KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Afrika’nın büyüyen gücü Türkiye

Afrika’nın büyüyen gücü Türkiye

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 15 dk okuma süresi
380 0

Afrika’nın büyüyen gücü Türkiye

huriyeafrika
Afrika kıtası, sahip olduğu ekonomik ve jeopolitik önemi hasebiyle uzun yıllardır birçok ülkenin dış politika gündemlerinde büyük harflerle vurgulanmasına karşın, Türk dış politikasında daha henüz son yıllarda yer almaya başlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti, uzun yıllar boyunca etkin olarak var olamadığı Afrika’da son dönemde büyük girişimler yaparak, kıtadaki önemli dış aktörlerden biri olmayı amaçlamaktadır. AK Parti Hükümeti döneminde sayısı 39’a kadar yükseltilen büyükelçiliklerin haricinde, Afrika ülkeleriyle ilişkileri geliştirmek adına birçok askeri, siyasi, toplumsal ve ekonomik girişim de mevcuttur. Örneğin 2008 yılında Sahra Altı Afrika’da sadece dört şehre uçuşu olan Türk Hava Yolları bugün bölgede 28 ülke ve 42 farklı noktaya sefer düzenlemektedir. 2005 yılının “Afrika Yılı” olarak ilan edilmesinin ardından, 2008’de “1. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi” İstanbul’da düzenlenmiştir. 2. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesinin 20-21 Kasım 2014 tarihlerinde Ekvator Ginesi’nin başkenti Malobo’da düzenlenmesinin ardından üçüncü zirvenin 2019 yılında İstanbul’da gerçekleştirileceği duyurulmuştur. Bunun dışında medya alanında yapılan girişimlere örnek olarak Mayıs 2012’de Ankara’da düzenlenen Türkiye-Afrika Medya Forumu’nda 24 ülkeden 300 Afrikalı gazetecinin bir araya getirilmesi ile Anadolu Ajansının ilk Sahraaltı temsilciliğini 2014 yılında Addis Ababa’da açması verilebilir. Tüm bu teşebbüslerin amacını Türkiye ve Afrika ülkeleri arasındaki karşılıklı tanınırlık düzeylerinin arttırılması, dinamik diplomatik ilişkilerin kurulması, yeni işbirliği alanlarının belirlenmesi olarak özetlemek mümkündür.

Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle olan diyaloğunu güçlendirmek için izlediği yollardan bir tanesi de Türk hükümetinin üst düzey temsilcilerinin büyük bir işadamları kafilesi ile beraber kıtaya gerçekleştirdiği seyahatlerdir. Hatırlayacağımız gibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz aylarda çok sayıda iş adamı, bakan ve müsteşarlardan oluşan bir kafileyle Batı Afrika ülkelerinden Fildişi Sahilleri, Gana, Gine ve Nijerya’ya gitmişti. Bu tur kapsamında çok sayıda anlaşma ve mutabakat imzalanarak Türkiye’nin Batı Afrika’daki etkisinin arttırılması amaçlanmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mayıs-3 Haziran tarihleri arasında, Batı Afrika’nın ardından bu kez Doğu Afrika ülkelerinden Uganda, Kenya ve Somali’ye bir seyahat düzenlemiştir. Recep Tayyip Erdoğan’a Doğu Afrika seyahatinde; eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ile 135 işadamı refakat etmiştir. Ancak Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu bu kafileden ayrı olarak, Afrika’ya bir gün erken giderken Ruanda da müzakereleri tamamlanmış bir dizi anlaşma ve mutabakatı imzalamıştır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kafilesinin gerçekleştirdiği Doğu Afrika seyahatindeki görüşmelere damgasını vuran başlıca konuları ticaret, enerji, kalkınma, istikrar, güvenlik ve mülteci sorunu olarak özetlemek mümkündür. OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen 2. ülke olan Türkiye, uluslararası alandaki ticari ve finansal varlığını daha da arttırmayı hedeflemektedir. Uluslararası konjonktür göz önüne alındığı zaman Afrika kıtası Türkiye’nin bu hedefinin gerçekleştirilmesi için en uygun coğrafyalardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk hükümeti bir yandan Afrika ülkeleriyle ikili ticaret hacmini arttırmak için Türk girişimcileri cesaretlendirmeye çalışırken diğer yandan da Afrika halklarında Türkiye’ye yönelik ilginin arttırılmasına yönelik girişimlerde bulunmaktadır.

Türkiye, Afrika kıtasındaki varlığını sadece ekonomik değil siyasi ve askeri yönlerden de arttırmaya çalışmaktadır. Afrika ülkelerinde gideren derinleşen güvenlik sorunları sadece kıtanın değil, bu kıtaya yönelik çıkarları olan diğer aktörleri de ilgilendirdiğinden diğer bir çok aktör gibi Türkiye de Afrika’da barış ve istikrarın sağlanması için bir takım girişimlerde bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör tehdidine maruz kalan Afrika ülkelerine yaptığı ziyaretlerindeki görüşmelerinde kıta ülkeleriyle ilişkilerinde bilhassa terörizm konusunda ne denli duyarlı olduğunu vurgulamaktadır. Erdoğan, otuz yıldan fazla bir süreçte PKK terörü ile mücadele eden Türkiye’nin, Afrikalı ülkelerle terörizmi sonlandırmak, barış ve istikrarı tesis etmek için her türlü bilgi ve tecrübeyi paylaşmaya hazır olduğunu ifade etmiştir. Bu kapsamda yakın zamanda atılan en somut adım ise, stratejik önemli bulunan Afrika Boynuzunda güvenliği sağlamak ve El Şebab gibi terör örgütlerinin varlığını sonlandırmak için Somali’ye askeri bir eğitim merkezi kurulmasının kararlaştırılmasıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kafilesinin Doğu Afrika seyahatini ülkeler bazında değerlendirecek olursak:

Türkiye-Uganda İlişkileri ve Türk heyetinin ziyareti:

Göller bölgesinde oldukça stratejik bir noktada bulunan Uganda, Türkiye için büyük önem arz etmektedir. Ancak ikili ilişkilerin geliştirilmesine oldukça geç kalınmış, Türkiye Kampala Büyükelçiliğini ancak 2010 yılında açabilmiştir. Uganda ise bundan bir yıl sonra Ankara Büyükelçiliğini açmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerçekleştirdiği bu seyahat, Türkiye’den Uganda’ya cumhurbaşkanlığı seviyesinde gerçekleştirilen ilk ziyaret niteliğindedir. Uganda Cumhurbaşkanı Yoweri Kaguta Museveni ise 4-6 Mayıs 2010’da Türkiye’ye gelmiştir. Türkiye-Uganda ikili ticaret hacmi geçtiğimiz yıl 29 milyon dolar civarındaydı. Türkiye Uganda’ya daha çok elektrikli makine ve cihazlar ve gıda ürünleri satmaktadır. 150 civarında Türk’ün yaşadığı Uganda’daki toplam Türk yatırımı ise yaklaşık 150 milyon dolardır. Ancak bu rakamlar ikili ilişkiler açısından arzulanan noktanın çok gerisindedir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uganda’nın başkenti Kampala’da düzenlenen basın toplantısında Uganda ile var olan ticari ilişkilerin geliştirilmesinin öncelikli hedef olduğuna değinmiştir. Erdoğan, Uganda’nın önemli su ve yeraltı kaynaklarına sahip olduğuna ve alt yapı çalışmaları alanında da Türk girişimcilere büyük fırsatlar doğabileceğine değinmiştir.

Türkiye, Uganda’da kalkınmanın sağlanması için birtakım girişimlerde bulunmuştur. Bu amaçla Türk hükümeti Kenyalılara traktör ve ambulans gibi araçları hibe etmektedir. Uganda ile ticaret alanında istenilen hedefe ulaşılabilinmesi için yüksek gümrük vergilerinin karşılıklı olarak azaltılması ve serbest ticaret anlaşmasının bir an önce imzalanmasının gerektiğine de değinilmiştir. Bu iki önemli adımın atılmasının ardından Erdoğan Türk tarafı olarak savunma sanayi, turizm, ekonomi, ticaret ve tarım olmak üzere çok farklı sektörlerde yatırıma hazır olduklarına değinmiştir.

Yakın zamanda yapılan çalışmalarda Uganda’nın batısındaki Albert Gölü havzasında keşfedilen önemli miktardaki petrol rezervi, küresel aktörlerin Uganda’ya olan ilgisini arttırmıştır. Türkiye bu çerçevede Uganda ile mevcut ilişkilerini bir an önce geliştirmeyi hedeflemektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Temmuzda Türkiye’ye gelmesi beklenen Uganda Cumhurbaşkanıyla bahsedilen hedefleri gerçekleştirmek için ilk somut adımların atılacağını beklemektedir.

Türkiye-Kenya İlişkileri ve Türk Heyetinin Ziyareti:

Türkiye’nin Nairobi Büyükelçiliği 1968 yılından beri çalışmalarına devam etmektedir. Türkiye-Kenya arasındaki ikili ticaret hacmi geçtiğimiz yıl 144 milyon civarında gerçekleşmiştir. Türkiye Kenya’dan hayvan derisi, çay, bazı tarım ürünleri satın almaktadır. Buna karşın Kenya’nın Türkiye’den talep ettiği ürünlerin başında demir, çelik, elektrikli makineler, un, makarna, traktör, jeneratör gelmektedir.

Kenya, Doğu Afrika’nın oldukça stratejik bir konumunda bulunması nedeniyle Türkiye için oldukça önemli bir partnerdir. Bilhassa Somali’nin istikrarının sağlanması ve ülke etrafında kol gezen terörist tehditlerin bertaraf edilmesinde Kenya kilit ülkedir. Bilindiği gibi Kenya’da, çok uzun yıllardır Doğu Afrika’da süregelen çatışma ve terör tehdidi nedeniyle çok sayıda mülteci bulunmaktadır. Yakın zamanda da Nairobi hükümeti bu mültecileri ülkeden çıkarmak için çözüm arayışlarına girmesi uluslararası toplum tarafından büyük tepki almıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nairobi ziyaretinde mülteci konusuna da değinerek son yıllarda bu konuda edindikleri tecrübeleri Kenyalı yöneticilerle paylaşabileceklerini dile getirmiştir.

Cumhurbaşkanı ve kafilesinin Kenya ziyareti boyunca gündeme aldığı konuları şöyle özetlemek mümkündür:

· 144 milyon dolar olan ikili ticaret hacmini 1 milyar dolara çıkarmak için alınması izlenmesi gereken yollar: Türkiye EXİMBANK olarak buradaki girişimleri destekleyeceğini açıkladı. Ayrıca TİKA Kenya’nın çeşitli bölgelerinde kırsal kalkınmayı desteklemek için traktör hibesi programına da devam edecektir.

· Kenya Su ve Sulama Bakanlığı ile Yapı Merkezi Başkanlığı arasında Büyük Elgon Dağı Bungoma-Busia çok amaçlı su projesi uygulamasının desteklenmesi konusunda bir mutabakata varıldı.

· Türk Standartları Enstitüsü ile Kenya Standartları Bürosu arasında bir anlaşma metni imzalandı.

· TRT ve Kenya Yayın Kurumu arasında bir işbirliği anlaşması imzalanmıştır.

Uganda’ya benzer şekilde Kenya’da yakın zamanda bulunan zengin petrol rezervleri ülkenin önemini arttırmıştır. Bilindiği gibi Uganda’dan farklı şekilde deniz kenarında bulunan Kenya hem kendi petrollerini hem de iç bölgelerdeki diğer petrol sahalarından çıkarılan kaynakları boru hatları vasıtasıyla kolaylıkla uluslararası pazara ulaştırabilme kapasitesine sahiptir. Yakın gelecekte ekonomisi oldukça güçlenmesi beklenen Kenya ile farklı alanlarda işbirliğine şimdiden gidilmesi Türkiye için önemli bir kazanım olabilecektir.

Türkiye-Somali İlişkileri ve Türk Heyetinin Ziyareti:

Son yıllarda uluslararası camiada Türkiye ve Somali arasındaki yakın ilişkiler göze çarpmaktadır. Bilhassa yoğun çatışmaların ardından 2011 yılında yaşanan kuraklıktan sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın hemen Somali’ye giderek ülkenin kalkınması için desteklerini bildirmesi Somali halkında büyük sempati uyandırmıştır. Bu tarihten sonra büyük yıkıma uğramış ülkede Türk yardım ve yatırımları kayda değer bir ilerleme sağlanmasında etkili olmuştur.

2011 yılından günümüze kadar Somali’ye 400 milyon doların üzerinde insani yardım yapılmıştır. Türkiye Somali’de 4 sahra hastanesini kurulmasının yanında, 200 yataklı ve üstün teknolojiyle donatılmış Türk-Somali Eğitim ve Araştırma Hastanesinin açılışını 2015’te gerçekleştirmiştir. Türkiye’nin Somali’deki sağlık, eğitim, liman ve alt yapı alanındaki çalışmaları hızla devam etmektedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kafilesinin bu son seyahatinde Somali Hükümeti’nin Türkiye’ye bedelsiz tahsis ettiği 78,5 dönüm arsa üzerine inşa edilen Mogadişu Büyükelçiliğinin açılışı yapılmıştır. Mogadişu Büyükelçiliği sahip olduğu geniş arazisiyle ülkemizin en büyük dış misyonu unvanına sahip oldu. Ayrıca daha önceki yıllarda büyükelçiliğe yapılan intihar saldırısında şehit olan polis memuru Sinan Yılmaz’ın adı açılışı yapılan Mogadişu Büyükelçiliğinin toplantı salonuna da verilmiştir. Ayrıca yapımı Türkler tarafından hızla tamamlanmaya çalışılan Kızılay Sağlık Meslek Yüksekokulu’nun da bu Eylül ayında 600 öğrenciyle eğitime başlayacağı görüşmelerde ifade edilmiştir. Son olarak ise Somali ve dolayısıyla Doğu Afrika’nın güvenliği açısından önemli bir gelişme olarak da Somali’de inşa edilecek askeri eğitim merkezinden bahsedilebilir. Bu merkez 400 dönümlük geniş bir arazi üzerine inşa edilerek, Türk askerler tarafından Somalililere askeri eğitimler verilecektir.

BM gibi uluslararası örgütlerin Doğu Afrika’daki yardım bütçelerini kısmaya gittiği bir dönemde Türkiye’nin bu girişim hamleleri birçok uzman tarafından Türklerin Afrika kıtasındaki varlığını bir an önce arttırma isteğiyle açıklanmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Uganda’daki basın açıklamasında sürekli yinelediği “Dünya beşten büyük!” mesajını tekrar ifade ederek Afrika’nın barış ve istikrara kavuşması için ellerinden gelen desteği vereceklerini belirtmiştir.

Huriye Yıldırım

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir