KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. 16. Türkmen Tugayı Sincar’da PKK’ya geçit vermez!

16. Türkmen Tugayı Sincar’da PKK’ya geçit vermez!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 10 dk okuma süresi
373 0

Türk basınında; İran’ın yönlendirmesiyle Iraklı Arap ve Türkmen gönüllülerden oluşturulan Haşdi Şabi’nin Türkiye’nin Suriye’de attığı adımlarla terör koridorunu engellemesi ve Sincar’daki terör örgütü unsurlarının tahliyesine dönük baskıları sonucu sıkışan PKK’nın yardımına koştuğu, gerekirse Sincar’da ki PKK’ya saldırırız’ mesajı veren Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) karşı siyasi ittifaklar organize etmeye koyulduğu, İran’a yakınlığıyla bilinen Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB), Değişim Hareketi’ne (Goran) birleşme teklifi götürdüğünün ortaya çıktığına dair bazı asparagas haberler yer alıyor. (Bkz. http://www.haber7.com/ortadogu/haber/2238287-iran-pkknin-yardimina-kostu ) Hatta geçtiğimiz günlerde Haşdi Şabi’nin bazı liderleri kamuoyuna Türkiye’nin Başika’dan çekilmesine dair açıklamalar yapmıştı. Şapkamızı önümüze koyalım ve bir itirafta bulunalım. Türkiye ne Suriye Türkmenlerine sahip çıkabildi ne Irak Türkmenlerine? İngiltere olmasaydı Kıbrıs Türklerine sahip çıkabilir miydi bilemiyorum. Yeni yetme İslamcıların beğenmedikleri Türk Dışişlerindeki Monşerler (!) Türkiye’yi zor dönemlerde her türlü küresel şer odaklarının musibet şimşeklerinden sarfınazar etmeyi başarabilmişlerdi. Atlantikçi, NATOmermer kafalı, Neo Osmanlıcı kadroların Türkiye’yi getirdikleri durum ortada. Her neyse gündem Suriye ama Irak’ta yaşanılan süreç, Suriye’yi aratır duruma dönüşme modunda.

Türkmen örgütü Haşdi Şaabi Komutan Yardımcısı Ebu Mustafa İmami’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti hükümetinin Irak Türkmenlerine yardımcı olmadıklarını söyleyerek, “IŞİD Irak’a girdiğinde Erdoğan neredeydi? Bu hükümet İŞID 500 bin nüfuslu Telafer’e girerek Türkmen köylerini yağmaladığında bir kınama dahi yayınlamadı” sözleri haklı bir çıkışın, edepli bir eleştirinin izlerini taşıyor. Aynı konuşmasında artık Türkmenlerin Irak denkleminde hesaba katılan bir güç olduğunu söyleyen, ancak Sayın Cumhurbaşkanının yanıltıldığından, Irak Türkmenleri konusunda eksik ve hatalı bilgilendirildiğinden haberi olmayan Ebu Mustafa İmami’nin; Türk milletinin parçası olmaktan gurur duyduklarını ama Türk hükümeti ile sorunları olduğunu kaydetmesi Türkiye’ye bir mesajdır. Bence Türk yetkililer bu mesajı iyi analiz etmeli. (Bkz. http://www.ilerihaber1.org/icerik/turkmen-komutan-isid-iraka-girdiginde-erdogan-neredeydi-61729.html )

Ebu Mustafa İmami diyor ki; “Şimdi biz Kerkük Türkmenleri olarak bir birlik kurmuşuz. Artık Türkmen’in gücü var, tüm ülkeyi savunacağız. Biz askeri birliğin adını Türkmen Gücü koymuşsak önce Türkiye’nin bize yardım etmesi gerekirdi. Çünkü Türkmenlerin hiç gücü yoktu. Türkmenler hiç böylesine imkâna kavuşmamıştı. Son iki yıl içinde Türkmenler hatırı sayılır bir güce kavuştular. Bu süreçte Türkiye’nin bize hiçbir desteği olmadı. Aksine karşı grupları desteklediler. Şimdi Telafer’de de gücümüz var. Orası bir Türkmen şehri ve Türkiye oraya rahatlıkla yardım edebilirdi, ama bunu yapmadı. IŞİD oraya girdiğinde, Türkmen’in namusunu kirlettiğinde, çocuklarını ve gelinlerini esir götürdüğünde Türkiye neredeydi? IŞİD Türkmen ellerini viran edip harabeye çevirdi. Türkiye o toprakları Türkmen olarak görmüyor mu? Aynı şekilde biz Kerkük’te bunca teşkilat kurduk. Ankara bizi görmezden geldi. Biz onlardan bir şey istemiyorduk, en azından tebrik etmeleri yeterdi” (Bkz. http://otukendergi.com/ortadogunun-yeni-trendi/ )

Çoğumuz belki bu sözleri Şii bir Türkmen’in Türkiye düşmanlığı veya hükümet karşıtlığı gibi anlaması mümkün. Velakin ben öyle düşünmüyorum. Bu kardeş Irak Türkmenlerinin dostça bir serzenişinden başka bir şey değil. Satır araları iyi tahlil edildiğinde, Türk makamlarına bir çağrı var! Bu konuda Irak Türkmen Cephesi Genel Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşat Salihi’ye büyük görevler düşüyor. Türkiye’nin başına bela olan Fetö terör örgütünün ABD ile Kuzey Irak’ta nasıl iş tuttuğunu bilmeyen yok. Erşat Salihi, kendi yaşadıklarından yola çıkarak, Fetöcülerin Irak Türkmenleri ile Türkiye’nin arasını nasıl açtıklarını Türkmen toplumun önde gelen isimlerine anlatmalı! Fetöcülerin Irak Türkmenleri ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki bağı nasıl koparıp attıklarını, 4 Ağustos 2016’da “Kürtlerin FETÖyle imtihanı ve Türkmen Cephesinin başına gelenler!” başlıklı yazımda belirtmiştim.

“Türkmen dosyası çok güçlüyken Asker’den çekilip Dışişleri’ne verilmesiyle birlikte Türkmen davası sürekli kan kaybetmeye başladığı gibi bazı bölünmelere neden oluyor. FETÖcü yapının girişimi ve yönlendirmesiyle başlatılan Türkmen Cephesini zayıflatma projeleri sonuçlandığında ortaya çıkan tablo, maddi ve manevi kayıpların bu işin hiçbir düşman gücün veremeyeceği zararın ötesinde ve üstünde olmasıydı. Türkmen ana partileri İTC çatısından uzaklaştırılmış, maddi destekleri kesilmiş, daha sonra bu partiler İTC’ye, İTC’de bu partilerle karşı karşıya getirilmiş velhasıl ekilen fitne tohumları başak vermiştir. Bir diğer operasyonda Irak Türkmenlerinin tek karar merkezi olan Irak Türkmen Meclis’inin (ITM) fesh edilmesi ve birçok ülkedeki Türkmen temsilciliklerinin kapatılmasıdır. Hatta O dönem İTC genel Başkan’ı olan Dr. Sadettin Ergeç’in kurultaysız bir şekilde başkanlıktan ayrılması da gerçekleştiriliyor. (Bkz. Ömür Çelikdönmez/ http://www.kafkassam.com/kurtlerin-fetoyle-imtihani-ve-turkmen-cephesinin-basina-gelenler.html )

Haşdi Şabi’nin ne Sincar’daki PKK güçlerine yardıma gitmesi ne de İran’a yakınlığıyla bilinen Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve Değişim Hareketi (Goran)’la işbirliği yapması mümkün değil. Değil İran, hiçbir güç Haşdi Şabi ve 16. Türkmen Tugayı’nı bu işbirliğine zorlayamaz. Talabani’nin adamı Necmettin Kerimi’nin yönettiği Kerkük’te Türkmen liderlere ve Türkmen kamu görevlilerine saldıranlar KYB mensupları değil miydi? (Bkz. Ömür Çelikdönmez/Kerkük’te Türkmen istihbaratçıyı kim öldürdü?/10-10-2015/ http://www.bizturkmeniz.com/tr/index.php?page=article&id=327962016 ) Nisan ayında, Irak’ta dengeleri değiştirebilecek gelişmeler değerlendirmesinde bulunduğum, merkezi Irak hükümetine bağlı Kerkük civarında konuşlanan gönüllü Şii milisler ile Talabani’ye bağlı güçler arasında çatışmalar patlak vermemiş miydi? Bu çatışmanın gerçekleştiği Tuzhurmatu Türkmen nüfusun yoğun olduğu büyük bir ilçe. Çatışmalar Talabani’ye bağlı güçlerle, aralarında Türkmenlerinde yer aldığı Irak ordusun bağlı gönüllü milislerin oluşturduğu Haşdi Şabi arasında yaşanmıştı.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Parlamentosundaki Irak Türkmen Cephesi (ITC) Milletvekili Aydın Maruf, İran’a yakınlığıyla bilinen Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Peşmerge güçleri ile Haşdi Şabi çatısı altında yer alan Şii Türkmen milisler arasındaki gerginliğin nedenleriyle ilgili yaptığı açıklamada olayın etnik değil dini yani mezhebi bir çatışma olduğunun altını çizmiş ve Tuzhurmatu’daki olayları Türkmen-Kürt çatışması olarak yorumlamanın yanlış olduğunu belirterek ”Bu etnik değil, ancak mezhep ve çıkar çatışmasıdır.” demişti. Bende bu gelişmeleri, “Türkmenler Irak Ordusu içindeki konumlarını güçlendiriyor. Daha önce Irak Türkmen Cephesi; Federe Türkmeneli Devleti kuracaklarına dair sinyalleri verdiği gelişmeyle, bölgede yeni bir güç merkezinin oluştuğunu deklare etmişti. Görünen o ki, Tuzhurmatu çatışmalarından Türkmen Federe Devletine doğru bir gidiş söz konusu.” şeklinde yorumlamıştım. (Bkz. Ömür Çelikdönmez/ 26 Nisan 2016 / http://www.kafkassam.com/tuzhurmatudan-turkmen-federe-devletine.html )

Korkmayın! Haşdi Şabi içindeki 16. Türkmen Tugayı, Türkiye’nin gösterdiği vefasızlığa rağmen, Sincar’da PKK’ya geçit vermez! Türk ordusuna silah çekmez. Onlar bilir ki; “şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi!/ senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi!/ ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın! /galip et çünkü bu son ordusudur İslamın….”

Ömür Çelikdönmez

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir