KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Atatürk’e hakaret Hizbullah’a ricat Türk ordusuna Suriye’ye hareket!

Atatürk’e hakaret Hizbullah’a ricat Türk ordusuna Suriye’ye hareket!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 6 dk okuma süresi
420 0

Modern Türkiye’nin kuruluşunda irticanın birinci tehlike görülmesi boşuna değildir çünkü her türlü irticai faaliyet ve kalkışmanın arkasında İngiliz istihbaratı vardır. Maalesef Mustafa Kemal Paşa’nın özel hayatı ve eylemleri ile ilgili tüm olumsuz iddialar, İngiliz istihbaratı kaynaklıdır. Bugün bu İngiliz oyununun kucağına düşen sözde İslamcılar kimin değirmenine su taşıyor bir düşünün! Geleneksel İslam anlayışının vaizi “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün, Mustafa Kemal Atatürk’ün annesine hakaret edenleri eleştirmesi çok mühim. Bu hakaretlerle vatandaşı tahrik etmek istediklerini söyleyen Cübbeli, “Bu da CIA’in oyunu.” dedi. Cübbeli, Atatürk’ün annesine hakaret edenlere kaynaklık eden Rıza Nur’un için de “gavurun önde gideni” ifadelerini kullandı. Cemaatlere operasyon iddialarının gündem geldiğinde bir ortamda Atatürk’e hakaret amaçlı ifadelerin art niyetli olduğunu belirtti. (Bkz. http://odatv.com/riza-nur-gavurun-onde-gideni-ataturkun-annesine-hakaret-cia-projesi-1205171200.html )

Cübbelinin cemaatlere operasyonun konuşulduğundan söz etmesi önümüzdeki süreçte Türkiye’nin gündemine girecek bir gelişmenin ön sinyali. 22 Eylül 2016’da “CIA Mossad ve MI6’nın sızdığı tarikatlara operasyon!” başlıklı yazımda “Bekleyin daha kimler çıkıp kimler ve hangi gruplar hakkında neler söyleyecek? Allah adına insanları aldatanların elbet ödeyecekleri hesap olacak. İşin manevi ve ahiret kısmı bir tarafa, o kısım Allah’la onlar arasında. Ama sözde din adına ortaya çıkıp, yüzyıllarca İslam’ın bayraktarlığını yapan Müslüman Türk milletinin vatanına, istiklaline ve istikbaline göz diken, yabancı istihbarat örgütlerinin kontrolüne giren hainlerin yasalar önünde göreceği cezalar olacaktır, olmalıdır. Bu din tacirlerin unuttuğu ve bizim unutmadığımız nedir biliyor musunuz? Âlemlerin Rabbi olan Allah her şeye kadirdir. Biz buna iman ediyoruz. Son söz 2001 yapımı ‘Deli Yürek: Bumerang Cehennemi’ filminin bir repliği olsun; “Bu ülkenin ekmeğini yiyip ihanet eden ekmeği yediği yerden bir gün kurşunu yer” demiştim. Gidişat dediğim yöne doğru! (Bkz. http://www.kafkassam.com/cia-mossad-ve-mi6nin-sizdigi-tarikatlara-operasyon.html )

Bir diğer gelişme Lübnan Hizbullahı’nın Lübnan’ın doğusunda, Suriye sınırındaki militanlarının tamamının çekileceğini açıklaması. Buna göre Hizbullah, Lübnan’ın Suriye sınırına konuşlandırdığı birliklerini geri çekecek ve Suriye sınırındaki tüm üsleri kapatacak. Bölgenin güvenliğini Lübnan Devleti sağlayacak. Ancak bu Hizbullah’ın Suriye’den çıkması anlamına gelmiyor. Çünkü Hizbullah lideri Hasan Nasrallah; Suriye sınırları içindeki Hizbullah Savaşçılarının savaşmaya devam edeceklerini belirtiyor. Hizbullah’ın neden böyle bir karar aldığını yine onun konuşmasından öğreniyoruz. Suriye’nin yeni ve hassas bir sürece girdiğini, silahlı grupların en kötü dönemlerini yaşadığını, buna mukabil Rusya’nın direniş ve Suriye ekseniyle eskisinden çok daha uyumlu hareket ettiğini de ifade ediyor. Lübnan ordusunun Suriye sınırını koruması nasıl mümkün olacak, yeterli silah ve mühimmatı var mı? ABD tarafından verilen 800 ağır makineli silah ve 320 silah mürettebatı, Başkent Beyrut’ta 5 Mayıs’ta düzenlenen törenle Lübnanlı yetkililere teslim edilmişti. Tören’de konuşan ABD’nin Lübnan Büyükelçisi Elizabeth Richard, bu silahların, Suriye sınırında Lübnan’ın güvenliğini sağlamak üzere kullanılması şartıyla verildiğini ve ülkenin savunmasının tek temsilcisinin Lübnan ordusu olduğunu vurgulamıştı. (Bkz. http://www.dunyabulteni.net/manset/399998/hizbullah-lubnanin-suriye-sinirindan-cekiliyor )

Suriye ile ilgili üç önemli gelişme var. Birincisi İngiltere Savunma Bakanı Micheal Fallon’ın, Milli Savunma Bakanı Bakan Fikri Işık’la görüşmesinde Suriye’de Rakka operasyonunun YPG ile yürütülmesini ‘yanlış olacağını’ ifade etmesi. Bu şu anlama geliyor; İngiltere ABD’nin Rakka operasyonuna karşı ve Türkiye’nin tezlerini kabul ediyor. Bir diğer mühim gelişme Almanya’da Başbakan Merkel ile ortak basın toplantısı düzenleyen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İttifak’ın IŞİD karşıtı koalisyona katılıp katılmayacağına dair soruları yanıtladı. Stoltenberg, NATO’nun her iki durumda da Suriye ve Irak’ta çatışmalara girmeyeceğini söyledi. (Bkz. https://tr.sputniknews.com/avrupa/201705111028429925-suriye-irak-silahli-catismalara-girmeyecegiz/ ) Üçüncü gelişme ise Suriye rejiminin Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığını kabullenmesi. Şam’ın güneyinde, Suriye’nin güneybatısında, Ürdün sınırında bulunan Dera milletvekili Halid Abbud; Astana’da varılan uzlaşının önemli bir gelişme olduğunu, bu anlaşmayla Türkiye’nin Suriye’de istikrardan yana tavır geliştirdiğini söylüyor.

Milletvekili Halid Abbud’ göre, ‘Türkiye anlaşma şartlarına bağlı kalarak ve Suriye’nin egemenliğine saygı çerçevesinde jandarma ve askeri birliklerini güvenli bölgelerde kullanabilir.’ Abbud, anlaşma uyarınca Türk güvenlik güçlerinin Suriye topraklarında belirli ilkeler çerçevesinde bulunabileceğinin altını çiziyor ve diyor ki: “Türk kurumlarından, müesseselerinden Suriye topraklarında bulunacak olanlar var mı diye sorarsanız şu yanıtı veririm: Ben sana anlaşma gereği jandarma ve askeri güvenliğin, bu bölgelerin hem güvenliğini sağlamak hem de kontrol etmek için bulunacağını söyleyebilirim.” (Bkz. http://rasthaber.com/turkiye-rusya-ve-iranin-oluruyla-suriye-topraklarinda-bulunabilir/ )

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir