KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Türkiye Irak ve İran arasında su savaşları başladı!

Türkiye Irak ve İran arasında su savaşları başladı!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 13 dk okuma süresi
411 0

Topraklarının büyük bir bölümünü çöllerin teşkil ettiği Ortadoğu bölgesinde, çölü olmayan tek Ortadoğu ülkesi Türkiye. Öte yandan bölgede çoğu ülke su sıkıntısı çekerken, Türkiye; büyük su rezervlerine sahip.(1) Türkiye’nin coğrafi konumu; dünya güç merkezleri arasındaki dengeyi etkileyecek şekilde, sürekli ve çok yönlü çıkar ve güç çatışmalarının yaşandığı, kritik bir bölgeyi kapsıyor. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’nin sıcak çatışma bölgeleri Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu arasında yer aldığı görülür. Su kaynakları bakımından çevresindeki komşularına göre daha elverişli şartlardaki Türkiye; her zaman askeri ve savunma gücünü daima büyük bir dikkat ve kararlı bir şekilde korumak zorunda. Küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi parametreler ele alındığında Türkiye’nin sahip olduğu su kaynaklarının hidropolitik hamleler yapmasına imkân tanıdığı söylenebilir.

Nitekim çevresel güvenlik yaklaşımları içerisinde değerlendirilen hidropolitik, 21. yüzyılın en önemli konularından biridir. Hidropolitik ülkeler arasında su kaynaklarının kullanımı nedeniyle ortaya çıkan çıkar ilişkilerini değerlendirerek, sudan yararlanmaya dönük sosyo-ekonomik, politik ve hukuki önlemlerin alınmasına yönelik politikaları inceleyen bilimdir. Türkiye’nin sınıraşan sular politikasının büyük bir bölümünün Dicle-Fırat özelinde ortaya çıktığı ve havzadaki hidropolitik kaymaların diğer sınıraşan sularımıza nazaran daha etkili uyuşmazlık noktaları yarattığı görülmektedir.(2) Bu çerçevede Türkiye’nin Dicle-Fırat sınıraşan sularının kullanımı ve tahsisi konusunda izlediği politika, Ankara’yı Tahran ve Bağdat yönetimleri ile karşı karşıya getirebiliyor. Suyun stratejik önemi özellikle çatışma bölgelerinde öne çıkıyor. Savaşlarda taraflar suyu kontrolü altında tutan cephe olmak için çaba sarf ediyor. Su kaynakları zenginliği ve çeşitliği açısından Türkiye, diğer komşularına göre çok daha şanslı.

Buna rağmen yarı kurak iklim kuşağında bulunan Türkiye, sanılanın aksine su zengini bir ülke değildir. Bu durum, kısıtlı su kaynaklarının verimli kullanımını ve entegre yönetimini gerekli kılmaktadır. Türkiye’nin yenilenebilir, ucuz ve çevre dostu olan hidroenerji potansiyelinden ve su kaynaklarının sağladığı diğer ekonomik ve sosyal faydalardan verimli ve sürdürülebilir biçimde yararlanması amacıyla gerekli projeler hayata geçirilmektedir. Bu çerçevede, başta GAP Bölgesi olmak üzere ülkedeki baraj, hidroelektrik santrali ve sulama projelerini bir an önce gerçekleştirmesine ilişkin çalışmalar sürdürülmektedir. Tek bir nehir halinde denize dökülen Fırat ve Dicle Nehirlerinin tek bir havza oluşturduğu genel kabul görmektedir. İki nehir tek havza ilkesi Türkiye için vazgeçilmez bir koşuldur.

Bu kapsamda iki nehrin toplam su potansiyelinin, suyun verimli şekilde kullanılması ve yeni sulama teknolojileri sayesinde elde edilen faydanın azami seviyeye çıkarılması kaydıyla, kıyıdaş üç ülkenin ihtiyaçlarını karşılamaya yeterli olduğu düşünülmektedir. Bu çerçevede Türkiye, suların hakça, akılcı ve optimum kullanımını, suyun yararlarının paylaşılmasını ve diğer kıyıdaş ülkelere “ciddi zarar” verilmemesini savunmakta olup, Dicle ve Fırat suları konusunun tüm boyutlarıyla ve bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini değerlendirmektedir.(3) Su sıkıntısının gelecek 20-25 yıl içerisinde Orta Doğu dâhil bazı bölgelerde su krizine dönüşmesi yüksek ihtimal. Zayi olması halinde ikamesi mümkün olmayan bu doğal kaynağın, 21. yüzyılın stratejik kaynaklarından biri olacağını tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok!

Bununla birlikte Mustafa kemal Paşa’nın TBMM’deki 1 Kasım 1929 tarihli konuşmasında; “Su işlerinin kuruluş etütleri yeni başlamıştır. Ekonomimizin ana önlemlerinden olan, su işleri genel idaresinin teknik yetenek ve gücünün çok sağlam biçimde tespit edilmesi gereklidir.” ifadesi uzak görüşlülüğünü gösteriyor.(4) Türkiye’nin Su kaynakları politikası, suyun ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınması, su ve gıda güvenliği açısından öncelikleri, AB ile tam üyelik müzakereleri, bölgesel gelişmeler göz önünde bulundurularak oluşturulmakta ve değişen koşullara göre gözden geçirilmektedir. Türkiye, sınıraşan suları kıyıdaş ülkeler arasında anlaşmazlıktan ziyade, bir işbirliği unsuru olarak görüyor ve sınıraşan sularla ilgili meselelere kıyıdaş ülkeler arasında çözüm aranması gerektiğini savunuyor.

Su konusu son yıllarda uluslararası gündemin üst sıralarında yer almaya başladı. Suyun dünya kamuoyunun ilgisini giderek artan bir biçimde çekmesinin başlıca sebepleri nüfus artışı, hızlı şehirleşme ve sanayileşmenin yol açtığı su ihtiyacı ve iklim değişikliğidir. Birleşmiş Milletler’in 28 Temmuz 2010 tarihli “Temiz içme suyuna ve hıfzıssıhhaya erişim, yaşamdan ve tüm insan haklarından faydalanmak için temel bir insan hakkı olarak tanınmaktadır.” kararıyla suya erişim hakkı temel insan hakkı olarak tanındı. 1993 yılından bu yana da 22 Mart’ta Dünya Su Günü adı altında insanlığın karşı karşıya olduğu su krizine dikkat çekiliyor. BM verilerine göre dünyada şu an 884 milyon insanın güvenli içme suyuna erişimi yok. 2050 yılı itibariyle bu sayının 5.7 milyara çıkması bekleniyor.

Giderek büyüyen bu tehdit, sosyal ve siyasi gelişmeleri de tetikliyor. Tarih boyunca savaşlara ve ihtilaflara neden olan su paylaşımı konusu, ülkelerin dış politikasının şekillenmesinde önemli rol oynuyor. O ülkelerden biri de Fırat ve Dicle gibi geniş bir coğrafyanın can damarı olan iki nehrin çıkış noktası konumundaki Türkiye. Türkiye daha önceki yıllarda su politikaları nedeniyle Arap Birliği ve İslam Konferansı Örgütü gibi kuruluşlara şikâyet edilmişti. Bir ara Türkiye’nin üstüne insan hakları üzerinden çullanan Avrupa Birliği ve ABD, şimdilerde Birleşmiş Milletler’in 28 Temmuz 2010 tarihli kararını gerekçe göstererek yeni hazırlıklar içinde olabilir. Irak ve İran yönetiminin bu hazırlıklara katkı sunması kimseye sürpriz gelmesin. Şimdi bu da nereden çıktı der gibisiniz? Türkiye’nin Dicle nehri üzerine kurduğu Ilısu barajı Ankara’nın; Bağdat ve Tahran ile arasını açmış gözüküyor. Temelden yüksekliği 135 metre, kurulu gücü bin 200 megavat, yıllık ortalama 4,12 milyar kilovatsaat enerji üretecek Ilısu Barajı’nda 6 üniteden oluşan enerji santral binasında şu ana kadar 5 rotorun yerleştirilme işlemi tamamlanmasıyla, GAP’ın vizyon projesi ve can damarı olan, kendi tipinde gövde dolgusu bakımından dünyanın en büyük barajı olma özelliğine sahip Ilısu Barajı’nda su tutulmaya başlandı.

Diyarbakır, Batman, Mardin, Siirt ve Şırnak olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesinin tamamının kalkınmasına katkı sağlayacak olan Ilısu Barajı ile 10,4 milyar metreküp su depolanması ön görülüyor. Toplam maliyeti 8,5 milyar lira olan Ilısu Barajı, sadece elektrik enerjisi üretimiyle ekonomiye yıllık 1,5 milyar lira katkı sağlayacak.(5) Irak ve Suriye’den Tunceli’ye kadar uzanan dağlık alanda saklanmaya ve terör eylemleri yapmaya çalışan terör örgütü PKK’nın geçiş güzergâhında olması nedeniyle Ilısu Barajı şantiyesinin defalarca hedef haline gelmiş, bu terör eylemlerinin arkasında komşu ülkelerin olabileceği düşünülmüştü.

Ilısu barajına ilk tepki gösteren İran olmuştu. Temmuz 2017’de İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Masume İbtikar, Türkiye’yi Dicle ve Fırat nehirleri üzerinde inşa ettiği barajlardan dolayı İran’da toz fırtınalarına yol açmakla suçlamıştı. İbtikar, Türkiye’den, baraj yapmadan aşağıdaki diğer ülkelerde oluşacak çevre sorunu ve bunun olumsuz etkisini incelemesini talep etmiş, Türkiye’nin yaptığı barajların Irak ve Suriye’deki su kaynaklarını doğrudan etkilediğini, bunun da İran’da dolaylı toz fırtınalarına sebep olduğunu ileri sürmüştü.(6) Irak Başbakanı Haydar Abadi de Ankara’nın çiftçilerin oylarını kazanmak için Dicle Nehri üzerinde inşa edilen Ilısu Barajı’nı erkenken doldurmaya başladığını Su meselesini “siyasi bir sorun” olarak nitelendirdi. Geçtiğimiz günlerde Ilısu Barajı’nın doldurma işlemine başlanmıştı. Bu da Irak’a akan Dicle Nehri’nin su oranının ciddi bir şekilde azalmasına neden oldu. Bu durum Irak’ta tepkiyle karşılandı.(7)
“Sigaranın dumanı orucu bozmaz. Ancak sigaranın bırakılmasını tavsiye ediyorum, en azından Ramazan ayında ve gündüz.” açıklaması yapan, 12 Mayıs’ta Irak’ta yapılan genel seçimlerde 54 sandalye alarak birinci olan Sairun Koalisyonu’nun başkanı Şii dini lider Mukteda es Sadr; Irak’ta yaşanan su krizinden dolayı acil toplanma çağrısı yaptı. Mukteda es Sadr daha öncede Türkiye ve İran’ın, Irak’a akan Dicle ve Küçük Zap nehirlerinin akışını “kasıtlı olarak durdurduğunu” söylemişti.(8) Ilısu barajında su toplanması nedeniyle Irak’ta yaşanan su sıkıntısı ile ilgili tepki göstermenin ötesinde iki ülke arasında diplomatik krizi bırakın savaş çıkmasına neden olabilecek teklif sahipleri de var. Bunlardan biri de Nuri Maliki’nin lideri olduğu Kanun Devleti Koalisyonu Parlamenteri Zeynep Hezreci. Diyor ki; Irak bir an önce Türk büyükelçiliğini sınır dışı edip, Ankara ile ilişkilerini kesmeli. Irak hükümeti, parlamento, bakanlar, aktivistler ve parlamenterler açıklamalar yaparak, Türk devletinin bu kararının bölgede büyük facialara neden olacağını belirterek, bir an önce bu karardan dönülmesi için çağrılar yapıldı.(9) Türk Silahlı Kuvvetlerinin terör örgütü PKK’nın merkez üssü Kandil’e adım adım yaklaşan operasyonu nedeniyle Türk ordusuna işgalci yaftasını yapıştıranların bir damla suya hasret kaldıkları ortada. Bu durum devam ederse hemen İran trolleri devreye girer Türkiye’yi Kerbela’da su içmesine vermedikleri, Hz Hüseyin ve akrabalarını öldürten Yezide benzetirler.

Bakınız:

1- Prof. Dr. Ramazan Özey /Türkiye’nin Jeopolitiği Değişimler ve Öncelikler/ https://www.pegem.net/dosyalar/dokuman/422017134636jeo.pdf
2- Onur Öktem/ Türkiye’nin Sınıraşan Sular Politikasında Karşılaştığı Kısıtlar: Dicle-Fırat Örneğinde Yeni Bir Hidro-Strateji/ http://www.imo.org.tr/resimler/ekutuphane/pdf/9158.pdf
3- http://www.mfa.gov.tr/turkiye_nin-su-politikasi.tr.mfa
4- http://www.ata.tsk.tr/01_hayati/uc_ucuncu_yasama_yili.html
5- https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/ilisu-barajinda-haziranda-su-tutulmaya-baslanacak/1068239
6-http://m.krdnews.net/index.php/news/doga-ve-cevre/iran-turkiyeyi-toz-firtinasina-neden-olmakla-sucladi
7- http://www.rudaw.net/turkish/middleeast/iraq/06062018
8- http://www.rudaw.net/turkish/middleeast/iraq/04062018
9- http://www.basnews.com/index.php/tr/news/middle-east/442190

Ömür Çelikdönmez
Twitter: @oc32oc39

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir