KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Ayrılıkçı Kürtlerin Bağımsızlık Yol Haritası

Ayrılıkçı Kürtlerin Bağımsızlık Yol Haritası

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 7 dk okuma süresi
333 0

Ayrılıkçı Kürtlerin Bağımsızlık Yol Haritası
1806’dan beri Ortadoğu’da yaşanan çeşitli Kürt isyanlarının temel amacı bölgeden bağımsız bir Kürdistan kurmaktır. Kurulması planlanan bu ülkenin Ortadoğu’nun önemli su ve enerji kaynaklarına sahip bölgesinde ve Hatay üzerinden Akdeniz’e kıyısı olma planları nedeniyle özellikle Batı’nın ve Akdeniz’e inmeye çalışan Rusya’nın ilgisini çekmektedir. Türkiye ile tarihsel düşmanlığı bulunan Rusya, çıkarları aleyhinde yaşanan bir gelişme durumunda Türkiye’ye karşı Ermeni ve Kürt kartlarını oynamaktadır. ABD ve AB ise Ortadoğu’daki çıkarları ve Mustafa Kemal Atatürk nedeniyle sekteye uğrayan Ortadoğu’yu şekillendirme planları nedeniyle bu bölgeye özel bir önem göstermektedir.
Hem Batı hem de Rusya resmi kanallardan olmasa da örtülü olarak Kürdistan’ın kurulmasını desteklemektedir. Bunun en önemli örnekleri ise Avrupa’nın Sevr Anlaşması’nda öne sürdüğü Kürdistan kurulması şartı ile Rusya’nın tarihte Mehabad Kürt Cumhuriyeti’ni kurmasıdır. Bunların yanı sıra terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan, yakalandığı zaman verdiği ifadede çeşitli ülkelerden destek aldığını kabul etmiş ve birçok PKK’lı terörist ise verdikleri ifadelerde farklı ülkelerin istihbarat teşkilatlarının desteklerini gördüklerini itiraf etmişlerdir. Ayrıca PKK’ya karşı çeşitli operasyonlara katılan subaylar, örneğin ABD gibi ülkelerin PKK’ya destek verdiğini tespit ettiklerini dile getirmişlerdir. Son olarak ise günümüzde ABD ve AB, DEAŞ’e karşı Suriye’deki ayrılıkçı terör hareketi PYD’yi desteklemektedir.
Ortadoğu’da yaşanan bir dizi gelişme neticesinde Kürdistan’ın nasıl kurulacağına dair yol haritası belirlenmiştir. Bu yol haritasındaki en önemli zorluk ayrılıkçı güçlerin dört farklı ülkede terör eylemleri yürütme zorunda olması ve aralarında sınır bulunana Kürtleri ortak bir amaç çerçevesinde birleştirmekti. Yol haritasının birinci aşaması Türkiye, İran, Irak ve Suriye’de silahlı eylem başlatmak ve bulundukları ülkelerin siyasetinde etkin bir rol üstlenmeleri sağlamak; ikinci aşaması silahlı eylem kapsamında bölgedeki Kürtlerin desteğini alarak özellikle bulundukları ülkelerde özerk yönetim isteğini kapsamında çalışmalarda bulunmak, bölgede ajanlaştırılmış kişileri (devletler yanlısı ağa, şeyh, memur, aydınlar, sanatçılar) dışlamak ve Kürtlerin özüne dönüşünü sağlamak; üçüncü olarak özerk yönetimler kurmak ve ortak çıkarı amaç edinmelerini sağlamak; dördüncü olarak bu dört ülkede kurulacak özerk yönetimleri daha sonra kendi aralarında devletleşmelerini başarmaktı.
Ortaya atılan bu yol haritası ülkelerin özelliklerine göre farklılık göstermektedir. Mesela Türkiye’nin demokratik yapısından dolayı PKK’nın siyasi uzantıları siyasette etkin olurken PKK’nın Kürtlerin yaşadığı bölgelerde nüfuz kurması savunulmuştur. Başka bir örnekte ise kaosa sürüklenmeden önceki dönemde Suriye Kürtlerinin önce Suriye’de vatandaşlık elde etmesi gerektiği daha sonra siyasi yönetimde etkili olması gerektiği savunulmaktaydı. Ancak PKK’nın Suriye’de kurduğu PYD, bu kaos döneminden faydalanarak ülkenin kuzey bölgesinde devlet kurmaya çalışmaktadır. Ayrıca Irak’taki Kürt yönetimi şu anda diğer bölgelerin özerkliğini kazanmasını beklemeden bağımsızlığını ilan etmeyi planlamaktadır. Bunun en önemli nedeni ise DEAŞ tehdidinin ve Irak ekonomisinin kötü olmasının bir fırsat yaratmasıdır. Son olarak yaşanan değişikliklere rağmen yol haritası genel hatlarını korumakta ve reel politik bazı noktalarda etkili olmaktadır. Örnek olarak 2004’e kadar eylem bölgelerinde aşiretlere karşı çıkan PKK, bu yıldan itibaren aşiret ağaları ile anlaşarak bu aşiretleri kendi tarafına çekmeyi çalışmış ve bu konuda başarılı olmuştur.
William Aegleton Jr.’nun “Mehabad Kürt Cumhuriyeti 1946” isimli eserine göre Mehabad Kürt Cumhuriyeti’nin kurulması sürecinde Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti Başbakanı Cafer Bakırof, Kürtlerin izlemesi gereken yol haritasını şu sözlerle özetlemektedir:
“Kürtlerin kendi özerkliklerini kurmak için acele etmelerini gerektiren bir durum yoktur. Çünkü Kürtlerin özgürlüğünün sağlam temellere dayanması gerekir. Bu temel de ancak, halkçı güçlerin yalnız İran’da değil (…) Irak’ta da başarıya ulaşmalarıyla atılabilir. Bağımsız bir Kürt devletinin kurulması konusunun ise, ilerde tüm halkın birleşmesi için fırsat doğduktan sonra ele alınması daha uygun düşer. Şu sıralarda ise, Kürt özlemleri, Azerbaycan çerçevesi içinde bir özerk yönetimle yetinmelidir.”
Günümüzde ABD ve AB’nin Ortadoğu’yu işgal etmelerinin yanı sıra DEAŞ’ın bölgedeki varlığı Kürtlere gerekli fırsatı sunduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca Kürdistan’ın kurulması sürecinde ayrılıkçı grupların yıllardır benzer bir çizgiyi takip ettiği ortaya çıkmaktadır. Sakin ve uzun vadeye yayılmış bir şekilde bu çizgi takip edilmektedir. Ancak Ortadoğu’nun kaos ortamı ve konjonktürün etkisi nedeniyle artık bölgede “bağımsız Kürdistan” söylemi daha kuvvetli çıkmaktadır. Bunlara rağmen unutulmamalıdır ki bölgedeki dengeler her an değişebilir ve bağımsız devlet hayalleri hüsranla sonuçlanabilir. Türkiye ve İran bu süreçte bölgedeki en önemli iki devlettir.
Emrah Kaya

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir