KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Afrika’da Türkleri de vururlar!

Afrika’da Türkleri de vururlar!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 12 dk okuma süresi
291 0

Türkiye’nin Afrika’ya ilgisi yani sayılmaz. Yüzlerce yıllık bir bağdan söz edilebilir. İmparatorluktan cumhuriyete geçiş sürecinde ister istemez bir duraklama yaşandı. Türkiye iktisadi gücü yettiğinde imkân buldukça bu dostluk ve kardeşlik ilişkilerini perçinlemekten uzak kalmadı. 1998’de Türkiye’de ‘Afrika Eylem Planı’nın kabulüyle Afrika’ya yönelik siyasi, kültürel ve ticari ilişkilerde kendi payına düşeni aldı. Ticaret hacminin arttırılması doğrultusunda teşvikler ve yeni tedbirler uygulandı, “Afrika Ülkeleriyle Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi” hazırlandı ve 2005 yılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından “Afrika Yılı” ilan edildi. Sonrasında yeni Büyükelçilikler açılmasının planlanması gerçekleştirildi. 2008’de Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi düzenlendi. 2010’da kabul edilen “Afrika Strateji Belgesi”nin uygulanmasıyla, Türkiye’nin Afrika açılımı tamamlandı ve ilişkiler her alanda derinleştiği gibi çeşitlendi. Türkiye’nin Afrika’daki toplam yatırımlarının değeri 6 milyar ABD Doları aşmış bulunuyor. THY Afrika’da 32 ülkede 51 noktaya seferler düzenliyor. Türklerin Afrika’daki mevcudiyeti sömürgecilerin Afrika’da bulunma nedenlerinden çok farklı. Türkiye eşitler arası ilişki anlayışıyla bu coğrafyada teknolojik ve kültürel birikimini paylaşıyor. Türkiye’nin Afrika çıkarmasından rahatsız güç odaklarından söz edilebilir.

Bu yazıya sebep olan olay; Batı Afrika ülkesi Burkina Faso’nun başkenti Ouagadougou’da Aziz İstanbul isimli bir Türk restoranını hedef alan saldırı. Çok sayıda ölü ve yaralı olduğu bildiriliyor. Burkina Faso’nun başkenti Ouagadougou’da Aziz İstanbul isimli bir Türk işletmecinin restoranına saldırı düzenlendi. Restoranına ağır silahlarla ateş edildi. Hükümet yetkilileri ise saldırıda en 28 kişinin hayatını kaybettiğini aktardı. Saldırıyı henüz üstlenen olmazken, güvenlik güçlerinin ülke çapında operasyon başlattı. Burkina Faso İletişim Bakanı Remi Dandjinou, Aziz İstanbul adlı Türk lokantası ve yakınlarındaki Hotel Splendid’e yapılan saldırıyı “”terör saldırısı” diye nitelendirdi. Çeşitli sosyal medya hesaplarından yapılan yayınlarda ölenler arasında, bir de Türk vatandaşının olduğu, ABD, Kanada ve Ukrayna vatandaşlarının da bulunduğu belirtildi. Emniyet yetkilisi Guy Ye de 3 veya 4 silahlı saldırganın restorana motosikletlerle geldiğini, restorandakilere rastgele ateş ettiğini bildirdi.(1) Burkina Faso’nun başkenti Ouagadougou’da 2016’nın Ocak ayında benzer bir saldırı gerçekleşmiş 30 kişi hayatını kaybetmişti. El Kaide tarafından üstlenilen o saldırılarda da bir restoran ve otel hedef alınmıştı. Afrika ülkelerinde Türkiye’yi hedef alan saldırıların geçmişi birkaç yıl öncesine uzanıyor. 22 Ocak 2015’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Somali ziyareti öncesi, Mogadişu’daki Türk heyetine bombalı bir saldırı düzenlenmiş, saldırıyı El Şebab üstlenmişti. 30.03.2016’da Mogadişu’da 4. kilometre olarak bilinen bölgede, bir okulun servis minibüsüne kimliği henüz belirlenemeyen kişilerce düzenlenen saldırıda minibüste bulunanlardan Somali vatandaşı şoför ve tercüman hayatını kaybetmiş, Türk vatandaşı 4 öğrenci yaralanmıştı. Somali polis kaynakları, saldırıda yaralanan Türk vatandaşlarının ülkede bulunan Türklerin çocukları olduğunu, öğrencilerin okul dönüşü saldırıya uğradığını bildirmişti. 6 Ekim 2016’da Etiyopya’da hükümet karşıtı göstericiler protestolar sırasında, 2 Türk firmasının araç ve üretim tesislerine saldırmış, çevredeki çok sayıda araç ve tesise zarar vermişti.

Türkiye neden hedef alınıyor sorusuna verilebilecek cevap; Türkiye’nin Afrika’nın bu bölgesinde oyun bozucu görüldüğüdür. Çünkü Türkiye’yi hedef aldığı son derece belirgin terör olayının gerçekleştiği Burkina Faso’da Türk Büyükelçiliği 2012’de açıldı. Bu ülke 4 Eylül 1947’de Fransız Birliğinin bir parçası ilan edilmiş bir Fransız sömürgesi. 11 Aralık 1958’de Yukarı Volta Cumhuriyeti adını almıştı. Franko-Afrikalı Birliğinin de üyesi olan yeni cumhuriyet, 11 Aralık 1958’de Fransız birliği içerisinde sözde özerk olmuş, tam bağımsızlığını ise 5 Ağustos 1960’da kazanmıştı. 60 etnik grubu yaşadığı Burkina Faso nüfusunun % 62’si Müslüman, % 17,6’sı Hıristiyan. Nüfusun %20,4’ü yerel ve geleneksel dinlere inanıyor. Resmi dili Fransızca. More, Jula ve Gourma gibi yerel diller de konuşuluyor. Burkina Faso’da 3200 Fransa vatandaşı yaşıyor. Ülkede yaşayan Fransız nüfus projeler kapsamında yardım kuruluşları (?) adına ülkeye gelen Fransızlarla birlikte 20.000 kişiyi bulabiliyor. Liberya ve Sierra Leone’de yaşanan iç savaşlarda Burkina Faso’nun özellikle mühimmat ve elmas ticaretinde önemli rol aldığı ve bu ticaretten önemli gelir elde ettiği suçlamalarında bulunulmuştu. Ayrıca diğer komşu ülkelerin iç işlerinde muhalefeti ve ayrımcı grupları destekleyerek istikrarsızlık oluşturmakla itham edilmişti. Bu tür suçlamalara rağmen Burkina Faso, Afrika kıtasında oluşan birçok krizde arabuluculuk görevi üstlenmişti.

09-06-2012’de Fransız istihbarat servisi Katar’ın Mali’de karışıklık çıkarmak için bu ülkedeki silahlı gruplara silah ve para desteğinde bulunduğu iddiasını gündeme taşımıştı. Katar’ın Mali’nin kuzeyindeki “Mağrib el-Kaide’si”, “Ensar-ı Din” ve “Tuarek” silahlı milislerini maddi açıdan desteklediğini belirten Fransız istihbaratçıların, Katar’ın Afrika boynuzundaki İslamcı grupları desteklediğini, bu geniş bölgenin teröristler için yeni bir üs haline geldiğini söylemelerinin perde arkasında bölgede Fransız nüfuzunun kaybolmaya yüz tutmasının etkisi büyüktü. Silahlı grupların Nijer, Burkina Faso ve Cezayir sınırlarında kendileri için bir üs veya küçük bir ülke kurmaya çalıştıklarını öne süren Fransız istihbaratçılara göre Nijerya’daki “Boko Haram” (Batılı eğitim haram) grubu üyeleriyle birlikte daha önce Somali’de bulunan eğitmenleri de bu bölgeye gelmişlerdi.(2) Nijerya’nın kuzeydoğusu ve Mali’nin kuzeyi başta olmak üzere Moritanya, Senegal, Mali, Nijer, Çad, Sudan, Burkino Faso ile Nijerya’yı içine alan bu bölge siyasi istikrarsızlık ve çatışmalar nedeniyle göçlere sahne oluyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) verilerine göre, 1,4 milyon Nijeryalı, 795 bin Çadlı, 506 bin Malili, 372 bin Kamerunlu, 152 bine yakın Nijerli, 48 bin Moritanyalı, yaklaşık 41 bin Senegalli, 33 bin Burkina Fasolu ve 11 bin Gambiyalı ülkesindeki çatışmalar ve siyasi kriz yüzünden evini terk etmek zorunda kaldı.(3) Konuyla ilgili Birleşmiş Milletler batı Afrika özel temsilcisi Muhammed bin Şambas, Mali’de devam eden anlaşmazlığın Burkina Faso ve Nijer’e uzamasıyla birlikte, radikal grupların saldırılarının artabileceğine dair uyarılar yaptı. Bin Şambas, BM önünde özellikle Burkina Faso’nun kuzeyi ve Nijer’in batısında bulunan bölgeleri işaret ederek “Mali’deki istikrar kaybı, sınır bölgelerindeki saldırılarla birlikte, Burkina Faso ve Nijer’e doğru ilerliyor.” belirlemesinde bulundu.

Bin Şambas; Mali, Burkina Faso ve Nijer arasındaki sınırda bulunan Liptako-Gourma bölgesinin, son aylarda çok şiddetli çatışmalara ve terör olaylarına şahit olduğunu ve bu saldırıların sınır geçişlerindeki güvenlik noktalarını hedef aldığını sözlerine ekliyor. Yeni bölgeye intikal etmelerinden önce, sınırlarda uyuşturucu ticareti, insan kaçakçılığı ve silah ticaretini geçişlerinin rahatça gerçekleştirildiğine işaret ediyor. Nitekim Güvenlik Konseyi, Mayıs 2017’de aldığı kararla sahil ülkelerinden, (Burkina Faso, Mali, Moritanya, Nijer ve Çad) bölgedeki şiddet olaylarını bastırmak için, beş bin askerin bulunduğu ortak bir karargâh kurulmasına sıcak baktı. Washington, oluşturulacak gücün giderlerinin BM tarafından karşılanacak olması nedeniyle, BM’nin yetkilendirilmesine izin vermedi.(4) Hiç düşündünüz mü Washington istikrarsızlığın giderilmesi için ortak bir güç ve karargâh merkezi oluşturulmasına neden izin vermedi? Çünkü ABD Afrika Komutanlığı’nın (AFRICOM) başındaki General Thomas Waldhauser, 24 Mart 2017’de yaptığı açıklamada, Amerikan ordusunun Batı Afrika geneline “danışmanlar, istihbarat, eğitim ve donanım” sevk ettiğini duyurmuştu. Waldhauser, onlarca Afrikalı ordu subayını, AFRICOM’un Almanya Stuttgart’taki karargâhında yapılan görüşmelerde eğitime almıştı. ABD Afrika Komutanlığı Savunma Amirleri (CHoD) toplantılarının amacı, Afrikalı hükümetlerden, kıtadaki ortak ABD-Afrika askeri operasyonlarını koordine etmek üzere devamlı olarak Avrupa’daki ABD komutanlarının yanında görevlendirilecek “irtibat” subayları toplamak. AFRICOM’un Afrika’daki askeri varlığı, kıtanın ulusal hükümetlerine ve ordularına yönelik, kıtlıktan ve derinleşen ekonomik ve toplumsal krizin diğer dışavurumlarından kaçınılmaz olarak ortaya çıkacak olan kitlesel toplumsal muhalefeti ezmeye yöneliktir.(5) Anladınız mı şimdi ABD’nin Afrika’yı kimseyle paylaşmaya niyetinin olmadığını? Afrika’da Amerikalılar kadim sömürgeci Fransızlarla iş tutuyor. Türkleri ayak bağı gördükleri kesin!
Bakınız:
1- http://www.internethaber.com/burkina-fasoda-turk-restoranina-saldiri-en-az-28-olu-var-1800002h.htm / http://turkish.aawsat.com/2017/08/article55354717/burkina-fasoda-restorana-saldiri-1i-turk-17-olu
2- http://ydh.com.tr/HD10274_fransa-ve-katarin-afrikada-nufuz-savasi.html
3- https://tr.sputniknews.com/afrika/201506051015834152/
4- http://turkish.aawsat.com/2017/07/article55352069/bm-malideki-anlasmazlik-nijer-burkina-fasoya-uzaniyor
5- Thomas Gaist/ ‘ABD Sahraaltı Afrika ile Arap Yarımadası’ndaki tarihi kıtlığa askeri karşılık vermeye hazırlanıyor.’ /1 Mayıs 2017/ http://www.wsws.org/tr/articles/2017/05/01/fami-m01.html

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir