KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Avrupa Birliğinde Türk düşmanlığı politikalarının sosyolojik tabanı!

Avrupa Birliğinde Türk düşmanlığı politikalarının sosyolojik tabanı!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 7 dk okuma süresi
348 0

Avrupa’nın kadim Türk-İslam düşmanlığının tarihi//siyasi ve dini temelleri oryantalizmle bilimsel bir çerçeve kazandı. Avrupa’da Turcophobia ve İslamofobi birlikte düşünülüyor. Türk düşmanlığı, Türk karşıtlığı ya da Türk fobisi, Anti-Turkism ya da Turcophobia, Türklere, Türk kültürüne, Osmanlı İmparatorluğu’na, Türkiye’ye ve Türk halklarına karşı olan düşmanlık olarak tanımlanır. Türk düşmanlığı her zaman sadece Türk halklarına karşı değil, Balkan Müslümanlarına, özellikle Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar ve Torbeşlere de yönelir. Turcophobia ve İslamofobi; Avrupa ve ABD’de aşırı sağ grupların ideolojisini oluşturur. İslamofobi, “İslam korkusu” demektir. Müslümanlara ve İslam dinine karşı sürdürüle gelen ön yargı ve ayrımcılıktan kaynaklanır. Müslümanlara karşı duyulan irrasyonel nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve kin besleme anlamındadır. Türkiye’nin AB katılım sürecine bu gözle bakıldığında, yaşanılan sorun daha iyi anlaşılacaktır.

Avrupa Birliği, kültür emperyalizmine ‘humanity’ bir çerçeveden yeni bir bakış açısı kazandırdı. ‘İnsan Hakları ihlalleri’ni bahane ederek, askeri ve politik müdahalelere kalkışmasının post modern yöntemi bu. O nedenle Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) Türkiye ile ilgili sık sık hazırladığı raporlar, Avrupa Parlamentosunda dogmatik bir anlayışla Türkiye karşıtı söylemlere kaynaklı ediyor. Amnesty International son Türkiye raporunda; 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana en az 112 gazeteci ve medya çalışanının tutuklu, toplam 169 medya organının KHK’lar ile kapatıldığını belirtmişti. Uluslararası Af Örgütü Avrupa Direktörü John Dalhuisen “Bugün Türkiye’nin tek kalan ana akım muhalif gazetesine mensup gazetecilerin ve personelin gözaltına alınması, süregelen biçimde tüm eleştirel sesleri sistematik bir şekilde susturma girişiminin bir parçasıdır. Haftasonu medya organlarının kapatılmasıyla birlikte, bu, darbe sonrası Türkiye’nin canlı medya ortamını bir çöle çeviren tasfiyenin en son dalgasıdır.” demişti. (Bkz. http://amnesty.org.tr/icerik/2/2008/turkiye-son-gazeteci-gozaltilari-acik-bir-sekilde-gucun-kotuye-kullanimidir )

Türkiye’den yasadışı yollarla ayrılıp siyasi nedenlerle Avrupa Birliği ülkelerinden sığınma talebinde bulunan mülteciler, Türkiye’deki cumhuriyet rejimi karşıtı illegal ve marjinal örgütler, mezheb ayrılıkçıları, Türkiye vatandaşı olmadığı halde, Türkiye kökenli aşırılık yanlısı örgütlere destek veren diğer komşu ülkelerin vatandaşlarınca oluşturulan baskı grupları, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye politikalarını etkilemeye çalışıyor. Sosyolojik tabandan kastım bu. Nitekim 2016 yılında Türkiye’den Almanya’ya iltica başvurularında büyük artış yaşandı. 2016 yılı Ocak-Ekim arası dönemde 4 bin 437 Türkiye vatandaşı Almanya’ya iltica başvurusunda bulundu.2015 yılının tamamında Almanya’ya iltica başvurusu yapanların sayısı 1767 olmuştu. 2016 yılında Türkiye’den Almanya’ya iltica başvurularının sayısı üç katı aşkın artış gösterdi. Alman yetkililer artış eğiliminin sürmesini bekliyor.
Almanya Federal Göç ve Mülteciler Dairesi (Bamf) verilerine göre 2016 yılında Türkiye’den Almanya’ya 4 bin 437 iltica başvurusu gerçekleşti. İltica başvurusu sayısının 2015’te bin 767, 2014’te bin 806 olarak kaydedildiğine dikkat çekildi. Alman Hristiyan Birlik partilerinin meclis grubu iç politika sözcüsü Stephan Mayer, iltica başvurularındaki artış eğiliminin devam etmesini beklediklerini belirtti. Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partili politikacı, “Almanya’ya iltica başvurusunda bulunan Türklerin sayısının daha da artacağını hesaba katmak zorundayız. Ancak bize iltica başvurusunda bulunan her muhalif vatandaşı davet ederek Türkiye’deki sorunları çözemeyiz.” diye konuştu. Rheinland-Pfalz Eyaleti’nin Kaiserslautern kenti yakınlarındaki Ramstein kasabasında bulunan NATO Üssü’nde görevli Türk askerlerinin Almanya’ya iltica başvurusunda bulunduğu bildirildi. Türk askerlerinin iltica başvurusu yaptığı Kaiserslautern yerel yönetimi tarafından da doğrulandı. (Bkz. http://qha.com.ua/tr/toplum/turklerin-almanya-ya-iltica-basvurulari-artti/150476/ ) Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Almanya’nın sadece Kuzey Ren-Vestfalya (KRV) eyaletine yeşil pasaportlu 43 kişinin geldiği bildirildi. Rheinische Post (RP) gazetesinin gizli belgelere dayandırdığı habere göre KRV eyaletinde iltica başvurusunda bulunanlar arasında diplomatlar ve ailelerinin yanı sıra askerler de bulunuyor. (bkz.
https://tr.sputniknews.com/avrupa/201611151025817775-almanya-berlin-gizli-belge/ )
Türkiye’den mülteci kabul eden bir diğer ülkede PKK desteğini alenileştiren Belçika. Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi sonrası en az 225 Türk vatandaşı, Belçika’dan iltica istedi. Belçika Mülteci ve Göç Bakanı Theo Francken’in, bir soru önergesine verdiği cevaba göre, Türk vatandaşlarının Belçika’daki iltica başvuruları 15 Temmuz sonrası 10 kat arttı. Mayıs ve haziranda 17 kişi başvuruda bulunurken, FETÖ’nün darbe girişimi sonrası ekim sonuna kadarki sürede 175 kişi sığınma istedi. Kasım ayının ilk 10 günündeki başvuru sayısı ise 50 oldu. (Bkz.
https://tr.sputniknews.com/avrupa/201611171025860426-turk-belcika-basvuru/ ) Türkiye karşıtlığı; Ermeniler, Kürtler ve Süryanileri bir araya getirebiliyor. Ermeni Haber Ajansı; Brüksel’de yaklaşık 10 bin kişinin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yürüttüğü politikasına karşı protesto eyleminde yer aldığını, eyleme HDP üyeleri, AB ülkelerinde yaşayan Ermeniler, Kürtler ve Süryaniler katıldığını belirtiyor. (Bkz. http://www.ermenihaber.am/tr/news/2016/11/17/Br%C3%BCksel-protesto/94269 ) Yine İngiltere’nin başkenti Londra’da son iki haftadır PKK’lılar bir çok gösteri düzenlendi ve İngiliz polisi ise bu gösterilere müdahale etmedi. Ancak bu politikaların Avrupa Birliği’nin dağılmasına neden olacağını söyleyenlerde mevcut. Bunlardan biri de Fransa Başbakanı Manuel Valls, Almanya ve Fransa’nın göçmenlik ve terörizm konularında halkın endişelerine kulak vermezse AB’nin dağılabileceğini söyledi. (Bkz. http://tr.shafaqna.com/archives/30933 )
Ömür Çelikdönmez
Twitter: @oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir