KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. ABD DAEŞ Haşdi Şabi üçgeninde kilit örgüt PKK/YPG!

ABD DAEŞ Haşdi Şabi üçgeninde kilit örgüt PKK/YPG!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 8 dk okuma süresi
357 0

Son gelişmelere bakıldığında Suriye’de PKK/YPG kilit örgüt. Bir bakıyorsunuz Suriye rejimi ile kol kola, bir bakıyorsunuz ABD ile aynı yatakta, bir bakıyorsunuz İranlı gönüllülerle görüşüyor, bir bakıyorsunuz Rusya’da temsilcilik açıyor. Çok yakın zamana kadar Salih Müslüm Ankara’dan çıkmıyordu. ABD, yarım yüzyıllık müttefiki Türkiye ile ilişkilerini kopartmak pahasına YPGyle yaptığı askeri ve siyasi ittifakını terör örgütü IŞİD (DAEŞ)’e mücadele eksenine oturttuğunu söylüyordu. Hatta bu amaçla Suriye ve Irak’ta konuşlanan küresel şer odağı sömürgeci ABD Suriye’de çoğunluğunu YPG’nin oluşturduğu Kürt Demokratik Güçleri’ne silah yardımı teslimatını başlatmıştı. ABD’nin YPG’ye gönderdiği silah envanterinde ağır makinalı tüfekler ve zırhlı araçlar bulunuyor. Bölgemizde ortalama insanın aklına mukayyet olmakta zorlanacağı bir süreç yaşanıyor.

Makedonya Kralı İskender’in dahi bir kılıç darbesiyle çözdüğü Gordion düğümünden daha karmaşık çözümsüz bir süreç bu. Şeytanı bile işsiz bırakabilecek gelişmelerden söz ediyorum. Örneğin Rakka’ya operasyon hazırlıklarını yürüten ABD’nin bilgisi dahilinde YPG’nin, DEAŞ ile Rakka konusunda anlaştığı ve DEAŞ militanlarına Rakka’dan çıkmaları için koridor açtığı ortaya çıktı. YGP ve DAEŞ terör gruplarının bölgede konuşlu ABD’nin Deltaforce ve Blackwater unsurlarıyla dolaysız irtibatları, bu anlaşmanın mimarının ABD olduğunu gösteriyor. Ancak bu anlaşmayı Ruslar onaylamadı ve Ruslar Rakka’dan çıkmaya çalışan DAEŞ konvoyunu imha etti. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan ‘IŞİD’in Rakka’dan çıkmak için Türkiye tarafından PKK’nın Suriye kolu olarak değerlendirilen YPG’nin oluşturduğu Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile anlaştığına’ dair açıklamanın güvenilir verilere dayandığını söyledi. (Bkz. https://tr.sputniknews.com/rusya/201705311028690545-lavrov-isid-kurtlerle-anlastigina-dair-guvenilir-veriler-var/ )

PKK/PYD/YPGnin anlaşılmasını zorlaştıran asıl amaç ve faaliyet ajandasını perdeleyen bir diğer gelişmede İran destekli milis gücü Haşdi Şabi ile ittifak gerçekleştirmesi. İtiraf etmeliyim ki, bu beni şaşırtan bir gelişme. Neden mi? 27 Aralık 2016’da “Haşdi Şabi’nin ne Sincar’daki PKK güçlerine yardıma gitmesi ne de İran’a yakınlığıyla bilinen Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve Değişim Hareketi (Goran)’la işbirliği yapması mümkün değil. Değil İran, hiçbir güç Haşdi Şabi ve 16. Türkmen Tugayı’nı bu işbirliğine zorlayamaz.” öngörüsünde bulunmuştum. Bana göre Haşdi Şabi’nin ana omurgasını Türkmenler oluşturuyordu dolayısıyla Türkiye aleyhine bir şer faaliyetine izin vermezlerdi. (Bkz. http://www.kafkassam.com/16-turkmen-tugayi-sincarda-pkkya-gecit-vermez.html )
Ben yine öyle düşünüyorum. PYD/YPGnin Haşdi Şabi ile anlaştığı bilgisi Suriye kaynaklı. Suriyeli Aşiretler ve Kabileler Yüksek Meclisi Başkan Yardımcısı Şeyh Rafi Ukla er-Raco, Irak hükümetine bağlı görünen İran destekli milis gücü Haşdi Şabi’nin Suriye’ye girdiğini, PYD/PKK ile işbirliği yaparak bazı köyleri ele geçirdiğini öne sürüyor. Şeyh Rafi Ukla er-Raco’ya göre, “Haşdi Şabi’nin, Esed rejiminin müttefiki olarak Kandil’den inen ve Suriye devriminin yaratığı ortamdan faydalanan PKK ile çıkarları birleşti. Bunlar, DEAŞ ile işbirliği yaparak, Suriye halkının özgürlük ümitlerini bitirmeye çalışıyorlar. Bununla da yetinmeyip tehcir ederek, asıl kimliklerinden uzaklaştırmaya çalışıyorlar.” Raco, Haşdi Şabi güçlerinin, ülkenin kuzeyindeki Musul operasyonuna katıldıkları bölgeden Suriye sınırına geldiklerini, son günlerde Suriye’nin kuzeydoğusuna Irak sınırındaki bölgesinden girişi yaptıklarını belirtiyor. (Bkz. http://www.dunyabulteni.net/manset/401298/hasdi-sabinin-suriyeye-girdigi-iddiasi )
15 Temmuz darbe kalkışması sonrasında havaya uçuşan söylentilerin biri de ABD’nin akıl fukarası sığır çobanlarının, terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı YPG denetimindeki Suriye Demokratik Güçleri’nden bir heyeti İncirlik’te darbeci askerlerle görüştürdüğü, darbe girişiminde başarılı olunması durumunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin, YPG güçlerinin arkasına ulanarak ABDli sığır çobanlarının yol göstermesiyle Suriye’de müşterek ve müttefik operasyonlara katılacakları iddiasıydı. Şahsen PYD ile Türkiye arasında çok ciddi sorunlar olduğunu düşünmüyorum, ayrıca PYD’nin tabanını oluşturan Kürt halkının da Türkiye’ye düşman olduğunu sanmıyorum. PYD; Türkiye’nin konjuktrel ihtiyacına göre kendi konumunu belirler, Türkiye’nin dosta ihtiyacı varsa dost, düşmana ihtiyacı varsa düşman olur. TSK’nın itirazı, ABD’nin bölgedeki insan kaynaklarını kendi emperyalist çıkarları doğrultusunda kullanmak istemesi ve bölgedeki diğer büyük ve küçük aktörlere bu çıkarlara hizmet etme onuru dışında başka bir şans tanımaması. (Bkz. 27 Ekim 2016/ http://www.kafkassam.com/darbenin-amaci-tsk-ile-pydyi-suriyede-muttefik-yapmakti.html )

IŞİD ile mücadele kapsamında Peşmerge’ye, Türk Silahlı Kuvvetleri destek veriyor. Bu kapsamda; Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, Irak’ın Kuzeyindeki dört farklı bölgede iki yılı aşkın süredir Peşmergelere; meskun mahallerde muharebe, El Yapımı Patlayıcı (EYP) ve EYP ile mücadele, Tanksavar, ağır makineli tüfek, havan, topçuluk, ileri gözetleyicilik ve ilk yardım eğitimleri verildi. Ayrıca Peşmergeye belirli seviyede malzeme, teçhizat ve bakım desteği de sağlandı. Peşmerge’ye askeri eğitim programında, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı ‘Bordo Bereliler’ olarak da bilinen Özel Kuvvetlerde görev aldı. Peşmerge Özel Kuvvetleri (Zerevani) tarafından ‘Roj Askeri Gücü’ adı altında eğitilen Rojavalı Peşmergeler, Kuzey Irak’ta IŞİD’e karşı savaşıyor. Kuzey Irak’ta 8 taburdan oluşan 5 bine yakın Rojava Peşmergesinin Suriye’nin kuzeyinde IŞİD’le mücadelede etkin rol oynaması bekleniyor. 1990’lı yıllarda Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, PKK ile mücadele eden Kürt Gruplara (Talabani-Barzani) aktif olarak destek sağlandı. Türkiye; Kuzey Irak kamplarında an itibarıyla PYD güçlerine katılan 5000 bin civarında Suriye Kürdüne askeri eğitim verdi. Bu nedenle PYD’nin kendisini tanımlaması ve konumlaması, Türkiye’nin bölgesel konjuktre göre şekillenen konsepti doğrultusunda gerçekleşiyor. (Bkz. 2 Şubat 2016/ http://www.kafkassam.com/pyd-guclerini-kuzey-irakta-turkiye-mi-egitti.html ) Ne anladınız?

Ömür Çelikdönmez
Twitter: @oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir