükseldiği görülecektir.

Devlet yöneticilileri öncülüğünde kaçakçılık, organize suçlar, istihbarat ve terörle mücadele alanlarında kurumlar arasında koordinasyon kurulması, adil, demokratik ve hukuk kuralları içerisinde ve en önemlisi milli politikalar ile işlemesi sağlanmalıdır.

Vücuttaki bütün hücreler beyin otokontrolünde işlevsellik kazanarak bir araya gelirse sistem ancak o zaman güç kazanır.

Bir ülkede devlet kurumları (emniyet, güvenlik, diplomasi, adalet ve istihbarat) başkomutan öncülüğünde yere sağlam basan milli hedefler ve milli politikalarla koordine edildiği sürece güçlü bir mekanizmaya sahip olarak ulusal ve uluslararası arenada zirveye hakim olabilir.

Araştırmacı Yazar
Serdar Bozdoğan

İlgili Yazılar

1 Yorum

  1. Cenker Sarıgöllü - -

    Çok doğru tespitler. Serdar bey’in tespitleri biran önce dikkate alınıp, uygulanabilirlikleri konusunda hızla adaptasyon sağlanmalıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir