KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Ankara yolcusu Rex Tillerson’a Çin’den Şam şekeri!

Ankara yolcusu Rex Tillerson’a Çin’den Şam şekeri!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 14 dk okuma süresi
276 0

Türkiye, Mısır, Ürdün, Lübnan ve Kuveyt’i kapsayan Ortadoğu turuna çıkan ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın; Ankara ziyaret gündemini bilmek için kahin olmaya gerek yok. Üç aşağı beş yukarı belli. Zeytin Dalı ‘Afrin’ operasyonu başta olmak üzere, iki ülke arasında gerginlik yaratan konular ve Mümbiç’teki Amerikalı sığır çobanlarının durumu masaya yatırılacak. Türk yetkililer; Rex Tillerson’ın koltuğunun sallantıda olduğundan umarım haberdardır! Geçtiğimiz ay New York Times gazetesi; Beyaz Saray’ın Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ı görevi bırakmaya zorlayacak ve onun yerine mevcut CIA Başkanı Pompeo’nun atanmasını sağlayacak bir plan üzerinde çalıştığını gündeme taşımıştı. Pompeo’dan boşalacak CIA Başkanlığına İran karşıtlığı ile bilinen Arkansas Senatörü Cumhuriyetçi Tom Cotton’un atanacağı iddia edilmişti. Haberde, Tillerson ile ilişkilerinin iyi olmadığı ileri sürülen ABD Başkanı Donald Trump’ın, Beyaz Saray’ın planına onay verip vermediğinin henüz belli olmadığı kaydedilmişti.

Haberde planın, Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü John Kelly tarafından hazırlandığı iddia edilirken Kelly’nin bu yılsonu veya gelecek yılın başlarına kadar Trump’ın ulusal güvenlik takımında da değişiklikler yapacağı öne sürülmüş, Bahreyn Veliaht Prensi Salman bin Hamad el Halife ile görüşmesi öncesi gazetecilerin iddiaları sorması üzerine Trump, Tillerson’ı kastederek “O burada.” cevabını vermekle yetinmişti.(1) Washingtondaki dengeler Trump’ın bu tür tasarruflarını anında gerçekleştirmesine izin vermediğinden, Beyaz Saray, New York Times gazetesinin ABD Dışişleri Bakanı Tillerson yerine CIA Direktörü Pompeo’nun getirileceğini haberini yalanlamak zorunda kalmıştı. Ekim 2017’de Tillerson’ın Trump için ‘moron’ dediği öne sürülmüş, Trump’ın yalanlamalarına karşı Amerikan NBC kanalı haberin arkasında durmuştu. Tillerson’da yaptığı basın toplantısında istifayı hiçbir zaman düşünmediğini söylemiş, ancak ‘moron’ sözüyle ilgili bir yalanlamada bulunmamıştı. ABD basınında çıkan haberlerde, Başkan Trump’ın bu durum karşısında oldukça sinirlendiği ve Tillerson’ın yerine CIA Direktörü Mike Pompeo’yu getirmek istediği iddia edilmişti.(2)

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ı Ankara’da karşılamaya hazırlanan Türk yetkililerin bilmesi gereken bir başka önemli ayrıntı da; Trump yönetiminin uzun vadede Suriye’de kalmayı düşünmediği ve kısa vadede bölgeden çekilmek için hazırlıklar yapmakta olduğudur. Amerikan dış politikası halk iktidarı ile yönetilmez. Halk dolgu maddesi gibi bir hammadde işlevi görür. Vahşi kapitalizmin şımarık çocuğu Liberalist yaklaşımlar nedeniyle ABD, şirket felsefesiyle yönetilir. Trump, şirket idaresinden geldiği için şirket ekonomisi kurallarının dışına çıkamaz. Başkan olmadan önceki seçim kampanyası döneminde ABD’nin Irak’ı işgal etmesini “büyük bir hata” olarak nitelendiren Trump, ülkesinin Ortadoğu’ya askeri olarak fazla müdahil olmasından şikâyet ediyordu. Göreve geldikten sonra ABD’nin Irak ve Suriye’deki operasyonlarla ilgili yetkileri önemli ölçüde Pentagon’a ve sahadaki komutanlara devreden Donald Trump, özellikle Suriye’ye daha fazla askeri unsur göndermekle eleştirildi. Bir kaç gün önce ABD Başkanı Donald Trump, ABD’nin bugüne kadar Ortadoğu ile ilgili süreçler için 7 trilyon dolar harcadığını belirterek “Ve bugün Ortadoğu, oraya pek de akıllıca olmayan bir şekilde 17 yıl önce girdiklerinden daha kötü durumda. Bu büyük bir hata, ama durum bu” değerlendirmesini yaptı.(3)

Biliyorsunuz daha önce yazmıştım. 16 yaşındayken Avusturya’nın Baden kentinden ABD’ye göç eden genelev ve kumarhane işletmecisi Alman asıllı Amerikalı işadamı Frederick Trump’ın torunu, ABD’de başkanı Donald Trump, dedesinden intikal eden genlerinden olsa gerek iyi bir pokerci.(4) ABD’de Trump adına kayıtlı ve bizzat ismini taşıyan kumarhaneler var. Kendisinin de kumar oynamayı sevdiği ABD medyasında yer almıştı.(5) Trump şimdi Türkiye ile ilişkileri poker masası gibi gördüğünden Ankara’ya aklı sıra blöf çekiyor. Türkiye hafta sonu ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster’ı ağırladı. Türkiye’nin Afrin’e düzenlediği harekâtı ve olası Menbiç operasyonunu engellemek için hamle üstüne hamle yapan ABD, McMaster ve Tillerson ziyareti öncesi korgeneral Funk ile mesaj vererek Türkiye’nin nabzını yoklamaya çalıştı. ABD’li general Funk Türkiye’yi tehdit ederek “Bizi vurursanız, agresif şekilde karşılık veririz” mesajı vermişti. Pentagon, 2019 bütçesinde, SDG adını kullanan PYD/PKK’ya eğit-donat için 300, örgüte kurdurulan sınır güvenlik gücü için de 250 milyon dolar olmak üzere toplam 550 milyon dolar ayırdığını ve ABD destekli SDG ismini kullanan PYD/PKK’nın Suriye’de “iç güvenlik gücü”, “sınır güvenliği gücü” ve “patlayıcı uzmanı” eğitmeye başladığı ve terörle mücadele güçlerini tekrar şekillendirmeyi planladığını paylaştı. Demem o ki bunların hepsi blöf, tek şansları Türklerin bu blöfü yutması.

Tillerson Ankara’ya gelmeden Ziraat Bankası; Çin’in en büyük bankalarından China Development Bank ile anlaştığı 600 milyon dolarlık kredinin, ikinci dilimi olan 400 milyon dolarlık bölümünün, 9 Şubat’ta banka hesaplarına geçtiğini açıkladı. Uluslararası kuruluşlardan ikili doğrudan kredi temini çerçevesinde doğrudan kredi teminine devam eden Ziraat Bankası, bu kapsamda Aralık ayında China Development Bank ile anlaşılan 600 milyon dolarlık kredinin ikinci dilimi olan 400 milyon doların 9 Şubat 2018’de bankanın hesaplarına geçtiğini, uygun koşullarla temin edilen kredinin vadesinin 3 yıl olduğu bilgisini paylaştı.(6) Daha da önemlisi Suriye’nin başkenti Şam’da görevli Büyükelçisi Şi Tsanzin, Çin ‘in Ocak 2017’de Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ/WHO) Suriye’deki sağlık projesini desteklemek için 1 milyon dolar bağışıyla, Acil Servis ünitesi yenilenen El Muvasat Üniversitesi Hastanesi’ni ziyaretinde “Suriye’deki yıkıcı ihtilaflar ardından Çin’in bu ülkenin geleceğinde daha aktif rol oynamasının zamanı geldiğini düşünüyoruz. Suriye’nin yeniden inşa edilmesinde bu ülkenin yasal yönetimiyle işbirliği yaparak her geçen günle daha ciddi katkıda bulunacağımızı düşünüyorum.” açıklamasıyla Çin’in Suriye sürecine aktif katılım zamanı geldiğini ilan etti.(7) Çin’in bu kararı; yakın çevresinde ABD’nin küresel hâkimiyet kurma çabasını engelleme niyetiyle Rusya’ya ihtiyaç duymasıyla yakından ilişkili. Çin, Suriye’de sanayi bölgeleri kurmak ve müteahhitlik işleri gibi ekonomik faaliyetlerine devam etmekle birlikte bugüne kadar güvenlik konularındaki ihtilaflarda yorum yapmamayı ve ABD ile çatışmamayı tercih eden bir politika izlemişti.

BM Güvenlik Konseyinde Suriye ile ilgili 7 kritik oylamada Çin Halk Cumhuriyeti genelde çekimser oy kullanarak bilinçli bir şekilde Rusya-ABD hesaplaşması dışında kalmış, üç süper güç arasında Suriye’ye asker göndermeyen tek ülke olmuştu. Ancak buna rağmen Çin ordusunun uluslararası askeri işbirliğinden sorumlu komutanı, Tuğamiral Guan Youfei, Ağustos 2016’da Şam’ı ziyaret etmiş ve Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Fahd Casim el-Feric ile görüşmüştü. Bu görüşme sonrası Çin ordusundan danışmanlar, Çin’den tedarik edilen silahlarının kullanılması konusunda Esed yönetimine bağlı birliklere eğitim vermek amacıyla Suriye’de görev yapmaya başlamıştı. Tıpkı Rusya gibi Çin’de Suriye’de yatırım peşinde. Çin, sınırlarının ötesinde yeni yatırım ve ticari imkânlar arıyor. Asya’yı, Ortadoğu’yu, Afrika’yı ve Avrupa’yı birbirine bağlayan Bir Kuşak Bir Yol (OBOR) Projesiyle ticari ilişkiler üzerinden bölgede varlığını hissettirmesi söz konusu. Bu projenin olumsuz etkilenme ihtimali, Ortadoğu’da devam eden çatışmalardan dolayı yüksek ve Çinliler işi şansa bırakma niyetinde değil.

Bunun yanında Suriye Krizi’ndeki duruşuyla Çin, proje kapsamındaki diğer ülkelerde de benzer olayların yaşanması riskini ortadan kaldırmak için kendine özgü strateji geliştiriyor. Kim ne derse desin Suriye’deki şimdiye kadar müdahaleci olmayan duruşu, Çin’in yumuşak gücünün etki alanını ve Ortadoğu’daki müttefiklerini genişletmesine yardımcı olmuştu. Çin Şam Büyükelçisi Şi Tsanzin’ın açıklamasıyla, Suriye’de elini taşın altına koyduğunu duyurdu. 2008’de, Çin Petrol ve Kimya Şirketi (SINOPEC), kuzeydoğu Suriye’deki üç petrol sahasının kontrolünü elde etmiş ve 2011’de bir devlet şirketi olan el-Fırat Petrol Şirketi’nin de %20.3 hissesine sahip olmuştu. Çin; savaşla Suriye’deki tahrip olan ülkedeki ulaştırma ağını onardıktan sonra demiryolu hattı inşa etmeyi planlıyor.(8) Tüm bunlara bakıldığında Çin’in Suriye için uzun vadeli stratejisi olduğu anlaşılıyor. Çin kendi teknolojisini kullanarak, demiryolu veya elektrik iletim hatları döşüyor. Hesap büyük. Neden mi? Çünkü Suriye’deki altyapı ağına hizmet vermek için ileride Çinli uzmanlara ihtiyaç duyulacak. Böylelikle Çin, kendi kadrolarını yerleştirecek. İşte Çinli aklı diye ben buna derim!

ABD yol ayrımında. Türkiye ile ilişkilerinde makas değişikliği şart. ‘Ya herro ya merro’ diyecek. ABD için Suriye’de karşısında ‘One Belt One Road-Bir Kuşak, Bir Yol’ projesi çerçevesinde oluşan Britanya ve Çin konsorsiyumu, Rusya, körfezi yakıp kavuracak Şii hilalinin merkez gücü İran var, NATO üyesi Türkiye var. ABD başını çektiği uyduruk koalisyon güçleriyle karşısındaki bu bloka direnebilir mi? Hatta Rusya’nın Suriye’de kurduğu hava savunma sisteminin uçağını düşürdüğü İsrail bile Amerika’dan yana değil. Tel Aviv’den Rafael Sadi’nin “İsrail de Türkiye de Rusya ve ABD ile dolaylı olarak savaşıyor. Dolaylı olarak savaşmak, çok ince bir diplomasi gerektirir. İsrail ile Türkiye aynı “ağa babalar” ile savaşıyor. İran ortada “joker”, Türkiye ile iyi gibi görünse de pek sağlam pabuç değil, ama iyi ilişkiler içinde olmakta zarar yoktur.” tespiti çok önemli. (9)

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson Ankara ziyaretine; Türklerin sade suya tirit türünden boş vaatlere kanmayacağını bilerek geliyor. Zaten Türkiye’nin beklentisi, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster’a İstanbul’da iletti. Türk tarafının görüşmek için başkent Ankara’yı değil de İstanbul’u tercih etmesi, anlayana sivrisinek saz dedirten ince bir diplomasi mesajı. Böylelikle diyaloğun resmi zeminde olmadığı, Türkiye’nin bu görüşmeyi çokta önemsemediği, Zeytin Dalı harekâtının hedeflerini nihai zafere ulaştırmakta ne kadar kararlı olduğu lisani hal ile söylendi. Doğma büyüme tipik bir Texaslı Tillerson, madem atlara düşkünlüğü ile tanınıyor, ona birisi çıksın desin ki “- ey Tillerson; Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır. Ata binersen Allah’ı, attan inersen atı unutma!”

Bakınız:
1- http://qha.com.ua/tr/siyaset/abd-disisleri-bakani-tillerson-in-istifaya-zorlanacagi-iddia-edildi/162487/
2- http://www.haber7.com/dunya/haber/2486302-beyaz-saraydan-tillerson-iddiasina-aciklama
3- https://tr.sputniknews.com/abd/201802121032220548-trump-ortadoguda-7-trilyon-dolar-harcadik/
4- https://kafkassam.com/abd-islam-dusmanligini-korukluyor.html
5- https://www.onlinepokerreport.com/22759/trump-presidency-negative-us-online-gambling/
6- https://tr.sputniknews.com/ekonomi/201802131032223076-ziraat-bankasi-cin-kredi/
7- http://www.dunyabulteni.net/manset/416766/suriye-ic-savasina-cin-de-mudahil-olacak
8- https://tr.sputniknews.com/asya/201802121032215527-cin-buyukelcisi-suriyede-daha-buyuk-rol-oynayacagiz/
9- https://odatv.com/israil-ve-turkiyenin-ortak-dusmanlari-12021848.html

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir